Author Archive

Adını verdim ayağımı vuran pabuçlarıma: “…” »

Bir türküden bir ağıta geçiyor kalpler giden yârin ardından… Sessiz ağlıyor insan, kalp bir sızı tutuyor; tutuyor da bırakmıyor. O yârdan gayrı devâ yok, kimin âhı tuttuysa -bilinmez- yâr gelmiyor, gelmiyor da geçmiyor. Kalp bir sızı tutuyor, tutuyor da bırakmıyor. Saatler hesaplanıyor. Yârin geçtiği yollar tutuluyor, attığı adımlar sayılıyor, takdiri rastlaşmalar olmasa o yârin gölgesinde […]

Hâl’ül Bahar »

Bahar bir mevsimin değil bir hâlin adıydı, hâlden anlayan için elbet… Bu surette kalp aslına rücu eder tam anlamı olduğu üzere şekilden şekle (hâlden hâle) geçerdi. Rüzgârın ve yağmurun yaratılmış her varlığa dokunması, soğuğun arza nüzulü (indirilişiyle ki Allah’ın emri üzeredir) dâhi hâlin bahar bahar olmasını engellemeye yetmezdi. Ve yetmezdi haşyet, hayâ endişesini; aşk, heves […]

Kapitalist Müslümanlar ve eşitlikçi sol ideolojiler »

Akabinde çok başımı şişireceği için bu tip yazılar yazmayı pek tercih etmiyorum ki zaten uğraşmam gereken başka işlerim de var ama bazen mecbur kalıyorum, kalıyoruz. Çetrefilli konular, çünkü teması salt düşünce ve tasavvur değil bildiğiniz insan. Yazıyor isek, salt buradaki yazılardan müteşekkil değiliz, eleştireceğim sol refleksleri bir ideoloji olarak seçen arkadaşlarım var benim, yazınca sadece […]

DUYURU:Her okula bir kütüphane »

İstanbul’da Batmanlı üniversite öğrencilerinin kurduğu BEKA-DER ve Batman merkezli aylık kültür,sanat,edebiyat,haber dergisi MİRA’nın ortak çalışması olan her okula bir kütüphane projesi Batman cumhuriyet ilköğretim okulu ile devam ediyor. “Her Okur’dan bir kitap, her kitaptan bir gelecek” sloganıyla hareket edilen çalışmada aydınlık, düşünen bir nesil için kitaplarınızı bekliyoruz. Kampanyamız 2. Mart Cumartesi günü sona ermektedir kitapları […]

Şiir Müslümanca bir şeydir »

Yazmamaya yeminleneli üç gün oldu olmadı. Duramadım, bir canavar dirildi içimde, durdum da duramadım. Yazmamaya yeminleneli üç gün oldu, bozdum yemini, bunun üç gün de kazası var; susarak mı tutulur, aç durarak mı, yoksa yazmayarak mı? Bilmiyorum. Ama bildiğim şeyler var: Hilebazdır şairler, büyücü, belki aldatıcı, aldanıcı… Evet, evet aldatıcıdır. Bizi Yusuf’la aldatırlar, oysa… Aldatıcıdır […]

Samir, Furkan, Ahmed… İsrail öldür çocuklarımızı nasılsa biz uyuyoruz! »

Geçtiğimiz hafta Mehmet Ali Birand’ın ölümü sonrası herkes Birand (Allah rahmet eylesin) ile ilgili, Birand’ın gazeteciğilini öven cümleler paylaşıyordu. MOSTAR Dergisi editörü kıymetli Sadık Şanlı, Birand ile ilgili şunları yazmıştı: “32. Gün’ün jeneriğinde İsrailli askerlerin bir Filistinli’nin kollarını taşla kırdıkları görüntü nasıl da mıh gibi çakılmış çocuk zihnime…” Sadık ile hemen hemen aynı yaştayız, aynı […]

Allah hepinizden razı olsun! »

Bismillahirrahmanirrahim. Kandan, acıdan, isyandan ve ikazdan ve dahi eylemden, asker ölümünden, PKK’li ölümünden içimizin dışımızın katliam olduğu günlerden, sitem dolu, acı dolu yazılardan bizi umut dolu günlere, hayra yönelik çabalara ulaştıran Allah’a binlerce hamd olsun. Neredeyse bir on yıla yakın zamandır yazıyorum. Gönlümün asıl meylettiği edebi metinlerimi kenara koyma, vakit ayıramama pahasına sırf bir Müslüman […]

Kim bilir hangi gönüldür durağın »

Yapacak hiçbir şey yoksa yazmak bana farz olur. Mutluluktan ve hazdan da yazan vardır elbet. Ben acıdan, yapacak bir şeyi kalmayanlardanım; ondandır yazışım… Oradan çıkar canımın acısı, her harf için bir damla gözyaşı akıtırım, yazı bittiğinde parmaklarımda ve tenimde nem; sesimde hıçkırıklar sonrası bir titreme kalır. Ve budur benim mutluluğum, yalnızca bu. Kaç kez yazdım […]

Başörtülü kadınlara açık mektup »

Normal şartlarda bir yazı genele yazılır. Özellikle yasakçılık, baskı, şiddet, ayrımcılık gibi insan hakları ihlallerine değinen yazılar toplumsal bir sorun olduğu için hitap edilen kitle özele indirgenmez. Misal bundan birkaç ay evvel yazdığım “Müslüman bir ülkede başörtülü bir kadın olmak” başlıklı yazım bu türdendi ve genele yazılmış bir yazıydı. Müslüman bir ülkede, Müslüman kadınların nasıl […]

Üzerimde buzdan bir gurbet ağırlığı… Hangi valiz taşıyabilir benim yorgun ömrümü? »

Üzerimde buzdan bir gurbet ağırlığı… Hangi valiz taşıyabilir ki benim yorgun ömrümü?   Annesiz çocuklardan binlerce kez özür dileyerek…   Aslında benim sosyoloji başlığında Durkheim üzerine çalışmam gerekiyordu. Çünkü hayat buydu; o çalışmadan, bu kitaba doğru koşarken kendimi kaybetmemi isteyen tarafıyla gözlerimi kapatıyordu. Bir süredir böyle de oluyordu.   Oysa, bir amaç (o amaç neyse […]