RSS Feed for edebiyatCategory: edebiyat

İnsancıklar / Dostoyevski »

Sanki içerde hiç kimse yaşamıyormuş gibi odalarından çıt çıkmaz. Çocuklarının sesini bile duymazsınız, etrafta koşuşturup oynadıklarını görmezsiniz. Ne kötü bir şey! Bir keresinde bir akşam odalarının önünden geçiyordum, nasıl olduysa ev de pek gürültülü değildi, işte o zaman içerden hıçkırık sesi geldiğini duydum, fısıldaşmalar ve sonra yine hıçkırıklar geldi. Birisi ağlıyordu. Durum öyle acıklıydı ki […]

Ermiş / Halil Cibran »

Din yapılan tüm işler ve sergilenen düşünceler değil midir? Ve ne iş ne düşünce olup, eller taşı yontarken ve tezgâhta çalışırken bile ruhunuzda durmadan zıplayan hayret ve şaşkınlık değil midir? Kim ayırabilir imanını işlerinden ya da inancını meşgalesinden? Kim saatleri önüne serip “bu Tanrı için, bu benim için, Bu ruhum için, bu bedenim için” diyebilir? […]

Germinal / Émile Zola »

Buğday ve pancar tarlalarının ortasındaki İki Yüz Kırklar madenci mahallesi karanlık gecede uykuya dalmıştı. Sırt sırta vermiş küçük evlerden oluşan ve kışla ya da hastane blokları gibi geometrik biçimli ve birbirine paralel dört geniş blok ile bu blokları ayıran, eşit büyüklükteki bahçelere bölünmüş üç geniş ağaçlıklı yol belli belirsiz seçilebiliyordu. Issız ovada yalnızca, tahta perdelerin […]

Körleşme / Elias Canetti »

Ucu iyice sivriltilmiş bir kurşun kalem çıkarıp, ilk boş sayfaya yazmaya koyuldu: “23 Eylül, saat 7.45. Mut Caddesi’nde karşıma çıkan biri, benden Mut Caddesi’nin nerede olduğunu sordu. Onu utandırmamak için sustum. Ama o, davranışıma aldırmaksızın aynı soruyu birkaç kez yineledi. Hali tavrı nazikti. Birdenbire caddenin adını gösteren tabelaya takıldı gözü. Budalalığını kavramıştı. Ama tası tarağı […]

İnsancıklar / Dostoyevski »

Artık her şey bittiğine ve eski haline döndüğüne göre size şu kadarını söyleyeyim, siz insanların hakkımda neler düşüneceği konusunda endişeleniyorsunuz. Sizi temin ederim Varvara Alekseyevna benim itibarım her şeyden daha önemlidir. Bu nedenle de bütün bu olaylardan hiçbir amirimin haberi olmadığını ve olmayacağını söylemek isterim. Hepsi de eskisi gibi saygılı davranmaya devam edecekler. Ben sadece […]

Şato / Franz Kafka »

A., gözleri şatoda, yürüdü. Başka bir şeye aldırdığı yoktu. Ama yakınına geldikçe şato kendisini düş kırıklığına uğrattı; çünkü pek yoksul küçük bir kentten başka bir yer değildi burası; köy evleri bir araya gelmiş ve böyle bir kent doğup çıkmıştı. Kentin tek üstünlüğü, belki tüm binaların taştan olmasıydı; ama üzerlerindeki sıva çoktan dökülmüş ve taşlar, görüldüğü […]

Kendi Hayat Hikâyem / Hermann Hesse »

Hani şu unutmadan ekleyeyim ki, savaş yıllarında olumlu bir yıldız, koruyucu bir melek gibi bir şey bana el uzattı hep. Acılarımla kendimi koyu bir yalnızlık içinde duyumsadığım anlarda, söz konusu değişikliğe kadar götü gözüyle baktığım yazgıma her an lanet okuduğum günlerde çektiğim acılar, bu acılarla deli divaneye dönmem, dış dünyaya karşı beni koruyan bir zırh […]

Körleşme / Elias Canetti »

Kien, yalandan tiksinirdi; küçüklüğünden bu yana, doğrudan santim olsun şaşmamıştı. Çocukluğunda da, bu olayın dışında, yalan söylediğini anımsamıyordu; şu bir tek yalandan bile nefret etmekteydi. Kendisine gençliğinin, yeniyetmeliğinin bir yansısı gibi görünen küçük öğrenciyle yaptığı konuşma, yalanının anımsatmıştı ona. “Bunu düşünmenin sırası değil şimdi,” dedi kendi kendine. Saat neredeyse sekiz olmak üzereydi. Tam sekizde çalışmaya, […]

Germinal / Émile Zola »

Tüm zemin katı kaplayan bu yeterince geniş salonun duvarları elma yeşili renginde boyanmıştı, bol suyla yıkandıktan sonra beyaz kum serpilmiş olan döşeme taşlarıyla tertemiz bir Flaman evini andırıyordu. Köknar ağacından cilalı büfenin dışında, mobilya olarak yine aynı ağaçtan bir masa ve iskemleler vardı. Duvarlardaki göz alıcı süslemeler, İmparator’un ve İmparatoriçe’nin işletme tarafından dağıtılan portreleri, yaldızlı […]

Ermiş / Halil Cibran »

Sahip olduklarınızdan verdiğinizde az vermiş olursunuz Gerçekten vermek kendinizden vermektir. Sahip olduklarınız gelecek kaygısıyla sakladığınız şeylerden başka ne olabilir? Ve yarın, kutsal kente giden hacıları takip ederken kemiklerinizi bırakmayan kumlara gömen fazla tedbirli bir köpeğe yarın ne getirebilir? İhtiyacım olursa kaygısı gerçek ihtiyaçtan başka nedir ki? Kuyunuz doluyken susuzluktan korkmak kanmayan bir susuzluk değil midir? […]