Ermiş / Halil Cibran
By Aisha Benghazi on Eki 24, 2016 in edebiyat, Kitap Alıntısı
Ruhunuz rüzgârda başıboş dolaşırken, siz, yalnız ve korumasız,
Başkalarına ve dolayısıyla kendinize karşı hata işlersiniz.
Ve işlediğiniz bu hata için, mübarek kişilerin kapısını çalıp orada bir süre önemsenmeden beklemeniz gerekir.
Tanrısal benliğiniz bir okyanus gibi;
Sonsuza dek bozulmadan kalır.
Ve tıpkı yüksek semalar gibi sadece kanadı olanları yüceltir Tanrısal benliğiniz hatta bir güneşe bile benzetilebilir;
O güneş ki ne köstebeğin yollarını bilir, ne de yılanın deliğini arar.
Tanrısal benliğiniz içinizde yalnız yaşamaz.
Varlığınızın büyük bir kısmı insanlaşmışsa da çoğu daha insan değil,
Uyurgezer, sisin içinde kendi uyanışını arayan şekilsiz bir cücedir.
Şimdi içinizdeki insandan söz edecek olursam,
Suçu ve o suçun cezasını bilen ne tanrısal benliğiniz, ne de sisler içindeki o cücedir, içinizdeki o insandır.
Çok kereler sizin hata işleyen biri için sizden biri değilmiş gibi konuştuğunuzu duydum,
Bir yabancıymış, dünyanıza izinsiz giren biriymiş gibi.
Ben diyorum ki içinizdeki kutsal ve doğru olan her birinizin içindeki en yüceden daha yüce olamaz.
Ve içinizdeki en kötü ve zayıf olan da yine içinizdeki en alçaktan daha aşağı inemez.
Ve nasıl ağaçtan habersiz tek bir yaprak bile gizlice sararmazsa,
Hata işleyen de içinizdeki gizli istekten habersiz hata işleyemez.
Bir geçit töreni gibi tanrısal benliğinize doğru birlikte ilerlersiniz.
Sizler bu geçitte hem yol hem yolcusunuz.
Aranızdan biri tökezleyip düşerse, arkadan gelenler için düşmüş demektir,
Ayağına takılan taş arkadakilere bir uyarıdır.
Evet, aynı şekilde önünde hızlı ve emin adımlarla gidenler için de düşmüş demektir; çünkü onlar ayaklarına takılan taşı kenara kaldırmamışlardır.
Bu söz yüreğinize ağır gelebilir ama şunu da söyleyeceğim;
Öldürülen kendi ölümünden sorumsuz değildir.
Ve soyulan soyguna uğramaktan dolayı suçsuz değildir.
Erdemli kişiler kötülerin icraatlarından dolayı masum sayılmaz
Zalimlerin yaptıkları kötülüklerden dolayı da ak elliler temiz değildir.
Evet, suçu işleyen kimse çoğu kez yaraladığının kurbanıdır.
Ve çoğu kez hüküm giyen suçsuz ve günahsızların yük taşıyıcısıdır.
Haklıyı haksızdan, iyiyi kötüden ayıramazsınız.
Nasıl ki siyah ve beyaz iplikler birlikte dokunuyorsa, onlar da güneşin yüzüne karşı yan yana dururlar.
Ve siyah iplik kopunca, dokumacı tüm kumaşa baktığı gibi tezgâhına da bakar.
Eğer içinizden biri sadakatsiz eşini yargıya getirirse,
O kadının eşinin kalbi de teraziye konsun ve ruhu ölçeklerle ölçülsün.
Suçluyu ayıplayan, suça neden olanın ruhuna baksın,
Eğer içinizden biri erdemlilik adına cezalandırmak için kötü ağaca balta vurmaya kalkarsa, önce köklerine bir baksın.
Ve o gerçekte iyi ve kötü ağacın, bereketli ile bereketsiz olanın köklerini toprağın huzurlu koynunda birbirine sarılmış olarak bulacaktır.
Ve siz adil olması gereken yargıçlar,
Görüntüde adil ama ruhunda hırsız olan birine ne hüküm verirdiniz?
Gövdesi ile katil, ruhu ile kurban olan biri için ne ceza düşünürdünüz?
Olayda hain ve saldırgan davranmış birini, aynı zamanda mağdur edilmiş ve öfkelendirilmiş birini nasıl sorguya çekersiniz?
Pişmanlığı hatalarından daha büyük olanları nasıl cezalandırırsınız?
Pişman olmak sizin seve seve hizmet ettiğiniz o kanunun yönettiği adaletin kendisi değil mi?
Ancak sizler pişmanlığı ne masumlara tattırabilirsiniz, ne de suçluların kalbinden çekip çıkarabilirsiniz.
Pişmanlık geceleri davetsiz bir şekilde gelir, insanlar uykularından uyanıp kendilerine baksınlar diye.
… Yeni kitaplar keşfetmek için …
Kitap tanıtan kitapların 7cisine damgasını vuran düşünür Susan Sontag oldu. 1977’de yayınladığı“Fotoğraf Üzerine” isimli cesur kitaptan bahseden 4 makale ile başlıyoruz. Mehmet Özbey’in kaleminden eskimeyen bir kitabı ziyaret edeceğiz sonra: Yüzyıllık Yalnızlık (Gabriel Garcia Marquez) Değerli yazarlarımızdan Mehmet Salih Demir ve Mustafacan Özdemir tek bir kitaba ve tek bir yazara odaklı kitap sohbetlerinden farklı makaleler hazırladılar. Bunlar kavram ve/veya olaylara odaklı, birden fazla kitaptan ve müelliften istifade eden çalışmalar: Terör, vicdan, modernleşme, bilim felsefesi (Kuhn, Heidegger, Derrida, Gadamer, Dilthey, Mach, Baudrillard, Toulmin) … Suzan Nur Başarslan’ın yazdığı Türk romanının tarihçesi veSeksenli Yıllarda Türk Romanı Ve Post Modern Eğilimlerde bu kategoriye dahil edilebilir. Bunların yanısıra yazar kadar hatta bazen daha fazla ünlenmiş kitaplara adanmış makaleleri de yine bu sayıda bulacaksınız: Zeytindağı (Falih Rıfkı Atay), Hayy Bin Yakzan (İbn-i Tufeyl), Körleşme (Elias Canetti), Taşrada Düğün Hazırlıkları (Franz Kafka). Kitap tanıtan Kitap 7’nin daha önceki sayılardan bir diğer farkı da Georg Simmel’e adanmış iki makale içermesi. Karl Marx ve Max Weber arasındaki kayıp halka olarak nitelenen Simmel’in “Büyük şehir ve zihinsel yaşam” (Die Großstädte und das Geistesleben, 1903) isimli özgün çalışmasından bahsettiğimiz makaleler kitabın sonunda. Buradan indirebilirsiniz.
Önceki kitap sohbetleri: