Soneler / William Shakespeare
By Berivan K. on Ağu 24, 2015 in İnsan şiirleri, Kitap Alıntısı, Sanat
Hayalinle açık kalsın ağırlaşan göz kapaklarım,
Baksın dursun mu istiyorsun ağırlaşan geceye?
Durmadan bölünsün mü yani sence uykularım,
Sana benzer gölgeler oynaşırken
Gözlerimin önünde?
Yoksa yanıma kendi yerine
Ruhunu mu gönderiyorsun,
Yuvasından böyle uzakta ne yaptığımı gözlesin de,
Ayıplarımı yakalasın,
Nasıl aylaklık ettiğimi görsün,
Kıskançlığına yön versin, hedef göstersin diye.
Yok yok aşkın büyükse de o kadar da değil şu an
Gözlerimi hep açık tutan, benim aşkım aslında
Benim şaşmaz aşkım yine, diriliğimi bozan,
Durup dinlenmeden bekçilik ettiren senin uğruna,
Senin nöbetindeyim ben,
Başka yerde sen uyanıkken
Benden çok uzaklarda…..
Başkalarına yakınken…
75. Sone
Hayat için besin neyse, sende osun aklıma,
Toprağıma yağan yağmursun tatlı tatlı,
Öyle kaçtı ki rahatım sende bulduğum huzurla,
Servetiyle barışmayan bir cimriyim tıpkı,
Bir an sevinç duyarken korkuyorum sonra hemen
Haydut yıllar çalar götürür diye hazinemi
Bir an….
Baş başa kalmaktan öte bir şey istemezken
Sonra diyorum ki alem niye görmesin sevincimi
Bazen , sana baka baka kendime çektiğim ziyafetle,
Doydum sanırken bir bakışın açlığıyla ölüyorum sonra,
Senin bana verdiğin veya verebileceğinden öte,
Ne bir şeyden zevk alıyorum ne de çabalıyorum almaya
İşte böyle her gün hem açlıktan ölüyor hem tıkanıyorum,
Ya oburca her şeyi yiyorum ya hiçbir şeye dokunamıyorum
… Toplum ve insan üzerine kitap okumak için…
“Düşümde bir kelebektim. Artık bilmiyorum ne olduğumu. Kelebek düşü görmüş olan bir insan mıyım yoksa insan olduğunu düşleyen bir kelebek mi?” (Zhuangzi, M.Ö. 4.yy)
“Ben” kimdir? İnsan nedir? Hakikat’in ne tarafındayız? Hiç bir şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde nasıl bilebiliriz bunu? Zekâ, mantık ve bilim… Bunlar Hakikat ile aramıza bir duvar örmüş olabilir mi? Freud, Camus, Heidegger, Kierkegaard, Pascal, Bergson, Kant, Nietzsche, Sartre ve Russel’ın yanında Mesnevî’den, Mişkat-ül Envar’dan, Makasıt-ül Felasife’den, Füsus’tan ilham alındı. Hiç bir öğretiye sırt çevrilmedi. Aşık Veysel, Alfred Hitchcock, Maupassant, Hesse, Shyamalan, Arendth, Hume, Dastour, Cyrulnik, Sibony, Zarifian ve daha niceleri parmak izlerini bıraktılar kitabımıza. Buradan indirebilirsiniz.
Kadınlar… Günümüzün Don Kişotları
Suzan Nur Başarslan’ın dediği gibi “kadına dair söylenmesi gereken ne kadar söz varsa erkeğin söylediği” bir dünya bu. Sadece söz mü? Yaşama hakkı bile. Bugün Çin’de ve Hindistan’da yüzbinlerce kız bebek daha doğmadan ultrason ile ana karnında görülüp yok ediliyor. Erkeklerin güç mücadelesinde kadınlar eziliyor. Cumartesi anası oluyor, cezaevlerinin önünde sıra bekleyen, şehit tabutlarının üzerinde ağlayan oluyor. Şampuan veya otomobil satarken bedenini kullandıran, arka planda, silik, soyunan, tüketen, “figüran”… Kadınlara özne olma hakkını vermeyen erkekler mi yoksa bu hakkı alamayan kadınlar mı? Kadınlıklarını kaybetmeden, erkekleşmeden var olabilecek mi birgün kadınlar? 96 sayfalık bu kitapta Kadın’a ait kavgaları ve Kadın’ın kimlik arayışını sorguluyoruz. Buradan indirebilirsiniz.