RSS Feed for edebiyatCategory: edebiyat

Türk romanının tarihçesi »

Türk Edebiyatı, belli bir döneme kadar nesirden ziyade bir nazım edebiyatı olmuş, roman 19. yüzyılda Türk edebiyatına girene dek, onun yerini tahkiyeli diğer eserler tutmuştur. “Eski Türk Edebiyatında hikâye, en geniş ifadesiyle ‘bir olayın anlatımı’ şeklinde düşünülmüş, manzum olsun, mensur olsun bir olayı anlatan tarih, masal, efsane, lâtife, destan, menkıbe vs. gibi tahkiye esasına dayanan […]

Zafer Yahut Hiç (Mustafa Kutlu) »

Tepeköy, hayattan kaçanların, hayata tutunamayanların… sığınağı ama amaç, kaçmaktan çok, yeni bir başlangıç yapmak. Hayatın köşesinde kırık yaşayanların kırıklarını, kırgınlıklarını tamir etme çabasının ifadesi, kimindeyse bir ümit, parlak bir kariyer… yeni bir başlangıç, varoluş, eskiyi yeniye kalbetme, devşirme mücadelesi… Bürokrasinin hantallığının gölgesinde kurulan Tepeköy’ün aşk üçgeni: Bulut, Oya, Ferit. Ve realizm, bunu aşk üçgeninden -Oya, […]

Duvar (Jean Paul Sartre) »

Duvar, Jean Paul Sartre(1905-1980)[1]’ın yazdığı bir hikâye kitabıdır. Duvar, beş ayrı hikâyeden oluşur: Kitaba da ismini veren, Duvar, Oda, Herosratos, Özel Yaşam ve Bir Yöneticinin Çocukluğu. Sartre’ın varoluş felsefesine göre “tüm insanlar birbirinin aynıdır; bir kahraman ya da bir alçak olmak tamamıyla onların elindedir; insan önceden-tanımlanmamıştır; ne bir kahraman olarak doğar, ne de bir alçak”tır. […]

YAKINDA: Roman Nedir? »

Yazarımız Suzan Başarslan‘ın yeni yazı dizisi 8 kasımdan itibaren her Pazartesi öğleden sonra yayında: “…Romans ve destan Eflatun ve Aristo’nun idealist felsefelerinin gerçek anlayışı üzerine inşa edilmiş zaman ve mekana göre değişmeyen evrensel insan tecrübesi üzerine kurulmuş iki edebi çeşittir. Modern roman için de bu hüküm kolaylıkla seslendirilebilir. “Bir burjuva destanı olan roman, klasik destandaki […]

Sis (Miguel de Unamuno) »

Sis / La Niebla[1] “Bize ne ad verirlerse adımız odur. Homeros zamanında insanların ve nesnelerin ikişer adı vardı: birisi insanların taktıkları ad, öteki de tanrıların verdikleri ad. Tanrı beni nasıl adlandıracak?”[2] Miguel De Unamuno (1864-1936), İspanyol bir yazardır. 20.yy olan yaşadığı dönemde önce diktatör Rivera ardından da Franco’ya tavır alması yüzünden hayatı sürgünde ve ev […]

Roman, Gerçeklik ve Kurmaca »

Gerçek dünyadaki sorun, binlerce yıldır kendimize bir mesajın olup olmadığını, bunun bulunup bulunmadığını sormamızdır. Anlatısal bir evrende o evrenin bir anlam oluşturduğunu, onun köken olarak ve okuma yönergelerinin bütünü olarak onun arkasında yetki sahibi bir varlık olduğunu kesin olarak biliriz.[1] Nesir bir uzun anlatı olan roman, kendi gerçekliğini yaratan bir hayal dünyası oluşturur. “Gerçekçilik” anlayışına […]

BULUŞ-MASAL-ARD/I »

“İnsan niçin roman yazar? Tarihi yeniden yazmak için. Sonradan gerçekleşen tarihi” (Belbo / Foucault Sarkacı’nın kahramanı)             …bu çok klasik olurdu, romanlardan çalıntı sahnelere benzerdi, romanlar hayata yön verirdi, önce olaylar romanlarda olur, sonra hayata aksederlerdi ya da tam tersi, kim ispatlayabilir ki, öyleyse romanları taklit etmesinin ne zararı olabilirdi ki, Anna gibi treni beklerken, ümitsizliğin […]

Şiirler-Erdem Bayazıt »

İki yıl kadar önce vefat haberiyle tanımıştım şairi. Gazetede haberin altına bir de şiirini eklemişlerdi. Kültür sayfasına şöyle bir göz atıp geçmeyi düşünürken o sayfanın aylarca duvarda asılı kalacağı, parlayan gözlerle defalarca okunacağı aklıma gelmemişti.  Şiirin olduğu yeri kestim, o küpürü sararana kadar duvarda beklettim. Gittim geldim okudum şiiri. Başım sıkışınca okudum, mutlu olunca, hasta […]

Acemi bir yazarın ilk romanı: Dağların Adamı Barnabo (Dino Buzatti) »

Her yazar okur için farklı bir yolculuktur ve her yazar farklı bir yolculuk yapar. Kimi tek bir romanla[1] o’dur; kimi yıllarca süren bir arayışın sonunda o olur. Dino Buzzati[2] yıllarca süren yolculuğuyla, arayışıyla adını kabul ettiren yazarlardan biridir. Tatar Çölü’yle önce Fransa’da sonra da yirmi dile çevrilerek tüm dünyada tanınan ve hala baskısı yapılan bir […]

Roman Türünde “Zaman” Kavramı ve Kullanımı »

Bir olgunun/durumun/olayın gerçek zaman süresini dolaysızca yansıtmak zorunda olmayan yazar, sanatsal zaman denilen “yoğunlaştırılmış ya da yayılmış”[1] bir zaman dilimi kullanır ve roman, modern bir ifâde şekli olduğuna göre, onun zaman bilincimizin çeşitli şekillerini ifâde etmesi kaçınılmaz bir gerçektir. Aynı zamanda roman, içinde yaşanılan şartların çoğunun etkilendiği insan tecrübesini sürekli bir şekilde ortaya serdiğine göre, […]