Hayatın Mucizeleri / Stefan Zweig
By Hans Müller on Şub 17, 2017 in edebiyat, Kitap Alıntısı
- Üniformalı olmayan insanlar genellikle biraz daha fazla insandır.
- Fert daima fikirden daha kuvvetlidir; yeter ki kendisi olarak kalsın, kendi hür iradesiyle.
- Zira henüz bilmiyordu ki, derin bir ızdırap, o huzursuz suskunluk içinde yeraltından, taşların arasından kendine yol açan ve zayıf bölgelerde, geçit vermeyen vadilere vurdukça vuran karanlık bir dağ deresi gibidir. Fakat bu dere sonunda duvarı deler ve durdurulamaz bir coşku içinde bütün gücü ve yıkıcılığıyla aşağıya, her şeyden habersiz, mutlu mesut bir güvenle salınıp duran çiçekli vadilere hücum eder.
- Ah, herkese karşı tek başına olmak, kimseyle konuşamamak ne zordu!
- Bugün artık para dışında hiçbir şeyin hükmü yok, lanet olasıca paranın, bir de insanın kendi reklamını yapmayı bilmesinin…
- Daima iyi niyetli ve çabuk inanan, yumuşak başlı ve çekingen biri olmuştu; oysa insan, başka hayatlardan beslenen yırtıcı bir hayvan gibi acımasız, hırslı ve sinsi olmalıydı.
- Gece geçirdiği ve onu sabahtan uzak tutan yalnız saatleri heyecanla bekler; ressama gitmesine kadar kalan saatleriyse, yüzünden okunan yakıcı bir hararetle sayardï.
- … insan kalbi işte böylesine tuhaftır. Zamanında bütün düşüncelerime egemen olan ve bütün ruhumu dolduran bu adam yıllardır bir kez olsun aklıma gelmemişti. Ölebilir ve bir daha ona ne olduğunu soramazdım; o ölebilirdi ve bundan haberim bile olmazdı.
- Direnmeyen, karşı durmayan herkes suç ortağı demektir.
- Bu gözler henüz alçak gönüllülüğü bilmiyordu; o dünyevi olmayan, temiz sevgiyi de.
- Sakin ve mutlu olmaktan başka bir şey istemiyordu; arzu ettiği tek şey, bir tapınağa kaçar gibi kaçabileceği büyük bir huzurdu.
- Halkların ve dinlerin birbirine yabancılığı, kanlarını birbirine daima yabancı ve düşman olarak görme, birbirinden şüphe duyma yönünde verilen eğitim; bu şüphe ve olumsuzluk ancak sevgiyle aşılabilirdi.
- Benim kabul ettiğim tek bir görev var; o da insan olmak ve çalışmak. İnsanlıktan öte bir vatanım, insanları öldürmek gibi bir hırsım yok.
- Yan yana olma vardı ama fark etme yoktu, boşluk vardı ve kavrayış yoktu.
…Yeni yazarlar ve kitaplar keşfetmek için…
Kitap tanıtan kitapların 7cisine damgasını vuran düşünür Susan Sontag oldu. 1977’de yayınladığı “Fotoğraf Üzerine” isimli cesur kitaptan bahseden 4 makale ile başlıyoruz. Mehmet Özbey’in kaleminden eskimeyen bir kitabı ziyaret edeceğiz sonra: Yüzyıllık Yalnızlık (Gabriel Garcia Marquez) Değerli yazarlarımızdan Mehmet Salih Demir ve Mustafacan Özdemir tek bir kitaba ve tek bir yazara odaklı kitap sohbetlerinden farklı makaleler hazırladılar. Bunlar kavram ve/veya olaylara odaklı, birden fazla kitaptan ve müelliften istifade eden çalışmalar: Terör, vicdan, modernleşme, bilim felsefesi (Kuhn, Heidegger, Derrida, Gadamer, Dilthey, Mach, Baudrillard, Toulmin) … Suzan Nur Başarslan’ın yazdığı Türk romanının tarihçesi ve Seksenli Yıllarda Türk Romanı Ve Post Modern Eğilimler de bu kategoriye dahil edilebilir. Bunların yanısıra yazar kadar hatta bazen daha fazla ünlenmiş kitaplara adanmış makaleleri de yine bu sayıda bulacaksınız: Zeytindağı (Falih Rıfkı Atay), Hayy Bin Yakzan (İbn-i Tufeyl), Körleşme (Elias Canetti), Taşrada Düğün Hazırlıkları (Franz Kafka). Kitap tanıtan Kitap 7’nin daha önceki sayılardan bir diğer farkı da Georg Simmel’e adanmış iki makale içermesi. Karl Marx ve Max Weber arasındaki kayıp halka olarak nitelenen Simmel’in “Büyük şehir ve zihinsel yaşam” (Die Großstädte und das Geistesleben, 1903) isimli özgün çalışmasından bahsettiğimiz makaleler kitabın sonunda. Buradan indirebilirsiniz.
Önceki kitap sohbetleri: