RSS Feed for GözCategory: Göz

YAKINDA: Rönesans ile başlayan körleşme »

… Bu konuda okumak için …   Sanat Yoluyla Hakikat Bulunur mu? İnanmak belki zor ama … eğer sınırsız görme kabiliyetine sahip olsaydık hiç bir şey göremezdik!güneşe dürbünle bakan biri gibi kör olurduk.Gözlerimizin sınırlı oluşu sayesinde görüyoruz dünyayı. Immanuel Kant’ın meşhur bir güvercini vardır, havayı iterek uçar ama havanın direncinden yakınır durur. “Hava olmasaydı daha hızlı uçabilirdim” […]

Tersten perspektif / Pavel Florenski »

  “ … Yeniçağ’a özgü görme biçimi derken ilk aşamada kastedilen kaçınılmaz olarak merkezî perspektiftir. Resim mekânında neyin önde neyin arkada neyin yakında ve neyin uzakta olduğunu belirleyen bu sanatsal yöntem kartezyen egemenliğin uzantısıdır. Onun sayesinde dünya ehlileştirilmekte, karşıdan bakılabilir ve denetlenebilir bir uzama dönüşmektedir. […] [Florenski] Daha Mısır’dan başlayarak merkezî perspektifin bilindiğini öne sürerken kültürlerin […]

Soyut görme: Teori ve Pratik(7) – Nokta »

“… Ucu yanmakta olan bir sopayı eline alsan da tez tez, sağa sola oynatsan, göze durup duran, kesilmeyen bir ateş çizgisi gibi görünür. Ömür de pek tez akar gider de, bu yüzden devamlı duruyormuş gibi görünür. Ucu ateşli bir dalı hızla sallasan, o ateş noktası sana, uzun bir çizgi gibi görünür. […] Ömür, ırmak gibi […]

Soyut görme: Teori ve Pratik(6) – Tarkovsky »

Güzel bir çiçek buketini parçalarına ayırıp yaprakları yanyana dizseniz o güzellik kaybolur. Buketin ağırlığı değişmez, kimyası, bitkilerin genetik yapısı da öyle. Yani bilimsel olarak ikisi aynı şeydir ama ikinci buketi(!) sevdiğiniz kadına veremezsiniz. Güzellik ve Aşk da hissedilir ama anlaşılmaz, kelime elbiselerine sığmaz. Aşk üzerine 50 tane kitap okusanız aşık olmuş bir insan kadar ilim sahibi […]

İslâmî sanat kalbe hitab eder, batıda ise muhatab akıldır »

“… Dinler, aslında bir süzgeçten, bir filtreden geçerek insan hayatına nüfûs ederler. Dinlerin yeryüzü hayatları Allah’ın Nebî’si (SAV) ve o Nebi’ye tabi velilerin ilmeklerini açmak süretiyle insanı eğiten bir mektep haline gelirler. Yoksa dinlerin getirdiği esaslar âfakta, muallâkta, havada asılı duran şeyler değildirler. İslâm dininde ârifler dediğimiz Allah dostları dini öyle bir süzgeçten öyle bir […]

Soyut görme: Teori ve Pratik(5) – Paul Klee »

Paris’te bir kahveye oturup espresso istediğinizde küçük porselen bir fincan içinde bol köpükle getirir garson. Köpük katmanı yeterince kalınsa kahveniz kışın bile sıcak kalır. Ancak bazen dalıp gidersiniz, okumaya ya da telaş içinde koşturan insanları seyretmeye koyulursunuz. Altın renkli köpük yavaş yavaş dağılır, geriye koyu renkli olan kahvenin kendisi kalır. Kahve soğudukça tadı sürekli değişir. […]

Güzel eşya ve güzel ahlâk »

Hiç dikkat ettiniz mi? Stadyumlar opera binaları gibi güzel değildir. İşlevseldir, binanın sporcu gibi performanslı olması beklenir: Azamî sayıda seyircinin maçı görebileceği koltuklar, bu insanlara azamî sayıda gazoz ve tost satmak için büfeler vardır. Kapılar ve koridorlar en hızlı biçimde en çok insanın girip çıkabileceği şekilde yapılmıştır. Futbol maçında seyircilerin birbirine küfretmesi hatta yumruk ve […]

Derdim bana dermân imiş / Niyâzî-i Mısrî Hz. »

Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş, Bürhân sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş. Sağ u solum gözler idim dost yüzünü görsem deyü, Ben taşrada arar idim ol cân içinde cân imiş. Öyle sanırdım ayriyem dost gayrıdır ben gayriyem, Benden görüp işiteni bildim ki ol cânân imiş. Savm u sâlât u hac ile sanma biter […]

Soyut görme: Teori ve pratik(4) – Kandinsky »

“Sanat bir yalandır, Hakikat’in üzerindeki örtüyü kaldırmamıza imkân verir”  (Pablo Picasso) Venedik’teki Academia müzesindeyim. Eserleri değil pencereden dışarıyı seyrediyorum, Venedik şehrini. Camın üzerindeki eğrilikler sebebiyle görüntü deforme oluyor. Kanalın üzerinden geçen Ponte dell’Accademia’nın basamakları  eğri büğrü, insanlar yürüdükçe boyları uzalıp kısalıyor, birbirlerinin içine giriyorlar ama kimse düşmüyor. Başımı hafif oynatıyorum, köprü ortadan ikiye bölünüyor bir […]

Soyut görme: Teori ve Pratik(3) – Ezan okur gibi resim çizmek »

“… Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? İşin kolayına kaçmadan ama, Gül yanaklı bebesini emziren anneciğin resmini değil Ne de ak örtüde elmaların. Ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolaşan kırmızı balığınkini Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? …”  Nazım Hikmet’in ressam Abidin Dino’ya hitaben yazdığı bu şiir figüratif sanatın sınırlarını ilân etmesi açısından dikkate […]