Kadına Karşı Şiddet Aforizmaları
By my on Mar 8, 2016 in Aforizmalar, Aile, Kadın, şiddet, tecavüz, Toplum
- 8 Mart dünya kadınlar günü adetidir, kadına karşı şiddet lanetlenecek, herkes duygusal nutuklar atacak ve şiddet aynen devam edecek.
- Tecavüzü ve kadına karşı şiddeti “insanlık dışı” ilân etmemiz ikiyüzlülük. İnsanlığın tam göbeğindeyiz.
- Hayvanlarda “kadına şiddet” veya tecavüz gibi bir mesele yok. Nefsine yenik düşen insanların sorunu bu.
- Tecavüz/şiddet haberi gelince hemen “asalım! İdam!” çığlıkları geliyor. Bunlar Dracula, Frankenstein veya Macbeth değil ki.
- Stadyumda, trafikte tanımadığı insanların annesine hakaret edenleri de bir anne yetiştirdi. Kadınlar da sorumlu.
- Kadınların birer eşya, tensel haz nesnesi gibi sunulmasına sebep olan reklâmcıların çoğu da kadın. Kadına şiddet toplumsal bir suç.
- “Kötü” insanları toplum dışına iterek cici bir toplum kuramayız. Potansiyel kötülük herkesin içinde var. (Bkz. Kötü insan nasıl üretilir?)
- Para ve şiddetin tahakkümü altındaki toplumlarda tecavüz, aile içi şiddet ve sübyancılık artar. Sade kadınlar bunu önleyebilir. (Bkz. Çocukların cinsel istismarı)
- Kadına karşı şiddetin cahillikle, fakirlik veya ataerkil toplumla ilgisi olduğunu sananlar da yanılıyor. Diplomalı eşek çok.
- Sen-Ben olmayı bırakıp “Biz” olamayan çiftlerde şiddet var. Kadında dırdır, erkekte dayak.
- Kadınların pasif şiddetini kanunen tarif etmek ve cezalandırmak imkânsız. Bu sebeple bütün suç erkeğin(!)
- Aile içi şiddeti bir toplum problemi olarak görmedikçe hiçbir şeyi çözemeyiz. (Bkz. Tecavüz, mağdurları kadar toplumunun da sorunudur)
- Gerçek hayatta çoğumuz bir cinayet görmeyiz. Belki bir tokat, bir yumruk? TV’de yüzlerce görüyoruz. TV şiddeti normalleştiriyor.
- Kadına şiddeti ve tecavüzü normal bir davranış gibi gösteren TV birinci derecede suçludur. (Tehlikenin Farkında Mısınız?)
- Kadına şiddeti kâh fakirlerin, kâh Kürtlerin, kâh Müslümanların suçu gibi gösteren aptal medyamız da suçludur. (Bkz. Masum değiliz, hiçbirimiz!)
- Kendini elit zanneden ayak takımı Kemalistlerin kadına karşı şiddette bir fayda sağlaması imkânsız.
- Diğer yandan her taciz/tecavüz vakasını “dekolte/mini etek” ile halının altına süpürenler de var. (Bkz. Fatmagül’ün Suçu Ne?)
- Fiziksel şiddeti, intikamı adaletmiş gibi gösteren sinema endüstrisinin tecavüz üzerine etkisi sorgulanmalı:
- İnsanlar gündelik öfkelerini Tv’nin karşısında, şiddet sahnelerinde kendileri aktörmüşçesine, özdeşleştikleri kahramanlarla hemhal olarak yaşıyorlar. Şiddet sahnelerini izleyen insan, öfkelendiği kişinin cezalandırılmasından haz alır. Gündelik öfkelerin somutlaştığı kötü adamlar, hainler, yalancılar, ikiyüzlüler ve kanunsuzlar tek tek öldürülmekte, işkence görmektedir. Erich Fromm, Kendini Savunan İnsan, çev. Necla Arat, Say Yayınları, İstanbul 1991, s.77.
