RSS Feed for İnsanCategory: İnsan

Descartes felsefesi ve Nietzsche »

 Erhan Kanışlı Rene Descartes felsefe tarihinde ilk sistem kurucu filozof ve modern felsefenin kurucusu olarak yer alır. Rasyonalizme verilecek en büyük değeri verme göreviyle, bütün felsefi uğraşında “mutlak”ı bulmayı amaçlamıştır. Öyle ki, nefes alan ve düşünen bir canlı olan insanın, bu evrende yolunu, aklını kullanarak ve kesin bilgiye ulaşarak bulması gerekir. Bu bağlamda, Descartes, kendi […]

İsmail’in Boynundaki Bıçaktır Kurban’ın, İbrahim’in Ellerinden Sunulan… »

 Ve Ben, seni seçtim. Öyleyse vahyolunan şeyi dinle![1] Seçilmiş olmanın bilinciyle ve teslimiyetle dinle. Dinle yapman gerekeni ve yapmaman. Gönderildiysen şerefli olduğunu ve o şerefe lâyık olmak için kurban etmen gerekeni. Kurban ettiğin et ve kan ulaşacak olan değildir O’na[2]. Kendini yüceltmen de değildir seçilmiş olduğun için yaptığın/yapacağın… Kurban’ın; yerini bilmektir, kimin huzurunda olduğunu, o […]

Zafer Yahut Hiç (Mustafa Kutlu) »

Tepeköy, hayattan kaçanların, hayata tutunamayanların… sığınağı ama amaç, kaçmaktan çok, yeni bir başlangıç yapmak. Hayatın köşesinde kırık yaşayanların kırıklarını, kırgınlıklarını tamir etme çabasının ifadesi, kimindeyse bir ümit, parlak bir kariyer… yeni bir başlangıç, varoluş, eskiyi yeniye kalbetme, devşirme mücadelesi… Bürokrasinin hantallığının gölgesinde kurulan Tepeköy’ün aşk üçgeni: Bulut, Oya, Ferit. Ve realizm, bunu aşk üçgeninden -Oya, […]

Duvar (Jean Paul Sartre) »

Duvar, Jean Paul Sartre(1905-1980)[1]’ın yazdığı bir hikâye kitabıdır. Duvar, beş ayrı hikâyeden oluşur: Kitaba da ismini veren, Duvar, Oda, Herosratos, Özel Yaşam ve Bir Yöneticinin Çocukluğu. Sartre’ın varoluş felsefesine göre “tüm insanlar birbirinin aynıdır; bir kahraman ya da bir alçak olmak tamamıyla onların elindedir; insan önceden-tanımlanmamıştır; ne bir kahraman olarak doğar, ne de bir alçak”tır. […]

Nefesler (Ganiyy-i Muhtefî) »

Ekmek yapmaya merak sarmıştık bir zaman. Ama öyle ekmek makinasıyla filan değil. Kendimiz, elle yoğuracaktık hamuru. Sanayi mayası da kullanmayacaktık. Araştırdık, ekşi maya yapmayı öğrendik. Hani şu eski kadınların komşudan ya da mahallenin fırıncısından aldığı maya. Daha neler öğrendik. Kepekli un kolay kabarmıyordu. Tuz ekmeğin rengini koyultuyor, şeker kabuğunu

BULUŞ-MASAL-ARD/I »

“İnsan niçin roman yazar? Tarihi yeniden yazmak için. Sonradan gerçekleşen tarihi” (Belbo / Foucault Sarkacı’nın kahramanı)             …bu çok klasik olurdu, romanlardan çalıntı sahnelere benzerdi, romanlar hayata yön verirdi, önce olaylar romanlarda olur, sonra hayata aksederlerdi ya da tam tersi, kim ispatlayabilir ki, öyleyse romanları taklit etmesinin ne zararı olabilirdi ki, Anna gibi treni beklerken, ümitsizliğin […]

Şiirler-Erdem Bayazıt »

İki yıl kadar önce vefat haberiyle tanımıştım şairi. Gazetede haberin altına bir de şiirini eklemişlerdi. Kültür sayfasına şöyle bir göz atıp geçmeyi düşünürken o sayfanın aylarca duvarda asılı kalacağı, parlayan gözlerle defalarca okunacağı aklıma gelmemişti.  Şiirin olduğu yeri kestim, o küpürü sararana kadar duvarda beklettim. Gittim geldim okudum şiiri. Başım sıkışınca okudum, mutlu olunca, hasta […]

Hayvan Serbesttir, İnsan Özgürdür… »

Zaman’ın ışığında Özgürlük Kavramı  The Truman Show filmini hatırlayacaksınız, TV stüdyosuna hapsedilmiş şekilde yaşayan bir insan olan Truman’ı canlandırıyordu Jim Carrey. Etrafı aktörler ve dekorlarla çevrili Truman bu hayatı gerçek hayat zannediyor, her anı minik kameralarla izleniyor ve canlı olarak TV’de yayınlanıyordu. Ülkenin en çok izlenen dizisi haline gelen Truman Show’un yöneticileri bir anlamda Truman’ın […]

Zaman; Bünyamin’i Bekleyişidir, Yusuf’un… »

” And the lamp-light o’er him streaming throws his shadows on the floor; And my soul from out that shadow that lies floating on the floor Shall be lifted–nevermore! ” *   Ceplerimde insanlar taşıdığımı düşünüyorum. Ağırlığım bundan olsa gerek. Diyorum, kendi kendime. Öyle ellerim cebimde, gözlerim bir yazı dizisini takip ediyor. Gözlerimin satır başlarından […]

İnsan aklı Zaman’ı anlayabilir mi?(2) »

“…İnsanlar mevsimlere bağlı olarak yaşıyorlardı tarım devrinde. Bir mevsimde ekilir, bir başka mevsimde hasat edilirdi. Hasattan sonra ürünler satılır, düğünler yapılırdı. Kuzuların bile bir doğma mevsimi vardı. Ekonomik ve sosyal yaşam doğadan alıyordu ritmini. Hatta güneşten, aydan… Denizciler bile yıldızlara bakarak okyanuslara açılıyordu. Kısacası müzikten daha hızlı dans edilmezdi! Oysa fabrikalar, trenler, telgraf telleri ve […]