Monte Cristo Kontu / Alexandre Dumas
By Hans Müller on Ağu 28, 2015 in edebiyat, Kitap Alıntısı
- Politikada insanlar yoktur, düşünceler vardır; duygular yoktur, çıkarlar vardır; politikada bir adam öldürülmez, bir engel ortadan kaldırılır.
- Ağaç hiçbir zaman çiçeğini bırakıp gitmez; ağacı bırakıp giden her zaman çiçektir.
- Bir babanın ya da bir annenin yüreğinin hiçbir zaman anlayamayacağı şeyler vardır.
- İdam sehpasının ilk basamağında ölüm tüm yaşam boyunca taşıdığınız maskeyi atar ve gerçek yüzünüz ortaya çıkar.
- Mutlu olmak için hep acelemiz vardır; çünkü insan uzun zaman acı çekerse, mutluluğa bir türlü inanamaz.
- Mutluluk kimi zaman garip bir etki yapar; insanı soluksuz bırakır, acı gibi.
- Mutluluk, büyülü adalarda kapılarını ejderhaların beklediği saraylar gibidir. Onu elde etmek için savaşmak gerekir.
- Siyaset alanında tutuklama emri kütüğü yoktur; kimi zaman hükümetler bir adamı arkasında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaldırmakta yarar görürler; tutuklama emir belgeleri araştırmalara yol gösterebilir.
- Belirsizlik tüm işkencelerin en kötüsüdür.
- Çoğu zaman mutluluğun yanından onu görmeden, ona bakmadan geçeriz; onu gördüysek ya da ona baktıysak bile onu tanımayız.
… Edebiyat ve ölüm üzerine kitap okumak için …
Kitap tanıtan Kitapların birincisi kadar sevildi, o kadar çok ilgi gördü ki ikincisini yayınlamak için sabırsızlanıyorduk. Yeniden 44 kitap tanıtımıyla geliyoruz karşınıza: Dostoyevski, Sezai Karakoç, Yıldız Ramazanoğlu, Jean Paul Sartre, Amin Maalouf, Taha Akyol, Hasan Cemal, Ali Şeriati, William C. Chittick, Alain Touraine, Muhyiddin İbn Arabi Hazretleri… Farklı asırlar, farklı coğrafyalar, farklı konularla dergi tadında bir kitap… Ortak olan tek şey İnsan belki de? İnsan’ın iç dünyasındaki saklı hazineleri paylaşma muradı…Buradan indirebilirsiniz.
Çocuklarımıza Ölüm’den daha çok bahsetsek ne olur? Meselâ evde besledikleri hayvanların, saksıdaki çiçeklerin ölümü üzerine yorum yapmalarını istesek? Mezarlık ziyaretleri yapsak onlarla birlikte ve sonra ne düşündüklerini, ne hissettiklerini sorsak? Çocuklara ölümden bahsetsek belki daha güzel bir dünya kurulur bizden sonra. Çünkü bugün Ölüm’ü TV’den öğrenmek zorunda kalıyor çocuklar. Gerçekten bir “problem” olan ve çözüm bekleyen kazalar, hastalıklar… Çocuklar ölüm sebepleriyle Ölüm’ün hakikatini ayırd edemiyorlar. Küçülen ailelerden uzaklaşan dedeler ve nineler de bizden “uzakta” ölüyor: Kendi evlerinde, hastahane ya da bakımevlerinde. Doğumlarına tanık olamayan çocuklar bir gün ölme “sırasının” onlara da geleceğini anlayamıyor. Ölümü bekleyen modern insan idam mahkûmu değilse eğer, kısa çöpü çekmekten korkan biri gibi. İstenmeyen bir “büyük ikramiye” ölüm… Bu kitap Ölümden bahsediyor. Ölüm denen o “konuşmayan nasihatçıdan”, o karanlık ışıktan. Kendisini göremediğimiz ama sayesinde hayatımızın karanlık yarısını gördüğümüz ölümün ışığı. Buradan indirebilirsiniz.