İnsancıklar / Dostoyevski
By Александр Исаевич Солженицын on Eyl 1, 2016 in edebiyat, Kitap Alıntısı
Babam öldüğünde on dört yaşındaydım. Çocukluğum hayatımın en mutlu yıllarıydı. Ama buralarda değil, çok uzaklarda taşrada geçti. Babam T. kentinde Prens P.’ye ait koskoca bir malikânenin kâhyasıydı. Prens P.’nin köylerinden birinde sakin ve mutlu bir hayat sürüyorduk… İşi gücü yaramazlık olan küçük bir çocuktum.
Yaptığım tek şey çayırlarda, ormanda, meyve bahçelerinde koşmaktı. Kimse benimle ilgilenmezdi. Babam sürekli olarak çalışır, annem de ev işlerinden başını alamazdı. Kimse bana bir şeyler öğretmeye kalkışmazdı, ben de bundan memnundum. Sabahın erken saatlerinde kalkar doğru göle, ormana, saman yığınlarına ya da ot biçme makinesinin yanına koşardım. Güneşin kavurmasına hiç aldırmazdım. Köyden uzaklara giderdim, çalılar her yerimi çizer, elbiselerimi yırtardı, eve dönünce de azar işitirdim ama umurumda olmazdı. Sanırım bütün hayatım boyunca o köyden hiç ayrılmasam, hep orada yaşasam, çok daha mutlu olurdum. Sonunda daha çocukken doğduğum topraklardan ayrılmak zorunda kaldım. Petersburg’a taşındığımızda on iki yaşındaydım. Taşınma hazırlıklarımızı üzüntüyle hatırlarım. Sevdiğim her şeye elveda derken nasıl da ağlamıştım.
Babamın boynuna atılmış, biraz daha orada kalabilmek için yalvarmıştım. Babam beni azarlamış, annem de ağlayarak gitmek zorunda olduğumuzu, babamın işinin öyle gerektirdiğini söylemişti. Yaşlı Prens P. ölmüştü.
Mirasçıları babamı işten çıkarmışlardı. Babamın Petersburg’da özel girişimlere yatırılmış biraz parası vardı.
Durumu düzeltebilmek için kendisinin de burada, Petersburg’da olmasının daha iyi olacağına karar vermişti. Ben bunları sonradan annemden öğrenmiştim.
x x x
Kitaplara gelince, şu ana kadar doğru dürüst bir şey bulamadım. Dili iyi olan, güzel bir kitap varmış. Daha ben okumadım ama herkes övüp duruyor. Bir tane ısmarladım, göndereceklerine söz verdiler. Okur musunuz acaba? Bence siz bu konuda kolay kolay memnun olmuyorsunuz, sizin zevkinize hitap edebilmek biraz güç, bunu gayet iyi biliyorum güvercinim. Siz şiiri, aşk macerasını, aşk acısını seversiniz. Pekâlâ size şiir de bulurum.
Bende şiirlerin yazılı olduğu bir defter var.
Beni sorarsanız iyiyim. Merak edilecek bir şeyim yok. Fe-dora’nın size söyledikleri çok saçma, söyleyin ona hakkımda bu kadar dedikodu yapmasın!.. Yeni üniformamı falan satmadım. Dünyada hiçbir kuvvet bana böyle bir şey yaptıramaz. Çok yakında kırk ruble ikramiye alacakmışım, ne diye üniformamı satayım ki? Siz kendinizi üzmeyin meleğim. Şu Fedora’ya pek güvenilmez, çok kuşkucu birisi. Her şey düzelecek güvercinim! Yeter ki siz iyileşin, duyuyor musunuz, iyileşmeniz gerek. Yaşlı bir adamı daha fazla üzmemelisiniz.
Size zayıfladığımı kim söyledi? İftira, hepsi iftira! Çok sağlıklıyım ve öyle kilo aldım ki vicdan azabı duyuyorum.
… Yeni kitaplar keşfetmek için …
Kitap tanıtan kitapların 7cisine damgasını vuran düşünür Susan Sontag oldu. 1977’de yayınladığı“Fotoğraf Üzerine” isimli cesur kitaptan bahseden 4 makale ile başlıyoruz. Mehmet Özbey’in kaleminden eskimeyen bir kitabı ziyaret edeceğiz sonra: Yüzyıllık Yalnızlık (Gabriel Garcia Marquez) Değerli yazarlarımızdan Mehmet Salih Demir ve Mustafacan Özdemir tek bir kitaba ve tek bir yazara odaklı kitap sohbetlerinden farklı makaleler hazırladılar. Bunlar kavram ve/veya olaylara odaklı, birden fazla kitaptan ve müelliften istifade eden çalışmalar: Terör, vicdan, modernleşme, bilim felsefesi (Kuhn, Heidegger, Derrida, Gadamer, Dilthey, Mach, Baudrillard, Toulmin) … Suzan Nur Başarslan’ın yazdığı Türk romanının tarihçesi veSeksenli Yıllarda Türk Romanı Ve Post Modern Eğilimlerde bu kategoriye dahil edilebilir. Bunların yanısıra yazar kadar hatta bazen daha fazla ünlenmiş kitaplara adanmış makaleleri de yine bu sayıda bulacaksınız: Zeytindağı (Falih Rıfkı Atay), Hayy Bin Yakzan (İbn-i Tufeyl), Körleşme (Elias Canetti), Taşrada Düğün Hazırlıkları (Franz Kafka). Kitap tanıtan Kitap 7’nin daha önceki sayılardan bir diğer farkı da Georg Simmel’e adanmış iki makale içermesi. Karl Marx ve Max Weber arasındaki kayıp halka olarak nitelenen Simmel’in “Büyük şehir ve zihinsel yaşam” (Die Großstädte und das Geistesleben, 1903) isimli özgün çalışmasından bahsettiğimiz makaleler kitabın sonunda. Buradan indirebilirsiniz.
Önceki kitap sohbetleri: