ABD F35’leri uzaktan düşürülebilir mi?
By my on Mar 13, 2025 in Amerikan Saldırganlığı, Jeopolitik, Savaş, Teknoloji
Gelin meseleye farklı bir açıdan bakalım: Türkiye’nin Malezya’ya sattığı Atmaca füzeleri, düşman ülkelerin veya bir terör örgütünün eline geçerse Türk savaş gemilerine karşı kullanılabilir mi?
Savunma sanayii ile biraz ilgilenen herkesin tahmin edebileceği gibi, bu mümkün değil. Çünkü bu tür gelişmiş silahları satan ülkeler, yazılım ve donanım aracılığıyla çeşitli kısıtlamalar koyar. Bunun en basit örneğini Ukrayna’da gördük: Amerika, Kiev’e verdiği HIMARS füzelerinin menzilini ve hedefleme yeteneklerini uzaktan programlama yoluyla kısıtladı.
Silah üreten ülkelerin programlama yoluyla kontrolü elinde tutmasına “Arka Kapı” (back door) denir. Yeni bir durum veya komplo teorisi değil. Fransa Arjantin’e verdiği Exocet füzelerinin arka kapısını İngilizlere açmıştı meselâ. (Burada anlattık.) Yine Fransa Tayvan’a sattığı savaş gemilerinin arka kapısını da Pekin’e açtı.
Peki F35 özelinde durum ne?
- Pilotlarımızın kimlikleri, parmak izleri biyometrik verileri, uçaklarımızın görevleri yakıt ve mühimmat durumları ve daha birçok gizli bilginin dostumuz(!) Amerika’nın bilgisayarlarında depolanacak. İsrail’in bu verileri okumasına ABD izin verebilir.
- Ruslar yeni bir radar geliştirdikleri zaman biz elektronik harp kütüphanemizi güncellemek isteyeceğiz ama Amerika’ya izin vermeden bunu yapamayacağız.
F-35: ABD’nin Müttefikleri İçin Sınırlı Egemenlik
Günümüzde stratejik açıdan önemli sorulardan biri, ABD’nin müttefiklerine sattığı F-35 savaş uçaklarını uzaktan devre dışı bırakıp bırakamayacağıdır. Uluslararası ilişkilerin giderek daha fazla güç dengesi üzerine inşa edilmesi, özellikle bazı Amerikan yönetimlerinin tutumları nedeniyle bu soruyu daha da önemli hale getirmektedir.
F-35: ABD Kontrolünde Ultra-Bağlantılı Bir Uçak
F-35, ALIS (Autonomic Logistics Information System) adlı merkezi bir yazılım sistemine tamamen bağımlı bir uçaktır. Bu sistem, uçağın bakımını, konfigürasyonunu, görev hazırlıklarını ve uçuş sonrası analizlerini yönetir. F-35 kullanan her birim, Teksas’taki Lockheed Martin sunucularına bağlı bir ALIS istasyonuna sahiptir ve uçuş verileri her uçuş sonrasında otomatik olarak bu sunuculara aktarılır.
ABD Sayıştayı tarafından hazırlanan bir rapor, F-35’in ALIS bağlantısı olmadan en fazla 30 gün boyunca çalışabileceğini belirtmiştir. Bu sürenin sonunda, güncellemelerin ve bakım desteğinin eksikliği nedeniyle uçağın performansında ciddi bir düşüş yaşanacaktır. Eğer bir ülke ABD ile siyasi bir anlaşmazlık yaşarsa, bu bağımlılık F-35’lerin operasyonel kabiliyetlerini sürdürememesi anlamına gelebilir.
Güvenlik Açıkları ve Takip Altındaki Sistem
ALIS sisteminin siber güvenlik açıkları, ABD’de kritik seviyede bir tehdit olarak değerlendirilmiştir. 2016 yılında ALIS, F-35 programındaki en yüksek risk grubundaki arızalar arasında sınıflandırılmıştır. Müttefik ülkelerin artan endişeleri üzerine, Pentagon 2018 yılında daha şeffaf bir sürüm geliştirilmesini istemiştir. Ancak, yalnızca İsrail, tamamen bağımsız bir versiyon kullanma hakkını elde etmiştir. Norveç ve İtalya gibi ülkeler, verilerinin istem dışı olarak ABD’ye gitmesini önlemek için milyonlarca dolar harcamak zorunda kalmıştır.
