Münafıkların külâhı yine boş kalmadı
By Jonathan Kucukarabaci on Mar 13, 2015 in darbe, FETÖ ve Gülenistler
Cemaatin övünç kaynağı olarak lanse edilen Türk okullarıyla ilgili bir dizi usulsüzlük deşifre oldu. ABD’de uygulanan göçmen yasasını kılıfına uyduran cemaatin, okullarda çalıştırdığı Türk öğretmenlere düzenlediği gizli ‘tüzük’ çerçevesinde maaş ödediği ortaya çıktı:
“Bir dizi usulsüzlüğü ABD’de federal yetkililere iletip, rapor tutturduk. Tüzükle ilgili verdiği bilgilerden vazgeçmesi için kocama bir kağıt imzalaması teklif edildi. Ancak Mustafa reddetti” diye konuştu. Aynı gün ailesinin Türkiye’deki evini polis basan Mustafa Emanet ise yaşadıklarını şöyle anlattı: “İfade için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gittim. 2 gün neyle suçlandığımı bilmeden nezarette kaldım. Avukatım aracılığıyla uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlandığımı öğrendim. Önce Metris’e ardından Silivri’ye gönderildim. 10 gün cezaevinde kaldıktan sonra avukatımın itirazı üzerine serbest kaldım. İki yıl süren davanın ardından beraat ettim.” (Basın)
… Müslüman görünüp Müslümanları vuranlar üzerine okumak için …
Fethullah Gülen’i iyi bilirdik
(Son güncelleme: Üçüncü sürüm, 28 Ocak 2014)
Türkçe Olimpiyatlarını ve Türk okullarını sevmiştik. Gözü yaşlı vaizin Amerika’da yaşamasına alışmıştık. 1980 öncesinde komünizme karşı CIA ile işbirliği yapmasına “taktik” demiştik. Fethullah Gülen aleyhine açılan davalardan birinin iddianamesinde“pozitivist felsefeye karşı olmak” ile suçlanıyordu. Biz de karşıydık pozitivizme. “Aferin” dedik, “bizdensin”.
Bugün gerçek şu ki Fethullah Bey’in ekibi manşetle, kasetle hükümet devirmeye çalışan, yalan haberle Türkiye’yi ve Müslümanları sürekli zora sokan çirkin insanların tahakkümü altında. Bizim sevdiğimiz, güvendiğimiz “küçük eller” ise koyun sürüsü gibi suskun. Medyada, devlet kurumlarında, emniyet ve adaletin içinde çeteleşme, ergenekonlaşma var. Gülen cemaati dünya ile uğraşmaktan ahirete vakit ayıramıyor. Gülen cemaati bir cemaatten başka herşeye benziyor.
Kitabın ilk yarısında Fethullah Bey’i ve ekibini öven, yapılan iyi işleri savunan, destekleyen makaleler bulacaksınız. Bugün yaşadıklarımızla birlikte değerlendirince can acıtan bir soru kendini dayatıyor bize: Fethullah Gülen ve kurmayları bizi baştan beri kandırdı mı? Yoksa “küçük eller” dediğimiz masum insanların güzel teşkilâtı sonradan mı kokuştu? Kitabı buradan indirebilirsiniz.
Hükümeti devirmek isteyen birileri mi var?
4 Türk bankası çalışanlarını sömürmek, tüketiciyi kandırmak ve haksız rekabetten dolayı çok ağır cezalar yediler. Hemen ardından Türkiye tarihin en büyük anti-kapitalist ayaklanmasını yaşadık. Göstericiler “Sosyalist Türkiye” ve “yaşasın devrim” sloganları atarak orak-çekiçli pankartlar, Deniz Gezmiş posterleri taşıdılar. Tuhaf olan ise bazı bankaların ve holdinglerin bu ayaklanmaya destek olmasıydı. Anti-kapitalist göstericiler 20 gün boyunca İstanbul’un en lüks otellerinden birinde bedava kaldılar. Tuhaflıklar bununla da bitmedi. CNN, BBC, Reuters ve daha bir çok medya kuruluşu bir kaç sene önce, üstelik yabancı ülkelerde çekilmiş yaralı ve ölülerin fotoğraflarını “Türkiye” diyerek servis etti. Tayyip Erdoğan’a destek için toplanan AKP’lilerin fotoğrafı CNN tarafından kazayla(?) “Ayaklanmış Protestocular” olarak yayınlandı.
Dünyada da tuhaf şeyler oldu:
- Türkiye ile neredeyse aynı anda Brezilya’da bir halk(?) ayaklanması başladı.
- Georges Soros’a ait ekonomi gazeteleri Çin ekonomisi hakkında aşırı kötümser haberler yaydılar.
“Kazalar” bu kadar çoğalınca insanlar ister istemez bazı şeyleri sorguluyor:
- Türk bankaları neden sermaye düşmanı, anti-kapitalist bir ayaklanmaya destek oldu?
- Acaba 2008 krizinden sonra kan kaybeden ABD ve Avrupa kaçan sermayeyi geri çekmeye mi çalışıyor?
- Brezilya, Çin ve Türkiye Avrupa ve ABD’deki yatırımları çekmenin cezasını mı ödüyor?
Elinizdeki kitap bu sorulara ve darbe iddialarına cevap arıyor. Buradan indirebilirsiniz.
Genel seçimler yaklaşırken başladı Taksim Gezi Parkı olayları. İnsanlar öldü, yaralananlar, tutuklananlar oldu. Taksim’deki sanat galerileri bile yağmalandı. Maddî zarar büyük: Yakılan otobüsler, özel araçlar, iş yerleri. Ancak hâlâ isyancıların ne istediğini bilmiyoruz. Taksim Dayanışma Grubu’ndan çelişkili açıklamalar geliyor. Polisi ya da göstericileri suçlamadan önce şunu bilmek gerekiyor: “Çapulcular” ne istiyor? Daha fazla demokrasi? Sosyalizm? Devrim? Darbe? Elinizdeki e-kitap bu sorulara cevap arıyor. Buradan indirebilirsiniz.
3 Yorum
Yazan:fahren Tarih: Mar 13, 2015 | Reply
Kaynak:basin hahaha hangi basin zift medyasi olabilir mi)))))
Yazan:Jonathan Tarih: Mar 20, 2015 | Reply
Basın : Jonathan Kucukarabaci!!!???
kemal sunal filmlerinden sonra derece yaparsınız komedide. Hatta biraz daha zorlarsanız belki şirinleri bile görebilirsiniz…
Yazan:JK Tarih: Mar 21, 2015 | Reply
ismi “Gülen” olan adam sürekli agliyor; fareli köyün kavalcisi gibi pesine takilan bir sürü garibani ordan oraya sürüklüyor. Artik hersey mümkün 🙂