RSS Feed for edebiyatCategory: edebiyat

Tom Sawyer / Mark Twain »

Yaz, bütün sıcaklığı ve güzelliğiyle yöreyi sarmıştı. Cumartesi sabahı pırıl pırıldı gökyüzü. İnsanın yaşamına mutluluk katıyor, kalplerden gelen ezgiler dudaklardan coşkuyla dökülüyordu. Çiçeklerden havaya tatlı kokular yayılıyordu. Herkes mutluydu, sevinçliydi bir kişi dışında. O mutsuz olan çocuk da Tom Sawyer’di. Tom bir elinde kireç dolu kova, bir elinde fırça, tahta perdenin önüne geldi. Tahta perdeye bezgin […]

Bir Delinin Hatıraları / Gustave Flaubert »

Bir deli! İnsana dehşet veriyor. Siz, siz nesiniz okuyucu? Kendini hangi kategoriye koyuyorsun? Aptallarınkine mi, delilerinkine mi? – Şayet seçmek sana kalsa, kibrin yine de son hali tercih ederdi. Evet, bir kez daha, neye yarar, bunu gerçekten soruyorum; ne eğitici, ne eğlendirici, ne kimyevi, ne felsefi, ne zirai, ne hazin olan, ne koyunlar, ne de […]

İnce Memed / Yaşar Kemal »

Toros dağlarının etekleri ta Akdeniz’den baslar. Kıyıları döven ak köpüklerden sonra doruklara doğru yavaş yavaş yükselir. Akdeniz’in üstünde daima, top top ak bulutlar salınır. Kıyılar dümdüz, cilalanmış gibi düz killi topraklardır. Killi toprak et gibidir. Bu kıyılar saatlerce içe kadar deniz kokar, tuz kokar. Tuz keskindir. Düz, killi, sürülmüş topraklardan sonra Çukurova’nın bükleri baslar. Örülmüşçesine […]

Dava / Franz Kafka »

“Bu olayı bir şaka gibi gördüğümü söylemek istemiyorum. Yapılanlar buna izin vermeyecek kadar ciddi görünüyor bana. Öyle olsaydı, siz de dâhil, evdeki herkesin bu işte payı olması gerekirdi; bu da şaka sınırlarını aşan bir şey olurdu. Yani bunun bir şaka olduğunu söylemek istemiyorum.” “Çok doğru,” dedi şef, kutudaki kibritleri sayarken. “Ama öte yandan,” diye herkese […]

Ulysses / James Joyce »

Öyle günahlar veya (dünyanın onlara verdiği isimle) kötü hatıralar vardır ki insan onları ruhunun en karanlık köşelerinde saklar, onlar da orada yerleşip beklerler. Bazen bu insanın hafızası körelir, öyle şeyler hiç olmamış gibi davranır veya onların mevcudiyetini reddeder veya en azından kendisini onların o şekilde olmadığına inandırır. Ama tesadüfi bir kelime onları ansızın depreştiriverir ve […]

Elodie Stevenson’un Gerçek Hayatı / Frédérique Uidour »

Elodie eve geç gelip yemek hazırlayacak vakit bulamadığında pizza ısmarlıyordu. Pizzayı getiren her seferinde aynı çelimsiz delikanlıydı. Seyrek sakallı, ergen sivilceli yüzü 14 yaşlarında gösteriyordu ama üniformanın içinde kaybolan bedeni sanki 10 yaşlarında bir çocuğa aitti. Elodie her seferinde gecenin o saatinde, bazen karda kışta oğlanı kapısına getirttiği için suçluluk hissediyor, sonra uzun uzun teşekkür […]

Yüzyıllık Yalnızlık / Gabriel Garcia Marquez »

Geçen sene bir haber düşmüştü ajanslara: “Nobel ödüllü edebiyatçı Gabriel Garcia Marquez, Meksika’daki evinde hayatını kaybetti.“ Bu haberden sonra özellikle ülkemizde iyice tanınır oldu Marquez. Zira düşünürlerin, yazarların ve hatta şairlerin kıymeti öldükten sonra bilinir diye bir deyiş vardır ya hani, işte Marquez’de öldükten sonra iyice tanınanlardan. Şunu da belirtmek gerekir ki 1982 yılında aldığı […]

Temize Havale / Juli Zeh »

“… Büyüdükçe büyüyen ve birbirleriyle birleşen şehirlerin çevresini kuşatan tepeler ormanla kaplı. Radyo-TV kuleleri, eskiden havaya devasa pislikler saçarak dünyadaki mevcudiyetini kanıtlaması gerektiğine inanan bir uygarlığın pis soluğuyla nicedir griye boyanmayan yumuşak bulutları hedef alıyor. Kırk-elli sene evvel su taşkınına maruz kalıp faaliyetine son verilen taş ve kömür ocakları, sazların kirpik gibi çevrelediği bir gölün kocaman gözü misali oradan buradan gökyüzüne bakıyor. Denizlerden çok […]

Temize Havale / Juli Zeh »

Makbul vatandaş sürüyle birlikte yürüyen koyun değildir. Makbul vatandaş krizler ve kuşkular yaşayan, ardından da ortak davayı daha da çok savunan biridir. Ruh sağlığının göstergesi mizah kabiliyetidir. Sadece ‘burada olmak’ anlamına geldiğinde insana yetmez varoluş. İnsan varoluşunu yaşamalıdır. Acıyla. Vecd ile. Başarısızlıkla. Yüksekten uçarak. Kendi varoluşu üzerinde eksiksiz bir güçle dolduğunu hissederek. Kendi hayatı ve kendi ölümü üzerinde. […]

1984, George Orwell »

“… Savaş Barıştır, Özgürlük Köleliktir, Cahillik Güçtür… Winston cebinden bir yirmi beş sent çıkardı. Madeni paranın üstünde de küçük, okunaklı harflerle aynı sloganlar yazılıydı; öbür yanında ise Büyük Birader’in yüzü görülüyordu. Büyük Birader’in gözleri paranın üstünden bile sizi izliyordu. Paraların, pulların, kitap kapaklarının, bayrakların, posterlerin, sigara paketlerinin üstünden… her yerden. Hep sizi izleyen o gözler […]