ALIS sistemine yönelik eleştiriler sonucunda, ODIN (Operational Data Integrated Network) adlı yeni bir sistem devreye alınmıştır. Ancak, ODIN de ABD Savunma Bakanlığı’nın kontrolündeki bir bulut sisteminde barındırılmaktadır ve Amazon ile Microsoft tarafından yönetilmektedir. Bu da kullanıcıların ABD’ye bağımlılığını devam ettirmektedir.
Egemenlik Sınırları ve ABD Kontrolü
Resmi olarak ABD, F-35’leri uzaktan devre dışı bırakabilecek bir “kill switch” mekanizmasının varlığını reddetmektedir. Ancak, uçağın düzgün çalışmasını sağlamak için gerekli olan yazılım güncellemeleri ve elektronik harp veritabanları gibi kritik bileşenler yalnızca ABD tarafından sağlanmaktadır. Örneğin, yeni bir düşman radarı ortaya çıktığında, ABD hükümeti bu radarın algılama parametrelerini güncelleyip güncellemeyeceğine tek başına karar vermektedir.
İsviçreli yetkililer, F-35’in bağımsız operasyonel kapasitesi konusunda güvence vermeye çalışsa da, Belçika Savunma Bakanlığı uçağın yalnızca sınırlı bir süre boyunca tamamen bağımsız çalışabileceğini doğrulamıştır. Daha uzun süreli bağımsız operasyonlar, uçağın etkinliğini ciddi şekilde azaltmaktadır.
İhracat Müşterileri İçin Düşük Performanslı Modeller
2020 yılında Reuters, ABD’nin ihraç edilen F-35’leri kendi Hava Kuvvetlerine sattığı modellerden daha düşük performans seviyesinde tuttuğunu ortaya koymuştur. Avustralya, kendi F-35’lerinin ABD versiyonlarından daha az görünmez olduğunu fark etmiştir. İsrail de ABD’nin, Birleşik Arap Emirlikleri’ne sattığı F-35’lerin ihtiyaç duyulduğunda daha az radara yakalanmayan hale getirilebileceğini açıklamıştır.
ABD’ye Genel Bağımlılık
F-35, ABD’nin savunma sistemleri üzerinden kurduğu küresel bağımlılığın yalnızca bir örneğidir. ABD’nin müttefiklerine sattığı birçok silah sistemi, Amerikan kontrolüne bağlı olarak çalışmaktadır:
- Abrams tanklarının hedefleme sistemleri Amerikan şifreleme teknolojisine bağımlıdır.
- MQ-9 Reaper insansız hava araçları yalnızca Amerikan uyduları üzerinden kontrol edilebilmektedir.
- Aegis savaş gemisi sistemleri, ABD tarafından belirlenen parametrelerle çalışmaktadır.
- Patriot hava savunma sistemlerinin radar konfigürasyonu Washington tarafından belirlenmektedir.
- En son F-16 modeli olan F-16V, elektronik harp yetenekleri açısından Amerikan onayına ihtiyaç duymaktadır.
F-35 ayrıca NATO ile uyumlu olmayan özel bir iletişim protokolü kullanmaktadır. Bu da Avrupa’daki diğer savaş uçakları (Eurofighter, Rafale gibi) ile tam entegrasyonu zorlaştırmaktadır. 2024 yılında Birleşik Krallık’ta yapılan bir tatbikat, ihraç edilen F-35’lerin Amerikan olmayan komuta merkezlerine tam anlamıyla bilgi aktaramadığını göstermiştir.
Avrupa’nın Bağımsız Savunma Yeteneği
Oysa Avrupa, kendi savunma sanayisini geliştirerek ABD’ye olan bağımlılığını azaltabilecek kapasiteye sahiptir. Avrupa’da üretilen uçaklar, füzeler, tanklar ve hava savunma sistemleri, kıtanın savunma ihtiyaçlarını karşılayabilecek seviyededir. Rafale’nin yeni F4 standardı, bağımsız iletişim yetenekleri sayesinde egemenlik konusunda önemli bir ilerleme sağlamaktadır.
ABD’nin askeri teknolojilerine aşırı bağımlılık, Avrupa’nın egemenliği açısından ciddi bir sorundur. Avrupa’nın bu sorunun farkına vararak stratejik özerkliğini güçlendirmesi gerekmektedir.