İnsanın Taşrası / Elias Canetti
By Aylin do Nascimento on Ağu 25, 2015 in edebiyat, Kitap Alıntısı, Sanat
- Efsaneler insanların ihdas edebilecekleri en kalıcı şeylerdir.
- Küçük insan, birilerinin peşinden gittiği için, kendi peşinden gelenlerini ihdas eder.
- İçinde yaşadığımız dünyanın durumunu göremeyenin o dünya üzerine yazacak hemen hiçbir şeyi yoktur.
- Bilge, yaşamı boyunca bir çocuk olarak kalır.
- Bir savaş, hep insanlık adalet düşüncesine sanki daha hiç varmamışçasına cereyan eder.
- Birbirinizin karşısına çıplak çıkmak zorunda olsaydınız birbirinizi gırtlaklamak daha zor gelirdi. Şu öldürücü üniformalar!
- Her aptal, istediği anda en gelişmiş kafayı bile kargaşaya sürükleyebilir.
- Gerçek sanat, sevmenin beraberinde getireceği nefreti biriktirmeksizin sevebilmek olurdu.
- Gözleri görmeyen adam, Tanrı’dan bağışlanma diliyor.
- Tarihten artık bir şeyler çıkaramayanların işi bitiktir, ulusların da.
- Artık hiçbir haritaya bakamıyorum. Kentlerin adları yanık et kokuyor.
- Bir yaşamın asıl bütünlüğü, gizli bir bütünlüktür ve en etkin olduğu nokta da kendini kasti olmaksızın gizlediği noktadır.
- En güç şey, insanın zaten bildiği bir şeyi hep yeniden keşfetmesidir.
- Sana korkunç gelen, sonradan kendini yalın hakikat olarak sergiler.
- Yalnızca inançsız olanın mucize beklemeye hakkı vardır.
- Varlığını tanıdığımız her yeni insan bizi değiştirir.
- İnsan çok yönü, binlerce yönü bulunan bir varlıktır; en büyük şansı ve mutluluk kaynağı da budur ve insan ancak belli bir süre sanki böyle bir varlık değilmiş gibi yaşayabilir.
- Yaşamın en büyük çabası, kendini ölüme alıştırmamaktır.
- İyiliğin maskesi yoktur ve iyilik alkışa tahammül edemez.
- En büyük olan, her türlü büyüklüğü gereksiz kılacak kadar küçülmüş olandır.
- Her sistemin umut verici yanı, o sistemden dışlanmış olanlardır.
- İnsanlar, en zararsız biçimde gelişigüzel konuşurlarken kendilerini nasıl da ele verdiklerini sezmezler.
- Saklan, yoksa hiçbir şey öğrenemezsin.
- Bin yıllık imparatorluklar olmuştur: Platon’un, Aristo’nun ve Konfüçyüs’ünkiler.
- Her kim ki anlaşılmıştır, yanlış anlaşılmıştır. Her şey sadece yanlış anlamalar doğrultusunda etkinliğini sürdürür.
- Artık ölünmediğinde, acaba kaç kişi yaşamı hala yaşanmaya değer bulacaktır?
… Sinema üzerine denemeler ve öykü kitabı okumak için …
Elinizdeki bu kitabı Sinema’nın programlanmış ölümüne karşı bir direniş olarak görebilirsiniz. İnsan’dan vaz geçmeye yeltenen, Güzel’i, Sanat’ı,İnsan’ı kâr-zarar tablolarına sıkıştırmaya çalışan endüstriye “Hayır!” demenin nazik bir yolu.Sinema bütün “teknik” karmaşıklığına rağmen insansız olmaz. Sinema insanlar tarafından yine insanlar için yapılan bir sanattır.
Derin Düşünce yazarları izledikleri 28 filmi anlattılar. İnsanca bir perspektiften, günlük hayatlarındaki, iç dünyalarındaki yansımalara yer vererek… İran’dan Arjantin’e, Fransa’dan Afganistan’a, Rusya’dan Türkiye’ye uzanan bir yolculukta, İnsan’dan İnsan’a… Umulur ki bu kitap Andrei Tarkovsky, Semih Kaplanoğlu, Mecid Mecidi, Nuri Bilge Ceylan ile buluşmanın farklı bir yolu olsun… Buradan indirebilirsiniz.
“…Benim öyküm bir rivayetten ibaret, bu yüzden benden miş’lerle bahsediyor diğerleri. Beni, yaşamadığım sandıkları kocaman bir hayatı geri çevirmekle yargılıyorlar. Sorsalardı bana, derdim ki, beni yaşamadığım sandıkları kocaman bir hayatı geri çevirmekle yargılayanlara, evinden ayrılmayan/ayrılamayan, öyküsünü değil, hayallerini anlatır elbet, ya da masalları. Oysa bilmek yaşamak değildir her zaman, yaşamanın bilmek anlamına gelmeyeceği gibi her daim. Gözlerimde; bir şeyler yaşamış olanların, yaşamadıklarını sandıklarına olan o kendini beğenmiş, o her şeyi bilen bakışına rastlayamazsınız bu yüzden…”
Son romanı Bela’dan da tanıdığınız DD yazarı Suzan Nur Başarslan’ın öykülerini derlediği bu kitabını ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.