- Erotik malzeme bombardımanından sonra tecavüzü “makul” bulan şu insanların durumu düşündürücü…
- 1984 yılında yapılan bir deneyde, deneklere farklı miktarlarda erotik materyal izlettirilmiş ve bu seansın ardından izledikleri kurgusal bir tecavüz olayında, tecavüz eden kişiye ne kadar hapis cezası verdikleri sorulmuştur. Deneklerin erotik materyale maruz kalma süreleri arttıkça tecavüz suçunu “normal” görenlerin sayısının da o kadar arttığı bulunmuştur. Bu ilişkinin hem kadın hem de erkek denekler için aynıdır. Ama aynı miktarda erotik materyal izleyen kadın ve erkek deneklerde, kadınların yönelimlerinin erkeklere göre daha düşük kaldığı tespit edilmiştir. Bu da medyanın cinsellik konusunda toplumsal bilince nasıl bir olumsuz etki sağlayabilme yetisine sahip olduğunu gösteriyor. Zillman, D., & Bryant, J. (1984). Pornography, sexual collousness, and the trivialization of rape. Journal of Communication, 32 (4), 10-21.
- Doğası icabı kadına karşı şiddetin ispatlanması zor olabilir. Ama adli tıp faciaları kadının acısını arttırıyor. (Bkz. N.Ç Vakası ve Adli Tıp Kurumu Faciası)
- Toplumun gözleri saldırı altındadır, bunun anlamı kalplerimizin de öyle olduğudur. (Bkz. Araf Dağına Tırmanış)
- Bizi tiksindiren suçlar ötekileştirdiğimiz “kötü” insanlar kadar aklı kullanmayan bizlerin de suçudur.
- Kadınların kullanılıp atılan bir eşya gibi gösterilmesi bir zihniyet problemidir. Kadın’ı değil İnsan’ı kaybettik. (Bkz. Pornografi Nasıl Sanat Oldu?)
- Özlediğimiz güzel ahlâka ulaşmak için güzel bir sanata, Sanat’ı güzel anlamaya muhtacız. (Bkz. Ayıp sanat olur mu?)
- Modernitenin erkekleştirdiği ve yalnızlaştırdığı kadın bir kimlik krizinde, paramparça: Bkz. Kırık parçalar (Marilyn Monroe)
… Bu konuda e-Kitap okumak için…
Kadınlar… Günümüzün Don Kişotları
Suzan Başarslan’ın dediği gibi “kadına dair söylenmesi gereken ne kadar söz varsa erkeğin söylediği” bir dünya bu. Sadece söz mü? Yaşama hakkı bile. Bugün Çin’de ve Hindistan’da yüzbinlerce kız bebek daha doğmadan ultrason ile ana karnında görülüp yok ediliyor. Erkeklerin güç mücadelesinde kadınlar eziliyor. Cumartesi anası oluyor, cezaevlerinin önünde sıra bekleyen, şehit tabutlarının üzerinde ağlayan oluyor. Şampuan veya otomobil satarken bedenini kullandıran, arka planda, silik, soyunan, tüketen, “figüran”… Kadınlara özne olma hakkını vermeyen erkekler mi yoksa bu hakkı alamayan kadınlar mı? Kadınlıklarını kaybetmeden, erkekleşmeden var olabilecek mi birgün kadınlar? 96 sayfalık bu kitapta Kadın’a ait kavgaları ve Kadın’ın kimlik arayışını sorguluyoruz. Buradan indirebilirsiniz.
“Kemalizm Türk kadınına özgürlük verdi” gibi sloganlarla düşünmeye daha doğrusu ezberlemeye itildiği için sık sık şaşırmaya mahkûm bir kuşak bizimki. Tarihi, belgeleri, siyasî söylemleri ve sloganları aklın imtihanına tabi tutan herkes hayretler içinde kalıyor. “İyi de biz bunu bunca sene nasıl yuttuk?” diye sormaktan alamıyoruz kendimizi. Kemalist düşüncenin, çağdaşlığın ve Atatürk devrimlerinin yılmaz bekçisi “çağdaş Türk kadını’nın sesi” Cumhuriyet Gazetesi’nin başyazarı olan Yunus Nadi kadınların siyasete atılmasına nasıl tepki vermiş meselâ? “Havva’nın kızları, Meclis’e girip yılın manto modasını tartışacak” Kadınlar Halk Fırkası kapatılınca yerine Türk Kadınlar Birliği kurulmuş. O da kapatılınca Cumhuriyet Gazetesi’nde şu başlık atılmış: “Türk Kadınlar Birliği kapatıldı, fesat çıkaran hatun kişilere haddi bildirildi.” Derin Düşünce Fikir Platformu yakasını resmî tarihten kurtarmak isteyen okurlarına ezber bozan bir kitap öneriyor : Kadın hakları ve Kemalizm ilişkisine alternatif bir bakış
2 Trackback(s)