ABD neden daha çok savaş çıkarmak zorunda?
By my on Tem 30, 2016 in Aforizmalar, Amerikan Saldırganlığı, Barış, Savaş, Uygar(?) Batı
- Biz ırkçı mânâda Amerikan düşmanı değiliz. Amerika Türk ve Müslüman düşmanıdır. Arada fark var.
- Neden ABD bize düşman? (Bkz. Darbeciler yine saldırır mı?)
- Dünyadaki makro-ekonomik göstergelere, rezervlere, enerji savaşlarına baktığımızda ABD imparatorluğundaki derin çatlakları görüyoruz.
- 1ci dünya savaşı sırasında Britanya’nın Sykes-Picot anlaşmasıyla kurduğu Petro-Sterlin sistemini ABD gasp etti.
- 2ci dünya savaşı sonunda kurulan Bretton-Woods ve sonra Nixon’un altın garantisini iptal etmesiyle hüviyet değiştiren petro-dolar tıkanıyor. (Bkz. Petro-dolar Aforizmaları)
- Bu tıkanıklığın sebepleri çeşitli ve bu sebeplerin aralarındaki ilişkiler karışık. ABD bu sebeplere hükmedemiyor, büyük ihtimalle çökecek.
- ABD’nin üst aklı bu çöküşü geciktirmek için her geçen gün dünyada daha fazla kan dökmek yolunu seçti.
- ABD büyük bankalar ve kamu borcu yoluyla Japonya, Almanya gibi ihracat şampiyonu ülkelere büyük ölçüde hükmedebiliyor.
- Suudi Arabistan, Norveç, Rusya gibi petrol şampiyonlarının sahip olduğu “Sovereign wealth fund” gücünü kendi lehine kullanıyor.
- Bunun yanında Anglo-Saxon sermayenin borazanları olan uzmancıklar, Ekonomist, Bloomberg, Forbes gibi yayınlar da ABD’ye çalışıyor.
- Kısacası ABD kağıttan bir kaplan değil ama yaralı hatta ağır yaralı bir kaplan. Dünya savaşlarıyla kurduğu sömürü makinesi paslandı.
- Peki söz geçirmekte zorluk çektiği yerler / ülkeler kim?
- ABD için en büyük sorun hızlı büyüyen ülkeler: Çin, Brezilya, Meksika, Türkiye, Hindistan…
- Bu sebeple ABD elindeki diğer kozları kullanarak bu ülkelerde iç savaş, darbe, komşularla kavga çıkarmak istiyor.
- ABD’nin diğer kozları elbette BM, IMF, NATO, Dünya Bankası. NATO Doğu Avrupa’da Rusya’yı kışkırtmak için 30.000 asker koydu. (Bkz.Rusya, Çin ve ABD’nin yeni pokeri: Düşük yoğunluklu sürekli savaş »)
- Yine NATO Afrika’da #Daeş, boko haram gibi örgütleri desteklerken Çin’in güneyindeki sınır kavgasını savaşa dönüştürüyor. (Bkz. Arakan’ı boşaltın, gaz ve petrol geçecek »)
- Dünya Bankası Orta Asya’da Türk devletleri arasında bir su savaşı çıkarmak için 10 yıldır baraj finansmanı yapıyor.
- Doğu Türkistan’daki sorunların büyümesinde yine CIA’nin ve buraya Vahabizmi sokan İngilizlerin payı büyük. (Bkz. Bağımsız bir Uygur devleti hayali kuranlar yeni katliamlara çanak tutuyorlar »)
- Fakat internetin geliştirdiği atomize ticaret, Türkiye gibi ülkelerin altyapı yatırımları, denizi terk edip karadan taşınan petrol ve gaz ABD’yi boğuyor. (Bkz. Enerji Aforizmaları)
- Dünyanın en büyük servetleri, en büyük şirketleri, en büyük enerji üreticileri artık Anglo-Saxon değil Çinli. ABD liderliği kaybetti.
- Neredeyse 10 yıl önce yazdığımız bir makale: Yeni Patronunuz Çindistanlı Olacak!
