Author Archive

Medya intiharların artışında ne kadar etkili? »

Goethe’nin yazdığı Genç Werther’in Acıları ümitsiz bir aşk üzerine kuruludur ve bu romanda, Werther’in aşkı için intihar edişi kahramanca ve yüceltilerek anlatılır. Avrupa’da bu romanın ardından birçok intihar vakası yaşanmıştır ve birbirini takip eden intiharlara -taklit intihar- Werther Etkisi adı verilmiştir.  Werther Etkisi, ülkemizde Siirt’te başlayan(Güneydoğu Anadolu’daki) birçok kızın ardı ardına intihar etmesiyle yaşanmıştı geçenlerde(2006-2007) […]

Kitap »

82 kitap indirin Bu sayfadaki kitaplar okurlarımıza armağanımızdır. Serbestçe paylaşabilirsiniz. Edebiyat, Sinema, Siyaset, Sanat tarihi, Mimarî, Ateizm, Kemalizm, İslâm, Kadın hakları, Feminizm, Tarih, Felsefe… Bugün 82 kitap var. Yakında yenileri eklenecek, bu sayfayı takip edin…    Kemalist Eğitimin Zararları “3 tarafı deniz, 4 tarafı düşmana çevrili cennet vatan” paranoyası neden üretildi? Çağdaş ve laik Türkiye’nin evlâdı, Kavala […]

Lâ, Nazan Bekiroğlu »

Lâ, Nazan Bekiroğlu’nun son eseri. Öyle hemen okunuverecek bir anlatı değil karşınızdaki. Romandan çok mesneviye yakın, nesirden çok nazıma, düzyazıdan çok şiire… bu yüzden her bir kelimeyi yudum yudum içmeniz gerekiyor. Adım adım ilerleyebiliyor ama koşamıyorsunuz. Adem’in hikâyesini okurken, Adem’de kendinizi okuyorsunuz. Adem her “Rabbim” dediğinde, siz de “Rabbim” diyorsunuz. Kelimeler Adem’in kelimeleri değil, sizin […]

Huzursuz Bacak (Mustafa Kutlu) »

Modern anlatının Yunus’udur Mustafa Kutlu. Ne kadar da sade, kolay söylenmiş ifadeler, ne kadar kolay okunuyor dediğiniz anda okuduğunuz cümlenin anlamını düşündüğünüzde, okuduğunuzun sadece göründüğü kadar olmadığını anlıyorsunuz. Kutlu, hikâyelerini daim eylül ayında -eylül’ün doğurgan çocuğudur o- ve daim içimizdeki küçük, sıradan, göze çarpmayan insan üzerinden anlatır. Sokakta yanımızdan geçen biridir anlattığı. Bu noktada Hüseyin […]

Baudolino (Umberto Eco) »

Yazınsal bir yapıt, “basit bir obje değil, çok yönlü anlam ve ilişkilerle tabakalaşmış bir niteliğin çok yönlü organizasyonudur.”* Bu organizasyonun incelemesi de kendisi kadar zor bir organizasyonu gerektirir ki, bu yüzden bir yapıtın incelemesi adına günümüze değin, birçok kuram ve inceleme yöntemi geliştirilmiştir. Bu makalede Umberto Eco’nun yazdığı Baudolino adlı romanın incelemesi

Aşk yoksa Ankara da yok[1] »

“Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın bu şehir arkandan gelecektir.”[2] Bazı şehirler ardınızdan gelirler siz onları geride bırakmak isteseniz de. Her şehri yanınızda taşıyamazsınız, bazı şehirler ayrıldığınız yerde kalmalıdır, ayrıldığınız zamanda, ayrıldığınız duygularla, ayrıldığınız insanlarla… O şehirden geleceğe bir şey/biri/an… taşımak istemezsiniz, hatırlamaktan kaçarsınız unuttum dediğiniz ama aslında unutamadığınız her şeyi.

Emma’dan Bihruz’a… Bovarizmden Sendroma »

Yeryüzünde yazarından daha çok tanınmış bir kurgu kahramanı varsa o da şüphesiz Emma Bovary’dir. 12 Nisan 1857’de yayımlanmış Madame Bovary. O zamandan beri de hakkında hala bir şeylerin söylendiği, tahlilinin yapıldığı, yazarını sıkıntıda bırakan ve itirafa zorlayan bir karakterdir Emma. Hatta  Emma Bovary fahişelikle, Flaubert’in ahlâksızlıkla suçlanır Fransa’da, bir yıl sonra da “yaşam, sanatı taklit […]

Yeraltından Notlar (Dostoyevski) »

 “İnsan kendi kendisine karşı tümüyle içten olabilir mi?… Heine öz yaşam öyküsü yazmanın hemen hemen olanaksız olduğunu, insanın kendisinden söz ederken birtakım yalanlar katabileceğini söyler. Heine’ye göre Rousseau ‘İtiraflar’ adlı kitabında mutlaka yalan üstüne yalan kıvırmış, üstelik bunları gururu sebebiyle bilerek, isteyerek yapmıştır. Ben de Heine’nin haklı olduğuna inanıyorum. İnsan gerçekten de bazen yalnızca gururu […]

Aşk Bir Sureti Tek Başına Yaşatmaktır… Aşktan Narkissos’a »

“Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum Gelmiş dayanmışım demir kapısına sevdanın Ben yaşamıyor gibi yaşamıyor gibi yaşıyorum Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum”[1] Bazı kelimeler vardır, söyledikçe anlam kaybına uğrarlar bellekte, bazıları da vardır ki, tekrar ettikçe ayrı bir anlam kazanır, damağınızda/dimağınızda lezzet bırakırlar. Aşk gibi, İstanbul gibi… ve […]

Aydınlanamayan Aydınlar Ülkesi »

Korkudan yediğim lokma boğazımdan gitmeyecekse, Her gece korkunç rüyalar saracaksa uykularımı Varsın her şey çığrından çıksın, Bu dünya da yıkılsın öteki dünya da, İnsana rahat nefes aldırmayan kuruntularla Beynimizi bir işkence masasına çevirmektense Ölüp rahat etmek daha iyi, Rahat etmek için öldürdüklerimizle. [1] Korkuların ve tragedyaların ülkesi Türkiye. Gündemi doludizgin ilerleyen ama korkularını döndürüp dolaştırarak, […]