RSS Feed for AteizmCategory: Ateizm

Varlık ve Hiç – Jean-Paul Sartre (Bölüm 8: Soyut Sanat) »

Işık HİÇ-liği ve Renk YOK-luğu İsimsizdir André Marfaing’in tabloları. Sergi kataloglarında eserlerin seri numaraları, ebatları ve tarihleri yazılıdır sadece. Yaptığı resimler hakkında konuşmayı da pek sevmezdi Siyah’ın  ve Beyaz’ın ressamı. Işık hiçliği gibi siyah; renk yokluğu gibi beyaz. Sükûnetin resmini yaparken… o da süjesi gibiydi, suskundu. Pipolu, top sakallı, eli kadehli “sanat” meclislerinin riyakâr övgüleri […]

Varlık ve Hiç – Jean-Paul Sartre (Bölüm 7: Karanlık) »

“I like the darkit is my friend / there at beginnin’s / be there at the end…I like my own / I like my own” (Seasick Steve)   “… Proust’un sorguladığı gibi gece uykuya dalarken bıraktığımız Ben’i ertesi gün nasıl buluyoruz? Bir başka benliğe girmediğimizden nasıl emin olabiliriz? Yaşanmakta olan an bölünemezdir ve zamanın dışındadır çünkü […]

Varlık ve Hiç – Jean-Paul Sartre (Bölüm 6: Gölge) »

 “…Yaşam geçip giden bir gölgedir, oynadığı rolü süresince sahnede boy gösteren gariban bir aktör gibi, sonra bir daha duyulmaz sesi. Bir aptalın anlattığı zırvalarla dolu hikâye gibidir, anlamsızdır…” (William Shakespeare, Macbeth, 1606)[1] Eğer adına “gölge” ya da “yansıma” dediğimiz fizikî hadiseler olmasaydı vehimden, evhamdan,  aldatıcı şeylerden bahsetmek zor olurdu. Adına “Kâinat” dediğimiz şiir kitabı bir […]

Varlık ve Hiç – Jean-Paul Sartre (Bölüm 5:Özgürlük) »

Rüzgârsız bir gecede yağan kar tanelerinin yavaş yavaş süzülüp yere inişini seyrettiniz mi hiç? Sokak lambasının ışığında önceden belirlenmiş yerlerini arar gibidirler. Sanki her bir kar tanesinin tam olarak nereye düşeceği önceden bellidir. Gösteri başlamadan önce sahnedeki yerlerini alan aktörlerin rahatlığıyla yere, kendi yerlerine inerler kar taneleri. Bazı müzikler vardır, kar tanelerinin sükûnetini hatırlatırlar. Notalar […]

YAKINDA: Varlık ve Hiç, Sartre ve özgürlük kavramı »

“..20ci asırda ateizmin ürettiği en kaliteli metinlerinden biri Varlık ve Hiç. Bu kitapta Jean-Paul Sartre’ın tanrısız bir ahlâk teorisi, Jüdeo-Kretyen ilâhiyat ile göbeğini kesmiş bir “iyi insan” arayışı içinde olduğunu söylersek sanırım yanılmış olmayız. Ateist bir ahlâk teorisi olmakla beraber… ne acayiptir ki hukuk, hak, sorumluluk, ahlâk gibi kelimelerin yok denecek kadar az kullanılmış olması […]

Varlık ve Hiç – Jean-Paul Sartre (Bölüm 4: Mahalle Baskısı) »

  Sunuş: İşyerinizde, düğün salonlarında, lokantalarda şık giyinmiş insanların hal ve tavırlarına bakın. Tek tek hal hatır sormalar, sizli bizli konuşmalar, hanımlara yer vermeler, şefin önünde düğme iliklemeler, “kritik durumlarda” düzeltilen kravat ve kemerler… Vücud dilinin de dahil olduğu bu kibarlık selinde sürüklenirken tuvalete gittiniz… Tam bir şok! Klozetin kapağını kaldırmadan çiş yapan biri var […]

Varlık ve Hiç – Jean-Paul Sartre (Bölüm 3:Bakış) »

“… ‘Ben’ deyince bir boşluk duygusuna kapılıyorum. Öyle unutulmuşum ki, kendimi iyice hissetmek elimden gelmiyor. Benden kalan bütün gerçeklik, var olduğunu hisseden varoluş sadece. Yavaş yavaş esniyorum. Kimse, hiç kimse için!  Antoine Roquentin ne ki? Soyut bir şey o… Pırıl pırıl, hareketsiz, bomboş bir bilinç, duvarların arasına konulmuş, kendi kendine sürüp gidiyor. Kimse yok bu […]

Varlık ve Hiç – Jean-Paul Sartre (Bölüm 2:Ahlâk) »

«..Hareketleri canlı ve kararlı, biraz fazla emin kendinden, biraz fazla hızlı, müşterilere doğru attığı adımlar biraz fazla kesin. Masaya eğilirken biraz fazla aceleci, sesinin tonu ve bakışları ile abartılı bir alâka gösteriyor müşterinin siparişine… Ah! İşte geri geliyor, bir robotu taklid eder gibi, elindeki tepsiyi tutuşu ip cambazlarını hatırlatıyor. […] Rol yapıyor sanki. Ama ne […]

Varlık ve Hiç – Jean-Paul Sartre (Bölüm 1:Boşluk) »

“… Bir delik gören insan onu kendi etiyle kapatmak ister. Çocuk bir delik gördüğünde parmağını ya da kolunu sokmadan edemez. Demek ki delik kendimi içine akıtarak varlığımı hissetmemi sağlıyor. […] Bir deliği kapatmak demek varlığın DOPDOLU(1) olabilmesi için vücudumu feda etmem anlamına geliyor.  Yani kendi varlığının şuurunda olmanın baskısıyla objektif varlığı TAMAMLAMAK. Burada insan olmanın […]

Katil devletler… Kâfir İnsanlar… »

İranlı bir düşünür olan Abdulkerim Suruş, vaktiyle Ayetullah Humeyni ile yan yana yürümüş ancak Humeyni’nin 1979 İran İslam Devrimi sonrasındaki siyasetinden dolayı hayal kırıklığı yaşamış, Kuran-ı Kerim’in tarihsel olarak yorumlanması gereğine inanan, İran Reform Hareketinin önemli bir ismidir. Abdulkerim Suruş’un İslami Yorum Dergisinde yayımlanan ‘Tanrı’ya Yemin Ediyorum ki Tanrı Yok!’ başlıklı makalesini Hamdi Tayfur çevirisiyle […]