Açık Toplum ve Düşmanları / Karl Popper
By מגדל שלום מאיר on Ara 31, 2015 in Demokrasi, Kitap Alıntısı, Liberalizm, Özgürlükler
Nefsanî kavgalar ülkelerin birliğini bozar. Platon, «Timokrasiden oligarşiye nasıl geçildiğini betimleyelim» der. «Körler bile bu geçişi görebilmelidir. Bu ana-kuruluşu yıkan hazinedir. Onlar (timokratlar), gösteriş yapacak, para harcayacak yerler bulmakla işe başlarlar ve bu amaçla yasaları eğip bükerler, sonunda kendileri de, karıları da yasaları saymaz olur, yarışarak birbirlerini geçmeye çalışırlar.» Bu yoldan ilk sınıf çatışması ortaya çıkar: Erdemle para, ya da derebeylik sadeliğinin eskiden beri yerleşmiş yollarıyla yeni zenginlik yolları arasındaki çatışma. Zenginler, «belirli bir gelir ölçüsüne ulaşamayanları, kamusal görev alma yeteneğinden yoksun kılan» bir yasa koydurunca, oligarşiye geçiş tamamlanmış olur. «Bu değişiklik, tehdit ve şantaj yetmezse, silah gücüyle kabul ettirilir» «Oligarşinin kurulmasıyla, oligarklar ve yoksul sınıflar arasında patlaması olası bir iç savaş durumuna girilir. Bu iç savaş, demokrasiyi doğurur: «Yoksullar düşmanlarını yenerek zenginlerin bazılarını öldürüp, bazılarını da yurt dışına sürünce ve vatandaşlık haklarıyla kamu görevlerini, eşitlik uyarınca aralarında paylaşınca, demokrasi kurulur.»
Adam’ın demokratı «insan toplumunun bukalemunu olarak betimlenmesi, onun bütün zamanlar için geçerli bir resmini ortaya koyar.» Demokrasiden tiranlığa geçiş, Platon’a göre, en kolayı, demokrat devletteki zenginliklerle yoksullar arasındaki sınıf karşıtlığını sömürmesini bilen ve kendisine özel bir ordu ya da koruyucu kuvvet kurmayı başaran bir halk önderi tarafından yapılabilir. Onu, önce bir özgürlük kahramanı diye yücelten halk, çok geçmeden köle olur; sonra da, «birbiri ardından açtığı, savaşlarda» onun için dövüşmek zorunda kalır, «çünkü halka pir başbuğ ihtiyacı duyurması gerekir.» Tiranlıkla, en berbat devlete gelinmiş olur. Platon siyasî bölünmenin ekonomik sınıf çıkarlarının körüklediği sınıf savaşının bütün siyasal devrimlerin itici gücü olduğu hakkındaki sosyoloji yasasını keşfetmiştir. … Ancak yönetici sınıfın kendisindeki bir iç ayaklanmanın, o yönetimi devrilmeye yetecek kadar zayıflatabileceği üstünde ısrar etmektedir. Platon’un Devlet’teki formülüne göre, «herhangi bir toplum düzeninin değişmesi, mutlaka yönetici sınıfın içinden kaynaklanır ve ancak bu sınıf bölününce olur.»
Platon, sınıf savaşından kurtulma sorununu nasıl çözer? İlerici biri olsaydı, herhalde sınıfsız, eşitlikçi bir toplum düşüncesine ulaşabilirdi; örneğin, onun Atina demokrasisine bakarak yaptığı karikatürden anlıyoruz ki Atina, gelebilecek bir devleti değil, evvelce gelmiş bir devleti, besbelli sınıfsız bir toplum olmayan Sparta devletinin babasını kurmak peşindeydi. Bu, bir köle devletiydi, dolayısıyla Platon’un en iyi devleti de en katı sınıf ayrımlarına dayanır. Bir kast devletidir. Bu devlette sınıf savaşından kurtulma sorunu, sınıfları kaldırarak değil, yönetici sınıfa, karşı çıkılamayacak bir üstünlük vererek çözülür. Sparta’da olduğu gibi, yalnız yönetici sınıfa silah taşıma izni verilmiştir, yalnız bu sınıfın siyasal ya, da başka türlü hakları vardır. ve yalnız bu sınıfın üyeleri eğitim görür, yani özel olarak insan koyunlarını ya da insan sığırlarını baskı altında tutmak sanatında eğitilir. … Yönetici sınıf birlik içinde oldukça, onların otoritelerine karşı baş kaldıracak kimse çıkamaz ve dolayısıyla, sınıf savaşı olamaz.