RSS Feed for edebiyatCategory: edebiyat

Roman Çeşitleri »

Başlangıcından bu yana roman hem yazarlar hem de edebiyat bilimcileri tarafından çeşitli sınıflandırmalara tâbi tutulmuşlardır. Neden roman sınıflandırılmaya çalışılmıştır? Bu sorunun farklı cevapları olsa da – romanın imkânlarını görmek ve onu yorumlamak, romanda var olan genel ilkeleri ortaya koymak, roman hakkında bilgi edinmek, romanın kriterlerini belirlemek, edebiyat bilimine ve roman incelemesine yardımcı olmak[1]– kendi kuralları […]

Suzan Başarslan’ın üçüncü romanı İstanbul Aşk ve Gölgeler’den »

“…Sesi kadınsı çıkan erkektim ben, çöpten ne bulursa toplayan: yemek artığı, kağıt, kitap, kola kutusu, yırtık şemsiye, eskimiş avize, kırık ampül, çatlak bardak, bitmiş pil, kullanışmış diş fırçası, yamulmuş karton, buruşturulmuş takvim yaprağı, eski fotoğraf, tükenmiş tükenmez kalem, sararmış gazete, bir ucu kopmuş telefon kulaklığı, yaprakları dolmuş ajanda, taşı düşmüş ucuz yüzük,  içinde kırıntıları kalmış […]

Roman Teorileri »

Genel anlamda edebiyatın teorik tarafı sanat felsefesi içinde yoğun olarak işlenmiş, edebiyat teorisi özelde türlerle sınırlı olarak teori oluşturabilmiştir. Daha çok şiir, edebiyatı temsilen öne çıkmıştır. Şiir teorisinde edebiyatı uğraş edinenler eserler ortaya koyarken, roman sanatında Batı filolojisiyle

Romanda Gerçeklik ve Kurmaca »

Gerçek dünyadaki sorun, binlerce yıldır kendimize bir mesajın olup olmadığını, bunun bulunup bulunmadığını sormamızdır. Anlatısal bir evrende o evrenin bir anlam oluşturduğunu, onun köken olarak ve okuma yönergelerinin bütünü olarak onun arkasında yetki sahibi bir varlık olduğunu kesin olarak biliriz.[1] Nesir bir uzun anlatı olan roman, kendi gerçekliğini yaratan bir hayal dünyası oluşturur. “Gerçekçilik” anlayışına […]

‘İnsan’ Mustafa Kemal’e bir şans verelim mi? »

İyi roman okuyucuları söylediklerime hak vereceklerdir şüphesiz; bir romanı iyi yapan etmenlerden kurgu ne kadar önemliyse karakterler de bir o kadar önemlidir. Unutamadığım roman karakterlerim vardır benim; şiddeti estetize etmedeki başarısını gıptayla izlediğim Trevanian ve onun Şibumi romanındaki Nicolai Hel gibi. Yarı Alman, yarı Rus bir karakter olan Nicolai Hel, bask dili de dahil olan […]

Romanda Dil Ve Üslûp »

Edebiyatın malzemesi dildir ve her edebi üründe dilin özellikleri o eserin üslubunu oluşturur. Ancak üslubu dilden ayrı düşünmemek, “bir metnin dilbilimin ortaya koyduğu metot ve prensiplerden hareketle incelenmesi”[1] anlamına gelmez. “Dil incelemesinde üzerinde durulacak en küçük birim kelime’dir. Bir romanda karşılaştığımız kelimelerin düzeyi, üslup düzeyini belirler.”[2] Üslup, “dilin mecazi gücünü, renk ve eylem zenginliğini, kısacası […]

Romanda Bakış Açısı Ve Anlatım Edimi »

Yazınsal bir yapıt, “basit bir obje değil, çok yönlü anlam ve ilişkilerle tabakalaşmış bir niteliğin çok karmaşık bir organizasyonudur”[1] Bu organizasyonun incelemesi de kendisi kadar zor bir organizasyonu gerektirir ki, bu yüzden bir yapıtın incelemesi adına günümüze değin, birçok kuram ve inceleme yöntemleri geliştirilmiştir. Hangi kuramı takip edersek edelim, karşımıza asla değiştiremeyeceğimiz bir gerçek çıkar. […]

Romanda Kahramanlar/Kişiler »

İnsan romanı oluşturan en önemli öğedir hatta romanın ortaya çıkış nedenidir hatta hayvanların kahraman olduğu romanlarda bile (George Orwell/ Hayvan Çiftliği, Herman Melville/ Moby Dick, Abbas Sayar/ Yılkı Atı, Kafka/ Değişim…) anlatılan alegorik ve ironik bir dille insandır. Çünkü “kurmaca dünyada cereyan eden olayların, beşeri bir ortamda gerçekleştiğini göstermek için romancı, istediği kişiyi, istediği kimlikte […]

Bela, Suzan Nur Başarslan’ın Romanı »

İnternetten almak için (Kitap Yurdu)  “Gitmek  hep  zordur. İnsanın  yürek  gardırobu  tıka  basa doludur. Çünkü  hayallerini, umutlarını, sevinç  ve  üzüntülerini, ilkleri, sonları, yağmuru, gözyaşını ve  sevgilerini koymuştur içine. Çok  ağırdır. İnsan taşınırken/giderken en çok bu yükün altında ezilir.” (Yürek Gardırobu’ndan SNB) İnsanın ilk kelimesi belâ.  Bela, kabul etmek, evet  anlamına geliyor; ama aynı zamanda bela, […]

Son Vagonda Mevsim Kış »

 İnce bir melodi duyuldu önce; evet duydu, elini uzattı, yetişemeyeceğini anlayınca kalkıp doğrulmak yerine, iyice gömüldü, vazgeçti. Birden simgeleştirdi bu hareketi zihninde, tüm hayatının ‘keşke’lerinin yekününü hissettiği sık zamanlardan birinde, bir öç alma haliydi bu tepkisizlik, boş vermişlik. O ince melodi, bir hareket olsa dahi hiçlenmişti umursuz mutsuzluğu karşısında, diğerleri gibi.  Kaçırdığı bir fırsat mıydı […]