Author Archive

Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley »

Kır çiçekleri ve manzara seyretmenin önemli bir kusuru var, bedavalar, diye açıkladı. Doğa sevgisiyle fabrikalar çalışmaz. En azından alt sınıflarda doğa sevgisini kaldırmaya karar verildi, ancak ulaşım tüketimi eğilimi kalacaktı. Çünkü elbette nefret etseler de kırlara gitmeye devam etmeleri önemliydi. Sorun, ulaşım tüketimi için kır çiçekleri ve manzara seyretmekten ekonomik olarak daha sağlam bir neden bulmaktı. […]

Cesur Yeni Dünya / Aldous Huxley »

Önsözden… Günümüzün totaliter devletlerinde köleliği sevdirmek, propaganda bakanlıkları, gazete yayıncıları ve okul öğretmenlerine verilmiş bir görevdir. Ancak yöntemleri halen kaba ve bilim dışıdır. Cizvitlerin, “bana çocuğun aldığı eğitimi söyle sana yetişkin halinin dinî inançlarını söyleyeyim” diye böbürlenmeleri, hüsnü kuruntunun ürünüdür. Ve muhtemelen modern pedagog, öğrencilerinin reflekslerini şartlandırma konusunda, Voltaire’i yetiştiren değerli rahipler denli başarılı değildir. […]

Evrim ve Etik / Thomas Henry Huxley »

Bilirsiniz, sür’atle akan bir nehirden geçen bir insan ayağını iki kez aynı suya sokamaz. Tıpkı bunun gibi kimse beş duyu ile hissedilen şu âlemde bir şeyin olduğunu şüpheye yer bırakmaksızın beyan edemez. O henüz kelimeleri söylerken, yok yok, daha aklından geçirirken bile fiil kullanılabilir olmaktan çıkar; şimdiki zaman geçmiş zaman oluverir; “oluyor” derken “oldu” demek […]

Güzelin Metafiziği / Arthur Schopenhauer »

Güzelin Algılanışı Neden Bizi Mutlu Eder? Güzel metafiziğinin gerçek meselesi şu soruyla gayet basit bir şekilde ifade edilebilir: Bir obje irademizle herhangi bir ilgi/ilişki içinde olmaksızın bizi nasıl tatmin edebilir ve ondan nasıl haz duyabiliriz? Nitekim herkes bir şeyin verdiği haz ve tatminin gerçekte ancak irademizle, ya da alışkın olduğumuz bir anlatımla ifade edecek olursak […]

Güzelin Metafiziği / Arthur Schopenhauer »

Dünyanın ve hayatın dolayımsız kavranışında biz şeyleri genellikle ilişkileri itibariyle ve dolayısıyla mutlak değil izafi öz ve varoluşlarına göre düşünüp değerlendiririz. Sözgelimi evleri, gemileri, makineleri ve benzeri şeyleri amaçlarına ve bunlara uygunluklarına göre; insanları eğer varsa bizimle ilişkilerine, sonra birbirleriyle ilişkilerine göre, ister şimdiki fiilleri itibariyle isterse konumlarına ve mesleklerine, belki bunlara uygunluklarına vb. göre […]

Güzelin Metafiziği / Arthur Schopenhauer »

Burada sözcüklerle irtibatlı olan soyut düşünme ve okumanın esasen daha geniş anlamda başka şeylerin bilincine, dolayısıyla zihnin yine de dolaylı olarak, yani kavramlar aracılığıyla kullanımına ait olduğuna dikkat çekiyorum. Me var ki kavramlar akıl melekemizin suni ürünüdürler ve bu bakımdan zaten bir tasarlama/düşünüp taşınma işidirler. Zihnin her türlü soyut kullanımında irade de hükümrandır. Tasarılarıyla zihnin […]

Güzelin Metafiziği / Arthur Schopenhauer »

Bir ideanın kavranılması, onun bilincimize dâhil olması ancak bizde bir değişimle mümkün olabilen bir şeydir; bu değişim aynı zamanda bir kendi kendini yadsıma edimi olarak da görülebilir. Bu ölçüde böyle bir değişim bütünüyle irademizden yüz çeviren, böylece kendisine (teminat olarak} verilmiş değerli rehini bütünüyle gözden çıkaran ve şeyleri sanki iradeyle hiçbir işleri/ilişkileri yokmuş gibi gören […]

Saptırılmış Vasiyetler / Milan Kundera »

Dünyanın tanrısızlaştırılması, Modern Çağ’ı belirleyen olaylardın biridir. Tanrısızlaştırma, tanrıtanımazlık anlamına gelmez; bireyin, düşünen ben’in (ego’nun) her şeyin temeli olarak Tanrının yerini aldığı durumu belirtir; insan inancını korumayı, inançlı olmayı, kilisede diz çökmeyi, yatağında dua etmeyi sürdürebilir; dindarlığı artık yalnızca kendi öznel evrenine ait olacaktır. Büyük müzik yapıtları nasıl sonsuz sayıda dinlenebilirse, büyük romanlar da tekrar […]

Saptırılmış Vasiyetler / Milan Kundera »

“… Üzerine konuştuğum sanatı doğru olarak belirlemek için ona Avrupa romanı adını veriyorum. Bu tanımla, Avrupa’da Avrupalı- lar tarafından yaratılmış romanları kastetmek istemiyorum, ama Avrupa’da modern çağın başlangıcında başlayan bir tarihin içinde yer alan romanlardan söz ediyorum. Hiç kuşkusuz başka romanlar da var: Çin romanı, Japon romanı, Grek antik çağı rom am, ama bu romanların, […]

Saptırılmış Vasiyetler / Milan Kundera »

Brod olmamış olsaydı, bugün Kafka’nın adını bile bilemeyecektik. Brod, dostunun ölümünün hemen ardından onun üç romanını yayımlattı. Hiçbir yankı olmadı. Bunun üzerine, Kafka’nın yapıtını kabul ettirmek için, gerçek ve uzun bir savaşa girmesi gerektiğini anladı. Bir yapıtı kabul ettirmek, benimsetmek, onu sunmak, onu yorumlamak demektir. Bunun üzerine Brod, yaradana sığınıp müthiş bir topçu saldırısı başlattı: Önsözler: Dava için (1925), Şato için (1926), […]