Author Archive

Ölüm’ü “gösteren” müzik: Der Leiermann (Schubert) »

  … Ölüm üzerine okumak için… Ölümden Bahseden Kitap Çocuklarımıza Ölüm’den daha çok bahsetsek ne olur? Meselâ evde besledikleri hayvanların, saksıdaki çiçeklerin ölümü üzerine yorum yapmalarını istesek? Mezarlık ziyaretleri yapsak onlarla birlikte ve sonra ne düşündüklerini, ne hissettiklerini sorsak?  Çocuklara ölümden bahsetsek belki daha güzel bir dünya kurulur bizden sonra. Çünkü bugün Ölüm’ü TV’den öğrenmek […]

Halksız halk direnişi: PKK Holding »

“Lice kırsalında inşaat çalışması yapan bir müteahhit, terör örgütünün dağ kadrosundaki kardeşine güvenerek esrar ekimi ve ticareti yapmaya başlar. Terör örgütünün ‘benden izinsiz bu işi yapamazsın’ uyarısına rağmen söz konusu kişi, ikinci kez esrar eker. Bunun üzerine inşaata gönderilen örgüt mensuplarına, işadamı, “Parti (PKK) babanızın malı değil. Benim de kardeşim dağdadır. Ben esrar ekerim, kimse […]

Kötülük’ten Güzellik çıkar mı? – C.Baudelaire’in şiirleri, O.Dix’in gravürleri »

“Meşhur ozanlar şiir diyarının çiçekli bölgelerini çoktan bölüşmüşlerdi. Kötülük’ten Güzellik’i çıkarmak ise zordu. Gene de hoş geldi bana bu durum.”  Böyle demiş Baudelaire. Demiş ve zor bir soruyu miras olarak bırakmış ünlü kitabı “Kötülük Çiçekleri” ile. Elle tutulur, gözle görülür  bir Kötülük gerçekten var mıdır? Yani İyilik’in zıddı olarak, bir anti-madde gibi Kötülük’ün varlığından söz […]

Avrupa Muz Cumhuriyeti’nde darbe mevsimi… »

İtalya’da bir darbe oldu… Piyasa Darbesi… Askerî darbelerden sonra siyaset sözlüğüne  eklenecek yeni bir terim bu, ağzımızı alıştıralım: “Piyasa darbesi”. Sermayenin asimetrik birikimi ulus-devlet kanalıyla adalete bile hükmedecek noktaya vardı. İş adamlarına, bankacılarına söz geçiremeyen batı toplumları tıpkı 1980’lerde ordusuna söz geçiremeyen Türkiye gibi. Evet… Silvio Berlusconi hükümeti bir darbe ile devrildi. Bu devrilme İtalyan […]

Kürt’e asimile edilen Kürtler »

 PKK’nın, KCK’nın ve BDP’nin adına yapılan her açıklama buram buram Kemalizm kokuyor. Makbul vatandaş tasavvuru gibi bir makbul Kürt var. Kürt yemeği, Kürt müziği, Kürt geleneği yok. Hakkâri, Mardin, Van’ın yöresel farkları yok. Sorani yok, Kurmanci yok, Zaza yok. Tepeden inmiş, ideolojik olarak dayatılmış, standart, normalize, yapay bir « Kürtlük » var. Kürtler bu kalıba girerlerse ne […]

Yunanistan kumar masasında ütülürken… »

Sunuş: Hileli bir kumar masasına oturmuştu Yunan halkı. Hiç kazanma şansı yoktu. Pek de parlak olmayan ekonomik göstergeler karmaşık finansal ürünlerle kamufle edildi. Yunanlılar kamu borçları ve geri ödeme kapasiteleri konusunda kandırıldılar. Avro bölgesine girdiler. Bu kamuflajı yapan ekip “tam zamanında” gerçekleri açıkladı. Yunanistan’ın bugün içinde bulunduğu feci durum “sayesinde” büyük kazançlar elde ediliyor. Bu […]

KCK Davası, Profesörler ve Eşşekler »

 1990’lı yılların başı. Kanada’nın başkenti Ottawa’dayız. Ömrünü teleskop başında geçirmiş, yıldızların, gök taşlarının, gezegenlerin hareketleri üzerine keşifler yapmış bir “profesörün” tutuklanması gazete manşetlerinde. Kız öğrencilerinden biri cinsel tacize uğradığını iddia ediyor. Profesörün yakın dostları ve ailesi ise çılgına dönmüş: “Nasıl olur da ülkemizin gurur kaynağı olan bu bilim adamını tutuklarsınız?” Yerel gazeteler de öfkeli. Mahkemeyi […]

Sürdürülebilir Şerefsizlik: Çin ve Avrupa »

Sürdürülebilir kalkınmanın yolları aranıyordu “bizim” batıda, meşhur “sustainable development” dediğimiz şey. Yani çevreyi kirletmeden, yerel kültürü ezmeden, işçiyi  sömürmeden zenginleşmek. İsterseniz gerçekçi olalım, “fazla” kirletmeden diyelim, fazla ezmeden, fazla sömürmeden. Avrupa’da bunun daha iyisini icad ettik, sadece 3 gün önce: Sürdürülebilir Şerefsizlik. Azıcık şerefsizlik, katlanılabilir, alışılabilir seviyede bir şerefsizlik! Avrupa Birliği krizden kendi imkânlarıyla kurtulacağını […]

Eyvah! ‘Zerdüştlük’ Şefkat Tepesi’nde »

  “…Gördüklerime inanamadım. Karşımda biçimsel olarak, televizyon standartlarıyla değerlendirildiğinde dahi bir karikatür; içerik olarak ise medeni bir ülkede kesinlikle “nefret söylemi” çerçevesinde değerlendirilip defteri dürülecek bir dizi vardı. (Mesela bir bölümde, erlerden biri, komutanının “dağ faresi” dediği birkaç PKK’lıyla ilgili olarak “Komutanım, bu hamsileri yağda mı kızartayım, yoksa buğulama mı yapayım” diye soruyordu.) Özlem Yağız, […]

Kırık parçalar (Marilyn Monroe) »

“..Sadece bir kaç kırık parçamız bir gün diğer insanların kırıklarına temas edecek. Gerçek bundan ibaret. Bir tek insanın gerçeği. Sadece “prezentabl” kırıklarımızı paylaşabiliriz. Bu yüzden hemen her zaman yalnızız […] Neden olaylar gerçekten olmuyor da bir rol oynuyormuşum gibi geliyor? Neden bu işkenceyi hissediyorum? Neden kendimi diğer insanlardan daha az insan hissediyorum? Kendimi hep insan-altı […]