Author Archive

Nefesler (Ganiyy-i Muhtefî) »

Ekmek yapmaya merak sarmıştık bir zaman. Ama öyle ekmek makinasıyla filan değil. Kendimiz, elle yoğuracaktık hamuru. Sanayi mayası da kullanmayacaktık. Araştırdık, ekşi maya yapmayı öğrendik. Hani şu eski kadınların komşudan ya da mahallenin fırıncısından aldığı maya. Daha neler öğrendik. Kepekli un kolay kabarmıyordu. Tuz ekmeğin rengini koyultuyor, şeker kabuğunu

İbn Arabi’nin Fususundaki Anahtar Kavramlar (Toshihiko Izutsu) »

“…Biri M.Ö. VI. yüzyılda Çin’de diğeri M.S. XII-XIII. yüzyılda İspanya’da doğmuş, aralarında yaklaşık 18 yüzyıllık bir zaman aralığı ve yaşadıkları yerler itibâriyle de yaklaşık 9000 km’den  fazla  bir  uzaklık  bulunan,  biri  Çince  diğeri  Arapça  konuşan  bu  iki  insânın biribirlerini, Varlık Âlemi’nin yapısı hakkında aynı şeyleri beyân edecek şekilde etkilemiş olduğunu  iddia  etmek  bir  maymunun  bilgisayar  […]

Müslüman devlet olur mu ? (Ümit Aktaş ile dobra dobra) »

Takdim: Vatandaşı olduğumuz devletin vicdanımıza uygun hareket etmesini bekliyoruz. Ama devletimizin hukukî uygulamaları ile bizim ahlâk anlayışımız çatışabiliyor. Vicdanımız, ahlâkımız İslâm ile şekillendiyse ne yapmak gerek? Devletin “Müslümanlaşması” çözüm müdür? Müslümanlık, Devlet, İktidar ilişkisi nasıl olmalıdır? İyi, güzel ve doğrunun resmî ideoloji, millet meclisi veya bir ulema sınıfı tarafından belirlenmesi İslâm ile uyumlu mudur? Müslümanca […]

Kitab Keşf al Mânâ ‘an sır asmâ’ ALLAH al-Hüsna (Muhyiddin İbn Arabî Hazretleri) »

 Birbirine aşk ile mi dolanmıştır o iki sağ el yoksa dua mı etmektedir? Neden iki sağ el? Bir aşk mümkün olsun diye iki elin iki farklı kişiye ait olduğu mu anlatılır yoksa tek bir sağ el aynada kendini mi seyretmektedir? Rodin müzesini gezen bir göz (=akıl) zannediyoruz “La Cathédrale“ isimli o heykeli unutamaz kolay kolay. […]

Şalgam suyu varsa Tanrı’ya lüzum yoktur »

Zaman’ın başladığı zaman ne zamandı? Geçen yaz Türkiye’ye geldiğimde bizim bakkal yolumu kesti: – Mehmet abi yau, sen Fransa’da ne iş yapıyorsun? – Mühendisim. – Hah, iyi ki geldin yau, şu bizim yazar kasa bozuldu, servisi çok para istiyor yau, bir bakıversen yau? – Usta yazar kasadan anlamam ben, kaş yaparken göz çıkarmayalım akşam saati. […]

Schubert – Trio Mi bémol majeur op.100, D.929 »

Schubert – Trio Mi bémol majeur op.100, D.929

Hayvan Serbesttir, İnsan Özgürdür… »

Zaman’ın ışığında Özgürlük Kavramı  The Truman Show filmini hatırlayacaksınız, TV stüdyosuna hapsedilmiş şekilde yaşayan bir insan olan Truman’ı canlandırıyordu Jim Carrey. Etrafı aktörler ve dekorlarla çevrili Truman bu hayatı gerçek hayat zannediyor, her anı minik kameralarla izleniyor ve canlı olarak TV’de yayınlanıyordu. Ülkenin en çok izlenen dizisi haline gelen Truman Show’un yöneticileri bir anlamda Truman’ın […]

Zorunlu askerlik kaldırılsın! »

ZORLA ASKERLİK OLMAZ! Genel seçimlere kadar hem yeterince vakit var hem de gündem hükümete baskı yapmak için müsait: Tek tip askerlik projeleri tökezledi, yeni bir anayasa gündemde, terörün askerî önlemlerle çözülmeyeceğini herkes anladı. Hangi partiye oy verdiğinizi, referandumu filan bir kenara bırakın, zorunlu askerlik yükünden kurtulmak istiyorsanız bunu konuşmanın tam zamanı. Elbette Türkiye yabancı bir […]

Varlık bir harftir, sen onun anlamısın »

Zaman ışığında Ben’lik meselesi “…Değişik havaalanlarında uyanıyorsunuz. Seattle, San Francisco, Los Angeles. Chicago’da uyanıyorsunuz, Dallas’ta, Baltimore’da. Saat dilimi değiştiriyorsunuz. Bir saat kazanıyorsunuz, bir saat kaybediyorsunuz. Sizin hayatınız bu. Dakika dakika tükeniyor.[…] Her uçuşta minyatür bir hayat: Tek kullanımlık şeker, tek kullanımlık krem, tek kullanımlık tereyağı, kullanıp atılan yemek tepsileri, mikro dalga fırında ısıtılan yemekler, tek […]

Endoktrinasyon ve Türkiye’de Toplum Mühendisliği (Serdar Kaya) »

Kemalizmin tarih sahnesinden silinmeye yüz tuttuğu şu günlerde bizi yeni sorunlar bekliyor. Neden? Çünkü Türkiye’deki fanatik Kemalistleri ya da milliyetçi solcuları eleştirirken sürekli içine düşülen bir hata var. Özellikle MÜTEYEDDİN / İSLÂMCI /MÜSLÜMAN gençlerin yakasını bırakmayan bir saplantı bu: Osmanlı fetişizmi. “En uzağa biz gittik, en çabuk da biz döndük, en güzel saksafonu Osmanlılar çalardı” […]