Author Archive

Damarlarındaki Kan Asilse Sorun Yok! »

Bülent Arınç bir çaylarını içip, hal hatır sormak için Manisa Celal Bayar Üniversitesine uğramak istiyor ve bir öğrenci ile Rektör arasında ilgi çekici bir dialog geçiyor. Öğrenci, cumhuriyeti koruyup kollamakla görevli olduğunu söyleyince, rektör de “bu emri kimden aldığını” soruyor. Öğrenci kendinden emin bir şekilde cevap veriyor: Atatürk’ten aldım! Sahneyi kes burada, gönder jeneriği, aksın […]

Adalet… Herkes için… »

Pırıl pırıl bir pistin başına, gıcır gıcır eşoftman ve son model ayakabılarla geldikten sonra koşmak için start alan ve ilk çıkışında bağcıklarını bağlamadığı için yüzüstü yere kapanan şaşkın atletler gibiyiz. O kadar acemice hatalarla kendimize zarar veriyoruz ki anlaşılır birşey değil. Fransa’da bir müddet kalan bir arkadaşım bana orada kullanılan bir deyimden bahsetmişti: “Türk gibi […]

Wikileaks bizi kesmez… »

Bizim millet olarak tuhaf bir tabiatımız var. Şöyle ki, tüm dünyayı ilgilendiren bir çok meseleyi es geçebilirken, belli ülkeleri olağanüstü etkileyebilecek bazı olayları büyütebiliyoruz. “Hukukun üstünlüğü” ve “serbest piyasa ekonomisi” artık bir seçenek olmaktan öte bir zorunluluk halini almışken, bizdeki statükocu çevreler hala topu taca atmakla meşguller mesela. Tam tersi bir durumsa, wikileaks belgelerinde sözkonusu. […]

elmalar, armutlar ve ayvalara dair »

Doğrusu bu yazı hesapta yoktu. Gecenin bir vakti Özlem Kumrular’ın “Türk Korkusu” ve Nişanyan’ın “Yanlış Cumhuriyet” kitapları arasında gidip gelirken, rafta melul, mahsun bakan bir kitaba takıldı gözlerim: “Antidemokratik Düşünce Şekilleri” . Kapağını açıp biraz kurcalayınca zamanında okuduğumu, sağını solunu çiziktirdiğimden anladım. Faruk Nafiz’in “Han Duvarları” adlı

Kemalist İslâm : Atatürk’ün vecizeleri Yeni Kuran’a eklenecek! »

“…Hac yasak, kaçak olarak gidenlerden 10000 tl alınacak, Hacca alternatif olarak Anıtkabir işaret ediliyor. Cami ve mescitlerde Hz. Ömer, Hz. Ali gibi din ulularının isimlerinin yanına Türk Kurtuluş savaşı önderlerinin de adı yazılacak. Hafızlık ve Arapça metin ezberlemek yasaktır… Cemaatle namaz, sabah ve akşam olmak üzere iki vakte iniyor. Teravih de dahil olmak üzere namaz […]

Balyozla sinek avlamanın sonu göründü mü? »

“savrulacaksınız, hem de kuru yapraklar misali” deyince Hafız durakladım biraz…  “Nasıl yani?” diye sormama müsaade bile etmeden anlatmaya başladı bu soğukkanlı, akıllı, lafının üstüne laf istemeyen, muhatabına her daim bir şakirt muamelesi çeken, Ahmet Kaya’nın “Suphi” karakterinin izdüşümü Dostum: “Bak, tıkanıyorsun artık yazarken. Çünkü dolap beygiri gibi aynı yerde dönmeye başladın, bir müddet sonra Fuzuli’ye […]

Anıtkabir’i İzmir’e taşıyalım! »

 “Referandum ne getirecek ne götürecek” gibi soruları sormak için de, cevap aramak için de artık çok geç. Halkının temayüllerini üç aşağı beş yukarı bilen aklı başında her insan evladı gibi sonucu tahmin edebiliyordum. Ben daha çok mağlup cenahın sıcağı sıcağına ilk tepkilerini merak ediyordum. Yakın çevremden başladım ve İzmir beni yanıltmadı. Canan Arıtman, mağlubiyeti “bidon […]

Dersim Katliamı: Büyük Hesaplaşma »

Hani Şair der ya: “Demagog iyi bilen nasıl avlanır gafil/ hakikati bayıltıp ırzına geçen sefil”. Demagog, yani demagoji yapan, lafı eğip büken ve gerçekleri kendine uygun dizayn eden, amiyane tabiriyle ‘laf ebesi’ diyebileceğimiz tiplerden bahsediyorum. Kum gibi demagog kaynayan ülkemde Osman Pamukoğlu namında bir yiğidin güneş gibi doğması beni dumura uğrattı. Geçmişin tozlu raflarında fikirleri […]

Hey Gidi Milli Görüş! »

Doksanlı yılların hangisiydi tam olarak bilmiyorum ama ay ve gün olarak çok iyi hatırlıyorum; tam olarak 31 Aralıktı. İzmir gibi Laikliğin adamın gözüne sokula sokula yaşandığı bir yerde elbette ki bizler de tavrımızı ortaya koyacaktık. Ve dahi koyuyorduk da; 31 Aralık karşı cenah için içkinin su gibi aktığı bir geceye delalet edebilirdi ama bizler için […]

12 Eylül’den tek şikayetim »

Jean Christophe Grange’ın son romanı “ölü ruhlar ormanı” nihayet elime geçti. Fransız Yazarı, beni hiç yanıltmamasından mıdır, detaylara çok fazla önem vermesinden midir bilmem her daim sevmişimdir. İçimdeki çocuğun “şiddete hayır” diye haykırmasına rağmen defalarca kendimi onun şiddete çağıran satırlarında kan revan içinde bulurum: “…Jean el fenerini karın bölgesine doğru tuttu. Yukarıdan aşağıya doğru, göğüs […]