RSS Feed for This Post

Ateist / athée / αθεϊστής / атеист / الملحد

ateistNe değildir?

Hiç bir şeye inanmayan değil.

Nedir?

Ateist “var” algısını “görüyorum” fikri ile sınırlayan kişidir. Yani “görüyorsam vardır, görmüyorsam yoktur”. Bu yüzden Güneş’e tapan bir insana “Tanrı yok” demeleri zordur.

Ateist dogma

İnsan aklı varlığı ispat edecek şekilde işler, yokluğa ancak iman edebilir. Meselâ kaybettiğiniz anahtarı saatlerce arasanız bile bu anahtarın evde olmadığını ispat etmez. Ama bulursanız yeterli bir delildir. Benzer şekilde doktor bir insanın kanser olmadığını ispat edemez, belli koşullarda varsayabilir, “risk grubunda değilsiniz” der.

Çünkü matematiksel olarak mutlak yokluk diyebileceğimiz sıfır bilimsel mânâda yoktur. Bilim adamları bir eşik değerin altını sıfır kabul ederler. Meselâ “şehrin içme suyunda koli basili yok” yemek metreküpteki yoğunluk insan sağlığına zarar verecek seviyede değil demektir. Bu yüzden ateistler yokluğa iman ederler ve agnostiklerden hatta bir Müslüman veya Budistten çok daha dogmatiktirler.

Zaten “ben ateistim” diyen insanların çoğu biraz konuşunca agnostik, deist yahut panteist olduklarını itiraf ederler. Sadece kurumsallaşmış inançların yobazlarından bıktıklarından tepki olarak ateistliği savunuyorlardır. Gerçekte kalplerinde hissetikleri iyilik, zulümden duydukları rahatsızlık ve tabiatın güzellikleri karşısındaki heyecanları neticesinde ad veremedikleri bir maneviyatı çoktan keşfetmişlerdir.

Tavsiye okuma

Derin Lügat Maddesi

İman / Faith / Foi / Bilgi / Knowledge / الإيمان

E-kitap 

… Bu konuda okumak için…

Jean-Paul Sartre ile Kaliteli bir Ateizme Doğru

Böyle Buyurdu Zerdüşt / Friedrich NietzscheBöyle Buyurdu Zerdüşt / Friedrich Nietzsche Metafizik Üzerine Konuşma / Gottfried Wilhelm LeibnizYokluk var mıdır? Evinizin içini dolduran boşluğu gördünüz mü hiç? Bir türlü gelmeyen şu trenin verdiği sıkıntı ya da sizi habersiz bırakan dostlarınızın sessizliği gerçek değil mi yoksa? Tutulmamış sözler, ödenmemiş borçlar… Yokluk da var aslında “var” dediğimiz şeyler kadar. Ama Yok’un varlığı sadece şuurlu insanlar için gerçektir; gelecekten, birisinden cevap bekleyenler için bir yokluktan, eksiklikten bahsedebiliriz… Artık olmayan gençlik yılları ya da henüz gelmemiş olan yaşlılık da bugünün gerçeği değil mi? Hatırlayan, ümid eden, düş kırıklığını ve gelecek korkusunu tatmış her insan için bir “yokluk” vardır, gerçektir ve bugüne dahildir.

Ateizmin ürettiği en kaliteli metinlerinden biri olan Varlık ve Hiç elinizdeki bu kitabın belkemiğini oluşturuyor. Filozof ve edebiyatçı olan Jean-Paul Sartre hiç şüphesiz Batı felsefesinin köşe taşlarından biridir. Varlık, İnsan, Özgürlük ve Ahlâk tasavvuru üzerine yazdığı eseri tanrısız bir ahlâk teorisi. “Geleneksel” dinler ile göbeğini kesmiş bir “iyi insan” arayışı içinde Sartre. Bu arayışın neticesi ateist emir ve yasaklar değil insan fıtratının önemli bir veçhesi, özgürlük şuuru:

“İnsan özgürdür ve bunun farkındadır; bu farkındalık ile, özgürlük ve sorumluluk şuuruyla yaşamaya mahkûmdur.”