- Tabi meseleleri ABD, Japonya, Çin diye okurken ulusal menfaati olmayan küresel sermayedarları saklamış oluyoruz.
- Etkili ve yetkili aktörlerin bir kısmı “ulusal” etiketler taşısalar bile ulusların menfaatlerine aykırı oynarlar. Meselâ CIA savaş çıkardığında.
- CIA Mali’de savaş çıkardığında bu bir Fransız firması tarafından sipariş edilmiş olabilir. Hatta silah değil uranyum üreten bir firma!
- Mali: Fransa para etmeyen “değerler” için savaşır mı?
- Tombuktu’da çocuk öldürmenin Paris’teki faydaları
- Karaçi rezaletinde (2002) net biçimde görüldüğü gibi Fransa’da bir derin devlet vardır ve bu güç halkın değil silah endüstrisinin menfaatini gözetir.
- Savaşlar özelleşti. Parayı bastıran ulusal ordulardan daha güçlü çeteler kuruyor: Yeni PKK ve “Private Security” Aforizmaları
- Özetle ABD ve kuzey Atlantik çetesi “ulusal güvenlik / terörle mücadele” bahanesiyle yeni savaşlara ve darbelere imza atacak.
Tavsiye makale:
- Türk ordusu neden (artık) darbe yapamıyor? (Darbe Tekniği – Curzio Malaparte)
- ABD’de Terör Korkusu Aforizmaları »
- Hollywood-Pentagon Aforizmaları »
- Amerikanca / American Language / اللغة الأمريكية »
- American Way of Life / tarik-al hayat el emrikiya / طريقة الحياة الأمريكية
- Terörist / terrorist / террорист / ارهابي »
- Diktatör / Dictator / δικτάτορας / دكتاتور »
Bu konuda e-kitap:
Bayrak yakmanın ve Amerikan/İsrail mallarını protesto etmenin dışında bir şeyler yapmak gerektiğini düşünenler için yapılmış bu çalışmayı ilginize sunuyoruz. ABD desteği son bulmadan Ortadoğu’nun psikopatı İsrail’in saldırganlığı bitmeyecek ve Ortadoğu’ya huzur gelmeyecek gibi görünüyor. Vietnam’da ve Latin Amerika’da yaşanan katliamlar Ortadoğu’da devam ediyor. Ancak ne askerî ne de ekonomik olarak bu iki ülkeye üstünlük sağlayamayan insanlar Afganistan’da, Filistin’de, Irak’ta ABD bombaları altında can vermeye devam ediyorlar. Barışçı yollarla bir şeyler yapmaya niyetli, “yangına gagasıyla su taşıyanlar” ise Amerikan kamuoyunu uyarma çabasında. Fakat ne yanmış yıkılmış okullar, ne de kolları bacakları kopmuş bebek fotoğrafları Amerikalıların vicdanını uyandıramadı.
Amerikalılar neden bu kadar gaddar? Dünyanın geri kalan kısmında yaşayan insanlara karşı niçin bu denli acımasız?
Amerikan’ın bu saldırganlığı sıradan Amerikalılara da büyük zarar veriyor aslında. Sadece Irak’ın işgali için harcanan yüz milyarlarca dolar ile ülkelerini baştan yapabilir, zengin-fakir demeden herkese yüksek kaliteli sağlık ve eğitim hizmeti götürebilirlerdi. Oysa milyonlarca Amerikalı sefalet içinde yaşıyor. Kimi ekonomik kriz yüzünden kimi Katrina kasırgası gibi bir doğal felaketlerden dolayı evini, işini kaybetti. Devlet ise bu insanları yüz üstü bıraktı. Neden? Bu 37 sayfalık kitap klişelerin ötesinde bir bakış açısı öneriyor. Buradan indirebilirsiniz.
