Diriliş – Lev N. Tolstoy
By Александр Исаевич Солженицын on Ağu 31, 2015 in edebiyat, Kitap Alıntısı
- “İçinizde günah işlememiş kimse, ilk taşı o atsın kadına.” (Yuhanna)
- Aydın çevrelerde, devlet kurumlarında, gazetelerde halkın yoksulluğunun nedenlerinden, onu kalkındırabilecek yollardan dem vurulur. Ama halkı kesinlikle kurtaracak, kalkındıracak yolu es geçerler hep. Yaşam kaynağı toprağı ona geri vermeyi düşünmezler.
- Kişi kendini suçlu saymadan bir kötülük edemez insanlara.
- Çoğalmak insanın en adi görevidir; en yücesiyse var olan canlı bir yaratığa hizmettir.
- “Mutluluğu, gerçeği arayın; gerisi verilecektir size.” Oysa biz gerisini arıyor, bulamıyoruz.
- “Öğrenci öğretmeninden üstün olamaz hiç; ama tam olgunlaşan bir insan öğretmeni gibi olur.” (Luka)
- Bir mikrop insan tırnağını kendince incelese onun organik olmadığı sonucuna varır. Tıpkı biz insanların yeryüzü kabuğunu inceleyerek dünyamızın organik olmadığı sonucuna vardığımız gibi yanlıştır bu.
- Dinim falan yoktur benim. Çünkü kendimden başka hiç kimseye inanmam. Hiç kimseye. Bir adım olduğunu sanıyorlar. Oysa yoktur adım. Hepsini attım; ne adım vardır ne yurdum. Ben varım yalnız.
- Devlet, sadece yurttaşları sömürmek için değil, aynı zamanda onların maneviyatını bozmak için oluşturulmuş bir kumpastır.
- Belki gereklidirler valiler, müdürler, polisler; ama insanlara vergi en önemli duygudan, birbirine acıma, birbirini sevme duygusundan yoksun insan görmek korkunç bir şey.
- Bütün erkeklerin -yaşlısıyla, genciyle, okullusuyla, generaliyle, aydınıyla, kara cahiliyle bütün erkeklerin- en büyük zevki güzel bir kadınla yatmaktır. Bu yüzden, başka şeylerle ilgileniyormuş gibi davransalar bile, aslında istedikleri tek şey budur.
- Her insan bir ölçüde kendi düşüncelerine, bir ölçüde de başkalarının düşüncelerine göre davranır. Bir insanın ne ölçüde kendi düşüncelerine, ne ölçüde başkalarının düşüncelerine göre davrandığı insanlar arasındaki en önemli nitelikleri belirler.
- “O zaman Pyotr yanına sokuldu, şöyle dedi: ‘Rabbim! Bana kötülük eden kardeşimi kaç kez bağışlayacağım? Yedi kez mi?’ İsa yanıt verdi: ‘Yedi kez değil, yedi tane yetmiş kez bağışlayacaksın.'” (Matta)
- Askerlik, bomboş bir yaşayışı gerektirdiği, yani akla uygun, yararlı bir işle uğraşmayı, insanlık görevlerini kaldırıp yerine, yalnızca şartlı bir alay, üniforma, sancak onuru, başkalarına karşı sınırsız bir hakimiyet, üstlerine ise ancak kölelerde görülebilecek bir baş eğiş getirdiği için insanları çoğunlukla bozar.
- İnsanın kendi kendine keyifsiz olduğunu söylemesinden daha kötü bir şey yoktur.
- İnsanlar için dünyada varsa yoksa zevktir önemli olan, gerisini görmez gözleri. İnsanların Tanrıdan, iyilikten söz etmelerinin tek nedeni birbirlerini aldatmaktır. Herkes kendisi için, kişisel zevki, çıkarı için yaşar; Tanrı üzerine, iyilik üzerine söylenenler aldatmacadır.
- İnsan, bir şeyler yapabilmek için önce işini önemli, iyi bellemek zorundadır. Bu nedenle durumu ne olursa olsun, her zaman işini ona önemli, iyi gösterecek bir dünya görüşü yaratır kendine.
… Zaman mevhumu ve Zaman mefhumu üzerine okumak için …
“…Geçip gitmiş olmasa “geçmiş” zaman olmayacak. Bir şey gelecek olmasa gelecek zaman da olmayacak. Peki nasıl oluyor da geçmiş ve gelecek var olabiliyor? Geçmiş artık yok. Gelecek ise henüz gelmedi. Şimdiki zaman sürekli var ise bu sonsuzluk olmaz mı? ” diyordu Aziz Augustinus. Zira kelimeler yetmiyordu. “Zaman Nedir?” sorusuna cevap verebilmek için kelimelerin ve mantığın gücünün yetmediğı sınırlarda Sanat’tan istifade etmek gerekliydi : Sinema, Resim ve Fotoğraf sanatı imdadımıza koştu. Ama felsefeyi dışlamadık: Kant, Bergson, Heidegger, Hegel, Husserl, Aristoteles… Bilimin Zaman’a bakışına gelince elbette Newton’dan Einstein’a uzandık. Bilimsel zamandan başka, daha insanî ve MUTLAK bir Zaman aradık. Delâilü’l-İ’câz, Mesnevî, Makasıt-ül Felasife , Telhis-u Kitab’in Nefs ve Fütuhat-ı Mekiyye gibi eserler Zaman-İnsan ilişkisine bambaşka perspektifler açtı. Zaman’ın kitabını buradan indirebilirsiniz.