Doğunun Limanları / Amin Maalouf
By מגדל שלום מאיר on Tem 19, 2015 in edebiyat, Kitap Alıntısı
“… Siz de takdir edersiniz ki bir isim bembeyaz bir sayfa olmalıdır ki, kişi ömrü boyunca yazabileceği ne varsa yazsın. … Gene de hayatta kalabildimse, hayatta kalmamak da irade gerektirdiği içindir. O bile, elimi ölüme uzatacak güç ya da istek bile yoktu bende. Birkaç şişe ilaç alsam, merdivene koşsam, çatıya çıksam, boşluğa atlasam.. Bina sadece iki katlıydı; ama şansım yaver giderse bütün kemiklerimi kırardım. … Her şeye karşıydı. Kanunlara, dine, geleneklere, paraya, politikaya, okula.. Saymakla bitmez. Değişen ve değişmeyen her şeye karşı. “Aptallığa, zevksizliğe, örümcek kafalara karşı.” derdi. Muazzam ayaklanmalar hayal ederdi. … Kendi yolunda tıkır tıkır yürüyen bir dünya istemiyordu artık; rayından çıkan her şey, yıkıcı sanat, bozguncu ayaklanmalar, sınırları zorlayan keşifler, delice hevesler, tuhaflıklar deyim yerindeyse onu kendinden geçiriyordu, hem de delilik derecesinde. … İnsanların isyancı doğduğunu, okulun ise onları boyun eğen, kaderine razı olan, evcilleştirilmesi daha kolay varlıklar haline getirdiğini söylerdi. Geleceğin devrimci önderleri böyle bir yola giremezlerdi. O şekilsiz sürünün içinde boğulup gidemezlerdi …”
… E-kitap okumak için…
“…Benim öyküm bir rivayetten ibaret, bu yüzden benden miş’lerle bahsediyor diğerleri. Beni, yaşamadığım sandıkları kocaman bir hayatı geri çevirmekle yargılıyorlar. Sorsalardı bana, derdim ki, beni yaşamadığım sandıkları kocaman bir hayatı geri çevirmekle yargılayanlara, evinden ayrılmayan/ayrılamayan, öyküsünü değil, hayallerini anlatır elbet, ya da masalları. Oysa bilmek yaşamak değildir her zaman, yaşamanın bilmek anlamına gelmeyeceği gibi her daim. Gözlerimde; bir şeyler yaşamış olanların, yaşamadıklarını sandıklarına olan o kendini beğenmiş, o her şeyi bilen bakışına rastlayamazsınız bu yüzden…”
Son romanı Bela’dan da tanıdığınız DD yazarı Suzan Nur Başarslan’ın öykülerini derlediği bu kitabını ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.
Elinizdeki bu kitabı Sinema’nın programlanmış ölümüne karşı bir direniş olarak görebilirsiniz. İnsan’dan vaz geçmeye yeltenen, Güzel’i, Sanat’ı,İnsan’ı kâr-zarar tablolarına sıkıştırmaya çalışan endüstriye “Hayır!” demenin nazik bir yolu.Sinema bütün “teknik” karmaşıklığına rağmen insansız olmaz. Sinema insanlar tarafından yine insanlar için yapılan bir sanattır.
Derin Düşünce yazarları izledikleri 28 filmi anlattılar. İnsanca bir perspektiften, günlük hayatlarındaki, iç dünyalarındaki yansımalara yer vererek… İran’dan Arjantin’e, Fransa’dan Afganistan’a, Rusya’dan Türkiye’ye uzanan bir yolculukta, İnsan’dan İnsan’a… Umulur ki bu kitap Andrei Tarkovsky, Semih Kaplanoğlu, Mecid Mecidi, Nuri Bilge Ceylan ile buluşmanın farklı bir yolu olsun… Buradan indirebilirsiniz.