… Medeniyet üzerine okumak için …
Nedir medeniyet? Opera? Demokrasi? Parklar ve bahçelerle süslü şehirler? Metro? Asansör? Modern çağın karanlık dehlizlerinde kaybolan bizler için medeniyet, teknoloji ve kültür mefhumlarını birbirinden ayırdetmek zor ama şurası kesin: Hiroşima, Gazze ve Halep’te şehirleri (medineleri) haritadan silen Batı’ya “medenî” diyenler büyük bir suç işliyorlar. Zira katil bir insanı bir kere öldürür ama katile “katil” demeyenler içlerindeki insanlığı, vicdanı öldürmüş olurlar. (Vicdan / Conscious / Conscience / ضمير)
Evet… Kimileri adaletle hükmedilmiş mülkler bıraktılar geriye; kimileriyse kan ve göz yaşıyla, kul hakkıyla çimentosu karılmış duvarlar, piramitler, kuleler. Elinizdeki bu kitap şu veya bu medeniyeti anlatma değil medeniyet mefhumunun derinlerine inme derdinde. İnsanlar arasındaki münasebetleri yani muhabbet, merhamet, adalet, ticaret ve şiddeti yönetebilme gücü açısından medeniyet mefhumuna yeni bir bakış açısı teklif ediyor. Miras olarak köprü bırakanlarla duvar bırakanları tefrik etmeye yarayacak bir bakış açısı. Buradan indirebilirsiniz.
İnsanlık neredeyse 4 asırdır “ilerleme” adını verdiği müthiş bir gerileme içinde. Tarihteki en kanlı savaşlar, sömürüler, soykırımlar, toplama kampları, atom bombaları, kimyasal ve biyolojik silahlar hep Batı’nın “ilerlemesiyle” yayıldı dünyaya. En korkunç barbarlıkları yapanlar hep “uygar” ülkeler. Her şeyin fiyatını bilen ama hiçbir şeyin değerini bilmeyen bu insanlar nereden çıktı? Yoksa kelimelerimizi mi kaybettik?
“Aydınlanma” ile büyük bir karanlığa gömüldü Avrupa. Vatikan’ın yobazlığından kaçarken pozitivist dogmaların bataklığında kayboldu. “Yeniden doğuş” (Rönesans) hareketi sanatın ölüm fermanı oldu: Zira optik, matematik, anatomi kuralları dayatıldı sanat dünyasına. Sanat bilimselleşti, objektif ve totaliter bir kisveye büründü.
Kimse parçalamadı dünyayı “Birleşmiş” Milletler kadar. Güvenliğimiz için en büyük tehdit her barış projesine veto koyan BM “Güvenlik” Konseyi değil mi? Daimi üyesi olan 5 ülke dünyadaki silahların neredeyse tamamını üretip satıyor. “Evrensel” insan hakları bildirisi değil güneş sisteminde, sadece ABD’deki zencilerin haklarını bile korumaktan aciz. Bu kavram karmaşası içinde Aşk kelimesi cinsel münasebetle eş anlamlı oldu: ing. To make love, fr. Faire l’amour… Önce Batı, sonra bütün insanlıkakıl (reason) ile zekânın (intelligence) da aynı şey olduğunu sanmışlar. Oysa akıl iyi-kötü veya güzel-çirkin gibi ayrımı yaparken zekâ problem çözer; bir faydayı elde etmek ya da bir tehditten kurtulmak için kullanılır. Bir saniyede 100.000 insanı ve sayısız ağacı, böceği, kediyi, köpeği oldürecek olan atom bombasını yapmak zekâ ister ama onu Hiroşima üzerine atmamak için akıl gerekir.
İster Batı’yı suçlayalım, ister kendimizi, kelimelerle ilgili bir sorunumuz var: İşaret etmeleri gereken mânâların tam tersini gösterdikleri müddetçe sağlıklı düşünmeye engel oluyorlar. Çözüm ürettiğimizi sandığımız yerlerde yeni sorunlara sebep oluyoruz. Dünyayı düzeltmeye başlamak için en uygun yer lisanımız değil mi? Kayıp kelimelerin izini sürmek için yazdığımız Derin Lügat’ı ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.
Sen insansın, homo-economicus değilsin!
