Okulsuz Toplum / İvan İllich
By Şivan Taşkıran on Oca 3, 2020 in Çocuk, Eğitim, Gençlik, Kitap Alıntısı
Okulda pratik değeri olan niteliklerle bağlantı kurulmadığından dolayı mevcut okullu eğitim sistemi mantıklı değildir. Bilginin belirli koşullar altında tüketilen değerli bir meta olmasına karşı koyamazsak, toplumumuz giderek bu uğursuz okul bozuntuları ve totaliter bilgi yöneticilerinin egemenliğine girecektir. Okula kaydolan öğrenciler diploma elde etmek amacıyla diplomalı öğretmenlere boyun eğmektedirler. Çağdaş toplum, bilinçli tasarımların bir sonucudur.
Eğitimciler eğitimi sertifikayla paketleyip sunmakta ısrarlı olduklarından, okullaşma suretiyle ne eğitimde ne de adalette bir gelişme kaydedilebilmektedir. Öğrencilerin hepsi, sadece eğitim fabrikasının bir ürünü olan tüketicilerin bulunduğu ortamlarda mutlu olmak için akademik bir sürece dahil edilmektedirler. İnsanoğlu bilim adamlarının, mühendislerin ve plânlamacıların oyuncağı haline gelmiştir. Okul, yaşama hazırlığı yabancılaştırmakta, böylece öğrenciler gerçek eğitimden ve yaratıcılıktan yoksun bırakılmaktadır.
… Bu konuda kitap okumak için…
“3 tarafı deniz, 4 tarafı düşmana çevrili cennet vatan” paranoyası neden üretildi? Çağdaş ve laik Türkiye’nin evlâdı, Kavala yahut Halep’te yatan dedesinin mezarına bile pasaportla gidecekti. Eskiden vali gönderilen yerlere şimdi büyük elçi atanıyordu. Churchill’in dediği gibi “iki petrol kuyusunun etrafına sınır çizen” İngiliz, bir gecede ülkeler icad edilmişti. Ama Kemalist millî(!) eğitimin iğdiş ettiği beyinler bunu sorgulamaktan aciz. Körfez ülkeleri, Basra yolunun, İsrail, Doğu Akdeniz’in petrol tıpası olacaktı. Türkiye hem Rusya’nın güneye doğru genişlemesini engelleyecek hem de Bakü petrolünün Avrupa’ya ulaşıp fiyat kırmasına mani olacaktı. Diğer yandan Lazkiye ve Hayfa’dan dünya piyasalarına erişen Musul ve Kerkük petrolü bir gün pekâlâ Türkiye’den geçip İskenderun’a akabilirdi ve bu da Londra için büyük bir risk unsuruydu.
Kısacası, Britanya için gerçek tehdit güçlü bir ordu veya zengin devletler değil Türklerin uyanıp kim olduklarını hatırlamalarıydı. Şu halde dünya petrollerinin %60’ına çökmüş, Afika ve Asya’yı sömüren İngilizler için yapılacak tek bir şey vardı: Kullanışlı aptallar yetiştirecek bir eğitim sistemi kurmak ve bunu Türklere “millî eğitim” diye yutturmak.
Eğitimle ilgili sorunlarımız nasıl düzelir? Yahut birgün düzelir mi? Elinizdeki bu kitapta Ufuk Coşkun Kemalist eğitimin sorunlarına işaret etmekle kalmıyor, bir yandan çözümler önerirken bir yandan da millî eğitimin ideolojik, tarihi ve kültürel arka planını gözler önüne seriyor. Milat Gazetesi yazarı, bolgepostasi.com Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Coşkun’u televizyondaki tartışma programlarından ve eğitim konulu çalışmalarından tanıyorsunuz. Bizzat eğitim dünyasının sorunlarını içeriden yaşayan Coşkun aynı zamanda “Kürdüm Doğruyum Çalışkanım” ve “Yeni Sömürgecilik ve Bağımsız Sivil Toplum Kültürü” kitaplarının da yazarı. Ufuk Coşkun’un “Kemalist Eğitimin Zararları” adlı kitabını buradan indirebilirsiniz.
Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu
Devlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisini hukuk yerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi? GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları “ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen… Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Bizleri sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş olan deli gömleğine işaret ediyor. Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirin.
2 Yorum
Yazan:Abdullah Tarih: Ağu 7, 2020 | Reply
Bir eğitimci olarak yıllardır çocuklarımızı kabiliyetlerine göre yetiştireceğimiz bir vasatı oluşturamadığımız sürece elde edeceğimiz tek şey muallimlere maaş ana babalar gün içinde çocukları için bakım olmuş olacak. Bunun yanı sıra muallimlikten öğretmenliğe geçilmesi ise ayrıca başlı başına bir problem ve müfredat anlatıp gitmeyi öğretmenlik zanneden derste test dağıtım cepten sosyal medyada ralli yapan öğretmenlerin varlığı ise başka bir problem. Pamdemi süresinde fen lisesini birincilikle kazanmış yakınıma okulu özledin mi dedim olmasa da oluyormuş deyi verdi. Niye bilgi aktarmayı öğretmenlik sayan bu vasatın getirdiği nokta. Hülasa
1-Zorunlu eğitim derhal kaldırılmalı
2-Okula göre çocuk değil çocuklara göre okullar açılmalı
3-Muallimlik çok acil tepeden tırnağa gözden geçirilmeli.
4-Talim terbiyeye dönülmeli.
Yazan:Lokman Tarih: Eki 22, 2023 | Reply
Okulsuz toplum kitabı önce heyecanlandıran ama bu vaadi sonlandıramayan ve gerekçeleri çürük bir kitap. Okul yapısını eleştirmek için kullanılması okuyanlar ve anlayanlar için ilgi çekici ve dürüstçe değildir. Kitabın tanıtımı başka fikir bölümünde işlenmelidir öncelikle.
Okulların öğretmen maaşları için kurulduğu vs gibi fikirler ile kitap ismi uymamaktadır. Kurumsal hayat kaçınılmaz ve eğitim sitemi de bundan payını almaya mecburdur. Eğer bunu kabul etmez isek ortalıkta ezbere dayalı eğitim vs gibi ahlanan insanlar görmeye devam edeceğiz.
Peki nasıl bir eğitim ve öğretim olmalı. İnsan fıtratına ve hayat gerçeklerin uygun bir program ile eğitim ve öğretim devam etmelidir. Kültür farklılıkları eğitimde ayırıcı olmamakla beraber, her bölgenin iradesini besleyen bir öz olduğunu anlamak gerekir. Kime göre neye göre mantığında çıkmalı artık modern şımarıklar. Ortada gündüzleri güneş gibi bir gerçek, akşamları ise ay gibi bir kandil vardır