Bu bağlamda Sartre gerçek bir ateist: Tanrı karşıtı değil Tanrı-SIZ. Vicdanın sesini duyma gayretinde. Görünmeyen tanrılar ile kavga etmek yerine “görünürde tanrı yok, biz insan olarak ne yapabiliriz?” diye soruyor. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 2 Yorum

  2. Yazan:Murat Tarih: Eyl 8, 2015 | Reply

    Derin düşünmek için önce derin bilgi sahibi olmalı insan. Kronolojik olarak Ateizm bir seçim değildir. Bir sonuçtur.

    Ateizm eleştirisi için; Allahı görmediklerinden yok diyorlar hadi bakalım ineğe de yok desinler gibi kör cahil bir önermeyi kendine altyapı olarak seçmek, Tanrı kavramının nasıl ortaya çıktığını bilmemekten kaynaklanır.

    ‘Ateistler yokluğa iman ederler’ sözü ateistlerin imanı vardır iman ettikleri tanrı yokluktur anlamı taşır. Bu da onları ateist yapmaktan çıkartır.

    Önce Ateizm hakkında daha detaylı bilgi sahibi olup daha sonra bunları insanlarla paylaşınız. Bilginin paylaşılması gerektiği yerde bilgisizliği yaymayınız.

  3. Yazan:my Tarih: Eyl 8, 2015 | Reply

    Murat Bey Merhaba,
    « Ateist yokluğa iman eder » derken tam olarak iddiamı anlatamamışım herhalde. Sigmund Freud şöyle bir fikir öne sürmüş:

    “… Gerçekte kendi ölümümüzü düşünmek imkânsızdır ve ne zaman bunu yapmaya kalkışsak aslında kendimizin izleyici olarak hala var olduğumuzu algılayabiliriz. Bu nedenle psikanaliz temelde, hiç kimsenin kendi ölümüne inanmadığını, yani bilinç dışında her birimizin kendi ölümsüzlüğüne inandığını öne sürer. Ölümün rastlantısal sebeplerine -kaza, hastalık, enfeksiyon, ilerlemiş yaş- vurgu yapma alışkanlığı yaygındır. Bu yolla insanlar ölümün mecburiyetini unutup onu bir rastlantı gibi vehmetmeye çalışırlar…” (Zeitgemäßes über Krieg und Tod – Savaş ve Ölüm Zamanları Üzerine, 1915)

    Yani ölüm gibi bir fikrî reddedip nötre/tarafsız kalmak her zaman mümkün değil. Agnostik gibi “bilmiyorum” demek yerine “reddediyorum” dediğiniz zaman reddettiğiniz fikre/inanca çok benzeyen bir duruş almış olabiliyorsunuz. “Ateist imana” gelince… Dış dünya ile doğrudan temas edemiyoruz, her türlü bilgi akıl ve göz, kulak vb süzgeçten geçerek geliyor.
    1) Ateist mecburen (inançlılar gibi) 5 hissine ve kendi zekâsına güveniyor hatta inanıyor. Ama inançlı kişi 5 his ve beşerî akıl dışında bilgi kaynağı kabul ediyor. Ateist ise etmiyor; peşinen “alternatif bilgi kaynağı” YOK-luğuna iman etmiş oluyor.
    2) Ateist insan yokluğun da varlık gibi ispat edilebilir bir şey olduğunu düşünüyor. Aksi takdirde agnostik olurdu.
    3) Hücreleri sürekli ölse ve yenilense bile Ateist kendisinin değişmeden kalan bir benlik sahibi olduğuna iman ediyor. Yani maddî olarak değişiyor, saçlarını kestiriyor, kilo alıyor, yaşlanıyor ama bir “BEN” var ki değişmiyor. Bilimsel olarak ispat edilemez ama ateist buna iman ediyor: Ben Ankara’da doğdum, Konya’da okudum…

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin