Author Archive

Diego Velázquez’e bakılır; Edward Hopper okunur »

“… Kanaatimiz odur ki Edward Hopper sayesinde Batı resmi asırlardan beri ilk defa kısır ekol savaşlarını, soyut resim / figüratif resim gibi ölü doğmuş dikotomileri aşma fırsatı yakaladı …” Bu sözlerle bitirmiştik geçen bölümü. Evet… Batı’da resim sanatı denince ekoller, akımlar ve değişimler gelir akla. Ama Batı’nın güzellik algısını ve “sanat” dediği şeyi anlamak için […]

Şehirde düşlerini gerçekleştiremeyenler başkalarına düş olarak satıldılar »

«… Having failed to achieve their dreams, the hustlers of Santa Monica Boulevard found themselves selling as dream to others …» Peter Galassi bu sözleri fotoğrafçı diCorcia’nın Hustlers/Hollywood serisi için söylemiş. Hustlers gerçekten ilginç bir seri. Toplumun tatmin olmak isteyen bireye verdiği rol ile mutlu olmak isteyen insan ruhu arasındaki gerilim adeta tecessüm ediyor. “Ben […]

Bağımsız bir Uygur devleti hayali kuranlar yeni katliamlara çanak tutuyorlar »

Çeçenlerin İslâm anlayışı Anadolu Türkleri gibiydi. Buna rağmen Vahabîler bölgeye nüfuz ettiler ve Çeçen bağımsızlık hareketi Suudiler kanalıyla CIA kontrolüne geçmiş oldu. Çeçenler ABD’nin Rusya’yı kuşatma stratejisinde bir piyon haline geldiler. CIA’nin analistleri Rusya’nın Çeçenistan savaşını kazanacağını baştan beri biliyordu. Gürcüler gibi onlar da feda etmek üzere ileri sürülen birer piyondu. Tarihte bunların örneği çoktur: […]

Korkuyorum öyleyse varım! »

“… Kaygı, insanın özü ve varlık yapısı ile ilgili varoluşsal bir durumdur. O, insanın doğasından, yapısından kopup gelir. İnsanlık niteliği arttıkça kaygı da yoğunlaşır, sentezdeki ruhsallık güçlendikçe kaygı da güçlenir. Kaygının yoğunluk derecesi insan olmanın, bir ben olmanın derecesini de verir …” Søren Kierkegaard doğru söylüyor. Hür olduğunu idrak eden bir insan uçurumdan aşağı bakıyormuş […]

Mutluymuş gibi yap, yanında bir kadın varmış gibi »

Mavi yaz akşamları, patikalarda, dalgın, Gideceğim sürtüne sürtüne buğdaylara. Ayaklarımda ıslaklığı küçük otların Yıkasın, bırakacağım başımı rüzgâra.   Ne bir şey düşünecek, ne bir laf edeceğim; Ama sonsuz bir sevgi dolduracak içimi; Göçebeler gibi uzaklara gideceğim; Mes’ut sanki yanımda bir kadın varmış gibi. İsmini Arthur Rimbaud’nun şiirinden alan bir tabloya bakıyoruz, “Soir Bleu”, 1914, Whitney […]

إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ »

Bir erkeğin Adem’liğe adım atması babasını kefenleyip kabre koyduğu gün başlarmış. Onlar’ın ölümünü bilen, Sen’lerin ölümüne alışan erkek ancak babasını musalla taşında görünce Ben’in ölümüne ikna olurmuş. Tabuttan çıkarılıp toprağa konulan ölü beden dirilere kendi acziyetlerini hatırlatırmış. O’nunla kurbiyeti olmayan diriler meğer ayakta gezen ölülermiş: Vücud ikliminin sultânı sensin Efendim derdimin dermânı sensin Bu cism-ü […]

Erkekler ağlamaz, insanlar ağlar »

Kadınlarla erkeklerin eğitim, maaş, siyaset vb konularda eşit olup olmadığına bakmak ve sonra bazı ülkeleri diğerlerinden daha “uygar” kabul etmek aslında büyük gaflet. Zira Kadınların zorla erkekleştirildiği modern dünyada eşitlik de eşitsizlik kadar zulüm getiriyor. Sovyet Rusya’da eşitlik vardı; ücretler ve tatiller eşitti. Fabrikalarda WC izinlerine kadar herkes her yerde eşitti… ve Sovyet Rusya kadınların […]

Londra, Washington ve Paris’e secde eden Müslüman olur mu? »

… Bu konuda okumak için… Müslüman’ın Zaman’la imtihanı Sunuş: Müslümanlar dünyanın toplam nüfusunun %20’sini teşkil ediyorlar ama gerçek anlamda bir birlik yok. Askerî tehditler karşısında birleşmek şöyle dursun birbiriyle savaş halinde olan Müslüman ülkeler var. Dünya ekonomisinin sadece %2-%3′lük bir kısmını üretebilen İslâm ülkeleri Avrupa Birliği gibi tek bir devlet olsalardı Gayrı Safi Millî Hasıla bakımından […]

Ölümcül Hastalık Umutsuzluk / Søren Kierkegaard »

  “… Ne kadar objektif düşünürsek varlığımızı o derecede kaybederiz. […] Haz düş kırıklığı getirir, haz beklentisi ise asla! Haz bize haz veren şeyde değil o şey hakkındaki fikrimizde saklıdır.  Hiçbir şey sonsuz mümkünat kadar güzel kokulu, lezzetli, iştah açıcı ve sarhoş edici değildir. Mümkünattan mahrum olmak her şeyin mecburiyete sıradanlığa dönüşmesi demektir. […] Ebediyet’ten […]

Batan bir banka için dua ettikleri kadar Filistin’e dua etmediler »