İnsancıklar / Dostoyevski
By Александр Исаевич Солженицын on Tem 11, 2016 in edebiyat, Kitap Alıntısı
Ah Makar Alekseyevich! Beni kandırmak için ne söylerseniz söyleyin, ne kadar hesap verirseniz verin; kandıramazsınız, benden hiçbir şey saklayamazsınız. Benim uğruma bazı gereksinimlerinizden mahrum kaldığınızı biliyorum. Yoksa böyle bir odaya ne diye taşınacaktınız? Diğer insanlardan rahatsız oluyorsunuz, sizi sıkıyorlar. Oysaki siz yalnızlığı seversiniz. Burada da etrafınızda kim bilir neler var! Maaşınıza göre bundan çok daha iyi bir yerde oturabilirdiniz. Fedora eski yaşantınızın çok daha iyi olduğunu söylüyor. Gerçekten bütün hayatınızı böyle yalnız, zorluklar ve keder içinde, dostça tek kelime duymadan, yabancılardan odalar kiralayarak mı geçirdiniz? Ah benim dostum, sizin için nasıl üzülüyorum! En azından kendinize iyi bakın bari Makar Alekseyevich! Gözlerinizin zayıfladığını söylüyorsunuz, o halde mum ışığında yazı yazmayın. Ne gerek var! Eminim amirleriniz kendinizi işinize nasıl adadığınızı biliyorlardır. Bir kez daha yalvarıyorum, lütfen benim için bu kadar para harcamayın. Biliyorum beni seviyorsunuz ama paranız yok…
Ben de bugün çok neşeli uyandım. Öyle mutluydum ki. Fedora yıllardır çalışıp duruyordu. Bana da bir iş bulmayı başardı. Çok mutluydum. Çıkıp ipek aldım ve çalışmaya başladım. Bütün sabah boyunca içim hava kadar aydınlıktı, çok keyifliydim! Ama şu anda düşüncelerim yine karardı ve kasvetlendi. Kalbim buruldu. Bana ne olacak? Kaderimde neler var? Tam bir belirsizlik içinde olmak en kötü şey. Geleceğim yok, bana neler olacağını tahmin bile edemiyorum. Geçmişe bakmaya da korkuyorum. Orada daha çok mutsuzluk var. Bunları hatırlamak bile kalbimi parçalamaya yetiyor.
Karanlık çöküyor. Çalışmam gerek. Size yazmak istediğim çok şey var ama zamanım yok. İşimi yetiştirmem gerekiyor. Acele etmeliyim. Mektuplar hayatın sıkıcılığını azaltıyor. Peki neden bize hiç gelmiyorsunuz? Neden Makar Alekseyevich? Çok zor bir şey değil ya. Ara sıra boş zaman bulabilirsiniz. Lütfen bir uğrayın. Teresa’yı gördüm geçenlerde. Hasta gibi görünüyordu. Acıyıp yirmi kopik verdim. Ah neredeyse unutuyordum, bana günlük yaşantınızla ilgili ayrıntılı mektup yazın. Etrafınızdaki insanlar nasıl? Onlarla iyi geçiniyor musunuz?
Bunları bilmek istiyorum. Hemen yazmaya başlayın. Bugün perdeyi özel ikle açacağım. Biraz erken yatın. Dün gece mumunuzun gece yarısına kadar yandığını gördüm. Şimdilik hoşça kalın. Bugün can sıkıntısı ve hüzünden başka bir şey hissetmiyorum. Böyle bir gün işte. Hoşça kalın.
… Yeni kitaplar keşfetmek için …
Kitap tanıtan kitapların 7cisine damgasını vuran düşünür Susan Sontag oldu. 1977’de yayınladığı“Fotoğraf Üzerine” isimli cesur kitaptan bahseden 4 makale ile başlıyoruz. Mehmet Özbey’in kaleminden eskimeyen bir kitabı ziyaret edeceğiz sonra: Yüzyıllık Yalnızlık (Gabriel Garcia Marquez) Değerli yazarlarımızdan Mehmet Salih Demir ve Mustafacan Özdemir tek bir kitaba ve tek bir yazara odaklı kitap sohbetlerinden farklı makaleler hazırladılar. Bunlar kavram ve/veya olaylara odaklı, birden fazla kitaptan ve müelliften istifade eden çalışmalar: Terör, vicdan, modernleşme, bilim felsefesi (Kuhn, Heidegger, Derrida, Gadamer, Dilthey, Mach, Baudrillard, Toulmin) … Suzan Nur Başarslan’ın yazdığı Türk romanının tarihçesi veSeksenli Yıllarda Türk Romanı Ve Post Modern Eğilimlerde bu kategoriye dahil edilebilir. Bunların yanısıra yazar kadar hatta bazen daha fazla ünlenmiş kitaplara adanmış makaleleri de yine bu sayıda bulacaksınız: Zeytindağı (Falih Rıfkı Atay), Hayy Bin Yakzan (İbn-i Tufeyl), Körleşme (Elias Canetti), Taşrada Düğün Hazırlıkları (Franz Kafka). Kitap tanıtan Kitap 7’nin daha önceki sayılardan bir diğer farkı da Georg Simmel’e adanmış iki makale içermesi. Karl Marx ve Max Weber arasındaki kayıp halka olarak nitelenen Simmel’in “Büyük şehir ve zihinsel yaşam” (Die Großstädte und das Geistesleben, 1903) isimli özgün çalışmasından bahsettiğimiz makaleler kitabın sonunda. Buradan indirebilirsiniz.
Önceki kitap sohbetleri: