Author Archive

Şeker Portakalı / José Mauro De Vasconcelos »

Çocuk yüreği unutur ama affetmez.  *     *     * Onu düşünmekten kendimi alamıyorum, şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok […]

Simyacı / Paulo Coelho »

Bir düşü gerçekleştirme olasılığı yaşamı ilginçleştiriyor. İhanet, senin beklemediğin bir darbedir. Ama sen yüreğini dinleyecek olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. Çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. Hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. Bu nedenle en iyisi onun söylediklerini dinlemek. Böylece, kendisinden beklemediğin bir darbe indirmeyecektir kesinlikle sana. Seni seviyorum, çünkü […]

Bir Psikiyatristin Gizli Defteri / Small – Vorgan »

İnsanlar genelde hastalıklarının kafalarının içinde olduğunu duymak istemezler. Bipolar bozukluğu olan kişiler hipomanik ve manik episodlar sırasında sık sık sıradışı yaratıcılık patlamaları segilerler. Vincent Van Gogh, Poul Gaugin, Jacson Pollack,Mark Twain, Ernest Hemingway, Willam Faulkner,Ludwig Van Bethoven, Robert Schuman ve Brian Wilson de dahil en ünlü ressam, yazar ve müzisyenlerimizden bazılarının bu hastalığı olması şaşırtıcı […]

Yaşamak / Cahit Zarifoğlu »

Kendi kalbini dinliyormuş gibi göğsüne eğilmiş duran bu yaratık için kalb, bir yaşama işareti olmaktan çıkmıştı. Adam, bunun dışında kalbin hangi ödevleri varsa onlardan birine dalmıştı. ‘masalımızda acı olmasın dilerim. çocuklar ölmesin öldürülmesin. hep cahillerdir birbirlerini öldürenler denegelmiştir ama..’ ‘yeter’ batının planlarını kendi düşünceleri sanan zavallılara Umutsuzluğun kapımıza gelmesi için az mı bekledik. Umutsuzluk mu, […]

Körleşme / Elias Canetti »

Başlangıçta dinlenme günü, herkesin dilini tutacağı bir gün olarak düşünülmüştü. Ama zamanla soysuzlaşan bütün öteki kurumlar gibi, dinlenme günü olan pazar günleri de, başlangıçta güdülen amaçla ilgisi bulunmayan bir sürece geçmişti. Kien bu durumu alaylı bakışlarla izliyordu. Onun için dinlenme günü diye bir kavram söz konusu değildi. Çünkü hiç konuşmaz ve durup dinlenme nedir bilmeksizin […]

Körleşme / Elias Canetti »

Ucu iyice sivriltilmiş bir kurşun kalem çıkarıp, ilk boş sayfaya yazmaya koyuldu: “23 Eylül, saat 7.45. Mut Caddesi’nde karşıma çıkan biri, benden Mut Caddesi’nin nerede olduğunu sordu. Onu utandırmamak için sustum. Ama o, davranışıma aldırmaksızın aynı soruyu birkaç kez yineledi. Hali tavrı nazikti. Birdenbire caddenin adını gösteren tabelaya takıldı gözü. Budalalığını kavramıştı. Ama tası tarağı […]

Körleşme / Elias Canetti »

Kien, yalandan tiksinirdi; küçüklüğünden bu yana, doğrudan santim olsun şaşmamıştı. Çocukluğunda da, bu olayın dışında, yalan söylediğini anımsamıyordu; şu bir tek yalandan bile nefret etmekteydi. Kendisine gençliğinin, yeniyetmeliğinin bir yansısı gibi görünen küçük öğrenciyle yaptığı konuşma, yalanının anımsatmıştı ona. “Bunu düşünmenin sırası değil şimdi,” dedi kendi kendine. Saat neredeyse sekiz olmak üzereydi. Tam sekizde çalışmaya, […]

Körleşme / Elias Canetti »

Therese merdiven başına kadar geldiği halde, gitmekle gitmemek arasında bocalamıştı. Kien, aylık konusunda hiçbir şey söylememişti. Oysa eski işinden ayrılmazdan önce Kien’e bunu sormalıydı. Ama hayır, hiç sözünü etmese daha iyi olurdu. Konuşursa, yanlış bir iş yapabilirdi. Hiçbir şey söylemezse, belki Kien ona kendiliğinden fazlasını verirdi. İçinde sakıngan olma içgüdüsüyle açgözlülük çarpışmaklaydı. Sonunda üçüncü bir […]

Körleşme / Elias Canetti »

Yalnız masa değil, fakat ceviz ağacından yapılma bütün bir yemek odası takımı satın alındı, işçiler bu takımı, yazı masasının en uzağında bulunan dördüncü odaya yerleştirdiler. O günden sonra öğle ve akşam yemekleri, yeni masanın başında yenildi. Yemek sırasında hemen hiç konuşulmuyordu. Aradan henüz bir hafta geçmişti ki, Therese bir yemek sırasında konuşmaya başladı: — Bugün […]

Körleşme / Elias Canetti »

Kendisi ise sağda, Therese’nin yanında, yürekli bir subay gibi durdu. Kien’in sandığının tersine kadın, başını salladı, düşmanını yüzünde sevimli bir ifade olduğu halde selamladı ve: “Henüz evlenmemiş bir kadınsınız,” dedi, “onun için rahatınızın değerini bilin.” Bu sözlerden sonra güldü. Altın dişleri sanki veda etmek istercesine ağzında sallandı. Therese, ancak kadın dışarı çıktıktan sonra söylenenlerin anlamını […]