Aşkın Bir Noktası / M. Fatih Çıtlak
By Ali P. on Kas 22, 2015 in İslam, islamcilik, Kitap Alıntısı, tasavvuf nedir
“… Tasavvuf, maddede manayı tahsil etmek; maddeyi manaya çevirebilmek kabiliyetidir. Bu yapıldığında madde kaybolmaz, bilakis madde ve mana olmasi gereken yerde kalır, birbirinin sinirina tecavüz etmez. Ancak bu anlayış sayesinde dünya ve ahiret bir noktada buluşabilir. Yani hiç bir zaman hakîkî bir Müslüman dünyalık iş, ahiretlik iş gibi bir ayrımla hayata bakmaz, bakmamalıdır. Çünkü dünya ahiretin tarlasıdır. Fakat şu bir gerçek ki bu asıldan uzaklaştıkça, mananın maddeleştiğini ve madde için satıldığını tarihte olduğu gibi bugün de üzüntüyle müşahede etmekteyiz. Gece gündüz aşktan bahsedip aşk ve muhabbet sözcükleriyle yatıp kalkanlar, bu meselelerde tasavvufu da maddîleştirmek ve dünyevî menfaatierine bulaştırmak belasına uğramışlardır.
[…]
… îman kalp ve muhabbetin ilahî ilimle buluşması, aşikâr olmasıdır. Bir kişi îmanlı olduğunu elbet bilir, bundan hiç şüphe etmez; o sebepten dolayı “Müslüman mısın?” diye sorulduğunda ‘elhamdülillah’ diyerek cevap verir. Yani “Ben bana kalsaydım ne bu maneviyatı, ne ilmi, ne inancı elde edemezdim. Allah beni bana bırakmadı da ta ezelden bana bu îmanı bahşetti. Hiçbir ücret, külfet, mihnet, minnet çekmeden, hatta müracaat bile etmeden Kerîm olan Rabbim lütufta bulundu, işte bunun için şu an bütün zerrelerimle ve kalbimle bu îmanı içimde hissediyor ve bunu veren Allah’ıma bildiğim, bilemediğim bütün nimetleri için hamdediyorum” diyerek îmanın o coşkun muhabbetini şahsî hüviyetinde en bariz şekilde hisseder, hissetmelidir. Mümin, îman ettiğini bilir. Kafir neye inanmadığını bilmez. Lakin mümin kalbini bağladığı şeyden emindir. Onun için de mümindir. Allah Teâla kîme îman verdiğini bilir, o sebepten Allah Teâlâ’nın da bir ismi mümindir …”
… Bu konu üzerine kitap okumak için …
Hamza Yusuf ile İslâm’ı anlamak
Elinizdeki bu kitap Ekrem Senai tarafından yapılan iki tercümeyi içeriyor:
- Zaytuna Institute’den Hamza Yusuf Hanson’ın 2010 yılı Mayıs’ında Oxford üniversitesinde yaptığı İslâm’da reform konulu konferans,
- Yine Hamza Yusuf Hanson’ın Dr.Murata ve Prof.Chittick’in İslam’ın vizyonu isimli eseri üzerine yaptığı konuşma (Bahsedilen kitap, Türkçe’ye de çevrilmiştir.)
Hamza Yusuf Hanson 1960 yılında Amerika’nın Washington Eyaletinde dünyaya geldi; Kuzey California’da büyüdü. 1977 yılında müslüman olduktan sonra on yıl boyunca İslâm coğrafyasında Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Kuzey ve Batı Afrika gibi bölgeleri gezdi. Farklı ülkelerde iyi büyük alimlerden icazet aldı. Hamza Yusuf bu seyahatten sonra ülkesine dönerek Dinler Tarihi ve Sağlık Hizmetleri alanlarında diploma aldı. Dünyanın dört bir tarafında İslâm hakkında konferanslar veren Zaytuna Enstitüsü’nü kurdu. Batıya İslâm’ı sunan, İslâmî ilimlerin ve geleneksel metodlarla eğitimin yeniden canlanmasını amaçlayan Enstitü, dünya çapında üne sahiptir. Shaykh Hamza Yusuf, Fas’ın en prestijli ve en eski Üniversitelerinden birisi olan Karaouine’de ders veren ilk Amerikalı öğretim görevlisi olmuştur. Bunların yanısıra, klasik haline gelmiş geleneksel bazı Arapça metinleri ve şiirleri modern ingilizceye tercüme etmiştir. Halen eşi ve beş çocuğuyla birlikte Kuzey California’da yaşamakta. Buradan indirebilirsiniz.
Bilim ve teknoloji alanında buluşumuz pek yok ama gün geçmiyor ki din konusunda yeni bir icat çıkmasın. Televizyon karşısında merakla “acaba bugün neler caiz ilan edilecek, neler haram edilecek?” diye merakla bekliyoruz. Bektaşi’ye sormuşlar: “İslam’ın şartı kaçtır?” diye, “Birdir!” demiş. “Hac ve zekatı siz kaldırdınız, oruçla namazı biz kaldırdık, geriye kelime-i şahadet kaldı”. Ben kelime-i şahadetten de emin değilim, her an bir profesör çıkıp “böyle bir şey yoktur, imanın şehadeti mi olur?” diye ortaya çıkabilir. […] İlahiyat profesörlerinin bir büyük zararı da bu oldu. Din’in siyaset gibi, futbol gibi, tartışılacak, insanın bilgisinin olmasa da fikrinin olabileceği bir alan olduğu tevehhümü oluşturdular. Her şeyin kutsallığını bozdular. Artık bacak bacak üstüne atıp çiğ ağzımızla Allah, peygamber ne demek istemiş “muhakeme” yapıyoruz hiç ar duymadan, hepimiz birer küçük şeyhülislam, birer fetva emini… hangi hadis uydurma, hangisi sahih şıp diye gözünden anlayıp ayetleri engin din bilgimizle şerh ediyoruz. Şu muhakemelerin bolluğundan da dini yaşamaya bir türlü sıra gelmiyor. Halbuki bir güzel insanın dediği gibi: “Din öğrenmekle yaşanmaz, yaşandıkça öğrenilir”.
Elinizdeki bu kitap Ekrem Senai’nin kaleme aldığı yazılardan ve tercüme ettiği makalelerden oluşuyor: Hamza Yusuf, Noah Feldman, Charles Townes, Marc Levine ve Karen Armstrong ile İslâm, Hayat ve Bilim üzerine… Buradan indirebilirsiniz.