Author Archive

Çünkü Göz Değildir Gören! »

  … Bu konuda e-kitap okumak için…   Sanat Yoluyla Hakikat Bulunur mu? İnanmak belki zor ama … eğer sınırsız görme kabiliyetine sahip olsaydık hiç bir şey göremezdik! Güneşe dürbünle bakan biri gibi kör olurduk. Gözlerimizin sınırlı oluşu sayesinde görüyoruz dünyayı. Immanuel Kant’ın meşhur bir güvercini vardır, havayı iterek uçar ama havanın direncinden yakınır durur. “Hava […]

Bilimin Işığı Sanatı Kör Edince… »

Leonardo Da Vinci’nin atölyesinde çalışan gençlerden biri üzerinde harfler ve sayılar olan, farklı boylarda kaşıklar görmüş ve tecrübeli bir kalfaya sormuş[1a]: –        Bu kaşıklar neye yarıyor? –        Renk ayarına. Usta onları tabloda kullanacağı boya miktarını ölçmek için icad etti. Genç ressam bir hafta kaşıkları kullanmaya çalıştıktan sonra bıkkınlıkla isyan etmiş: –        Ne kadar uğraştıysam da […]

Mimarlık bir sanat mıdır yoksa bir bilim mi? »

İslâm’da Mimarî ve Şehircilik(5): Mimarın fikri ve zikri »

“… Mimarı dağlara gönderin de kemer neymiş, kubbe neymiş ögrensin! …” (John Ruskin, sanat eleştirmeni) 1920’lerin Komünist Rusya’sına hakim olan konstrüktivist binalara bakıyorum. Konstantin Melnikov, El Lissitzky, Noi Trotsky gibi ünlü mimarların eserlerine. Sonra Frank Lloyd Wright’ın gerçekleştirdiği 400’den fazla projeyi anlatan bir kitap geçiyor elime. 1991 senesinde American Institute of Architects tarafından “Tarihin en […]

La Leggenda del pianista sull’oceano / Ennio Morricone »

Soyut görme: Teori ve Pratik(8) – Giuseppe Tornatore »

Çoğaldıkça azalan şey nedir?  Yönetmenliğini Giuseppe Tornatore’in yaptığı La leggenda del pianista sull’oceano (Okyanus Üzerindeki Piyanistin Efsanesi) gerçekten şiir tadında bir film. Hayatının tamamını SS Virginian adlı bir transatlantikte geçiren, geminin dışındaki modern dünya ile her türlü teması reddeden bir piyanistin duygu yüklü öyküsü… Filmin en düşündürücü sahnesi piyanistin (Tim Roth) hiç tanımadığı bir genç […]

İslâm’da Mimarî ve Şehircilik(4): Mimar Olmak, Mutlu Olmak, Tatmin Olmak… »

Hong Kong’dan bir hayat kesiti. The Economist dergisine bağlı Economist Intelligence Unit tarafından “dünyanın en iyi şehri” ilân edilen Hong Kong’da yemek yiyen üç insan. 10 m² odalarda bazen 3-4 kişinin yaşadığı bu evler birer yuva değil insan deposu. Bu kadar zor şekilde yaşanılan (ve ölünen) bir şehrin birinci olduğuna inanamıyor insan. Ekonomi dergileri sık […]

Sevginin ve Şiddetin Kaynağı / Eric Fromm »

“… Yaşam ihdas etmek, güçsüz insanda bulunmayan birtakım vasıflar gerektirir. Yaşamı yoketmekse yalnızca bir tek vasfı -şiddete başvurmayı- gerektirir. Güçsüz insan, tabancası, bıçağı ya da kuvvetli bir bileği olduğu sürece başkalarının ya da kendisinin içindeki yaşamı yokederek onu aşabilir. Böylece, kendisini dışlayan yaşamdan öç almış olur. Ödünleyici şiddet, güçsüzlükten doğan ve güçsüzlüğü ödünleyen bir şiddet türüdür. Yeni […]

Türklerin Kore’de savaştığı gibi savaşmak »

  Bazı notlar:  Eric Fromm: Amerika materyalizmde israr ederse kendini yok edecek… Endüstriyel üretim sebebiyle insanlar çalışma ve üretme zevklerini kaybettiler. Araç olan para artık amaç oldu… Sorumluluklarımızı devlete, bürokrasiye transfer ettik. Özel hayatımız ve keyfimiz dışında hiç bir şeyle kaygılanmıyoruz… Eşitlik başka şey aynılık başka. Eşitlik hiç bir insanın bir diğerine alet olmamasıdır. Aynı […]

İslâm’da Mimarî ve Şehircilik(3): Sinan gibi cami yapmak veya Sinan gibi adam olmak? »

“… Yedi katın temellerini Atan’a, Dokuz katlı gök kemerinin binasını Kuran’a, Yani Yaratan’a, yani ALLAH’a hamd, Peygamber Hz. Muhammed’e S.A.V. Salat-ü selâm olsun. […] Çünkü bir köprüdür dünya, geçmektedir insanlar, Ne dilenci kalır burada, ne de mutluluğa ermiş hükümdar. Bu fani dünya yokoluş seli üstünde bir köprüdür, Ondan geçerken secde etmeyi bilen özgürdür …”  Mimar […]