Avusturyalı romancı Robert Musil’in başyapıtı Niteliksiz Adam, James Joyce‘un Ulysses ve Marcel Proust‘un Geçmiş Zaman Peşinde adlı eserleriyle birlikte 20ci asır Batı edebiyatının temel taşlarından biri. Bu devasa romanın bitmemiş olması ise son derecede manidar. Zira romanın konusunu teşkil eden meseleler bugün de güncelliğini koruyor. Biz “modernler” teknolojiyle şekillenen modern dünyada giderek kayboluyoruz. İnsan’a has nitelikleri makinelere, bürokrasiye ve piyasaya aktardıkça geriye niteliksiz bir Ben’lik kalıyor. İstatistiksel bir yaratık derekesine düşen İnsan artık sadece kendine verilen rolleri oynayabildiği kadar saygı görüyor: Vatandaş, müşteri, işçi, asker…
Makinelerin dişli çarkları arasında kaybettiğimiz İnsan’ı Niteliksiz Adam’ın sayfalarında arıyoruz; dünya edebiyatının en önemli eserlerinden birinde. Çünkü bilimsel ya da ekonomik düşünce kalıplarına sığmayan, müteâl / aşkın bir İnsan tasavvuruna ihtiyacımız var. Homo-economicus ya da homo-scientificus değil. Aradığımız, sorumluluk şuuruyla yaşayan hür İnsan.Buradan indirebilirsiniz.
… Yeni kitaplar keşfetmek için …
Kitap tanıtan kitapların 7cisine damgasını vuran düşünür Susan Sontag oldu. 1977’de yayınladığı“Fotoğraf Üzerine” isimli cesur kitaptan bahseden 4 makale ile başlıyoruz. Mehmet Özbey’in kaleminden eskimeyen bir kitabı ziyaret edeceğiz sonra: Yüzyıllık Yalnızlık (Gabriel Garcia Marquez) Değerli yazarlarımızdan Mehmet Salih Demir ve Mustafacan Özdemir tek bir kitaba ve tek bir yazara odaklı kitap sohbetlerinden farklı makaleler hazırladılar. Bunlar kavram ve/veya olaylara odaklı, birden fazla kitaptan ve müelliften istifade eden çalışmalar: Terör, vicdan, modernleşme, bilim felsefesi (Kuhn, Heidegger, Derrida, Gadamer, Dilthey, Mach, Baudrillard, Toulmin) … Suzan Nur Başarslan’ın yazdığı Türk romanının tarihçesiveSeksenli Yıllarda Türk Romanı Ve Post Modern Eğilimlerde bu kategoriye dahil edilebilir. Bunların yanısıra yazar kadar hatta bazen daha fazla ünlenmiş kitaplara adanmış makaleleri de yine bu sayıda bulacaksınız: Zeytindağı (Falih Rıfkı Atay), Hayy Bin Yakzan (İbn-i Tufeyl), Körleşme (Elias Canetti), Taşrada Düğün Hazırlıkları (Franz Kafka). Kitap tanıtan Kitap 7’nin daha önceki sayılardan bir diğer farkı da Georg Simmel’e adanmış iki makale içermesi. Karl Marx ve Max Weber arasındaki kayıp halka olarak nitelenen Simmel’in “Büyük şehir ve zihinsel yaşam” (Die Großstädte und das Geistesleben, 1903) isimli özgün çalışmasından bahsettiğimiz makaleler kitabın sonunda. Buradan indirebilirsiniz.
Önceki kitap sohbetleri:
1 Yorum
Yazan:Isim Tarih: Ağu 18, 2019 | Reply
Yararli bir sayfa. Bilmeyen (cahil, genc) icin buyuk bir hazine (bilgi, birikim). Emeginiz takdire sayan. Guzel olan bu sayfadan, faydalanmami sagladiginiz icin tesekkur ederim.
Cok yazi okudum bu sayfadan ve yeni yorum yazar oldum. Benim gibi okuyan ve yorum yapmayan, cok sey alan insanlar oldugunu dusunuyorum. Icerik baya genis, bilgi ihtiyacini siteye girerek gidermek mumkun. Biz bilmeyenler icin, bilenin bildiklerinden faydalanmak kaliyor geriye. Buyuklerin kucuklere ögretmesi gibi, ögretici bir sayfa.
Yazarin kendi yazisini tamamlamasi, yoruma acik yer birakmamasi; yorum yapmaya engel olarak görunuyor. Fakat kötu degil…