RSS Feed for Kitap AlıntısıCategory: Kitap Alıntısı

Bilimler ve Sanatlar Üzerine / Jean-Jacques Rousseau »

Zorunlulukların daimi baskısı altında toplum denilen bu sürüyü meydana getiren insanlar belirli durumlar karşısında hep aynı şeyleri yapacaklardır. Başka türlü hareket edebilmeleri içini çok mühim sebepler olması lazım. Bu yüzden karşımızdakinin nasıl bir adam olduğunu hiç bilemeyeceğiz; bu yüzden dostumuzu tanıyabilmek için büyük hadiseleri bekleyeceğiz; o zaman da iş işten geçmiş olacak çünkü onu tanımak […]

Bir Psikiyatristin Gizli Defteri / Small – Vorgan »

İnsanlar genelde hastalıklarının kafalarının içinde olduğunu duymak istemezler. Bipolar bozukluğu olan kişiler hipomanik ve manik episodlar sırasında sık sık sıradışı yaratıcılık patlamaları segilerler. Vincent Van Gogh, Poul Gaugin, Jacson Pollack,Mark Twain, Ernest Hemingway, Willam Faulkner,Ludwig Van Bethoven, Robert Schuman ve Brian Wilson de dahil en ünlü ressam, yazar ve müzisyenlerimizden bazılarının bu hastalığı olması şaşırtıcı […]

Morgue Sokağı Cinayeti / Edgar Allan Poe »

Çılgınlık zannettiğiniz şeyin, sadece hislerin fazla keskinleşmesi olduğunu söylememiş miydim ben size? […] Arkadaşımız bilge olamayacak kadar kurnaz biridir. […] İlk buluşmamız Montmartre Sokağı’ndaki karanlık bir kitaplıkta oldu. İkimiz de aynı kitabı arıyorduk, ender bulunan, pek önemli bir kitaptı. Bu olay bizi birbirimize yakınlaştırmaya yetti. Tekrar tekrar buluştuk. Bir Fransız’ın kendisinden söz ederken takınacağı tam […]

Harry Potter ve Felsefe Taşı / J. K. Rowling »

İlk kurbanlar hep en suçsuz olanlardır Dumbledore: ” Annen seni kurtarmak için öldü. Voldemort’un anlayamayacağı bir şey varsa o da sevgidir. Annenin sana olan sevgisi kadar güçlü bir sevgi ne derin izler bırakır bunu anlayamaz. Yara izine benzemez bu, gözle görülmez. Böylesine yürekten sevilmek, seven insan gitse bile, bizi sonsuza kadar korur. Tenine işlemiştir bu.” […]

Uçurtma Avcısı / Khaled Hosseini »

Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun … Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir. Çocuklar boyama kitabı değildir, onları […]

Düşüş / Albert Camus »

İmrenilecek bir durumdaydım hani. Yalnızca suçlular kampına geçmek tehlikesiyle karşılaşıyor değildim (özellikle, bekâr olduğum için karımı öldürme şansına sahip değildim), aynı zamanda onların savunmasını da üzerime alıyordum, yalnız şu koşulla ki, kimilerinin iyi birer vahşi oluşu gibi, onlar da iyi birer cani olsunlar. Bu savunmayı yürütüş tarzım bile bana büyük doyumlar sağlıyordu. Meslek hayatımda gerçekten […]

Düşüş / Albert Camus »

Gözün hâlâ gördüğü, ışıkla yıkanan bir denizden beş yüz ya da altı yüz metre yükseklikteki doğal bir düzlük ise, en rahat soluk aldığım yerdi, hele insan denen o karıncaların üstünde yalnız başınaysam. Vaazların, dinsel söylevlerin, alev mucizelerinin ulaşılabilecek yüksekliklerde geçmesini kolayca anlıyordum. Bence mahzenlerde ya da cezaevi hücrelerinde düşünmüyordu insan (meğer ki bunlar görüş alanı […]

Beton / Thomas Bernhard »

Hamalların soyu tükendi. Herkes istediği gibi kendi eşyasını taşısın. Dünya birkaç derece daha soğudu, kaç derece olduğunu tam olarak hesaplayacak değilim, insanlar çok daha merhametsiz ve saygısız oldular. Herkes yaşamak ister, hiç kimse ölmek istemez, bunun dışında her şey yalandır. Dehşetle tanık olduğum üzere insanlar sabah saat dokuzda gelip duşun altına girip tenis oynamaya koşuyorlar, […]

Kötülük Üzerine Bir Deneme / Terry Eagleton »

“… İki çocuğun o bebeği öldürmelerinden yıllar önce, bir başka bebek ölümünün yarattığı galeyan İngiltere’yi bir uçtan diğer uca sarsmıştı. Edward Bond’un Saved adlı oyunu bir ahlak histerisine yol açmıştı çünkü oyunda bir grup yeniyetme arabasında uyuyan bir bebeği taşlayarak öldürüyordu. Bebek taşlama sahnesi, avareliğin her zaman işsiz kişileri kontrolden çıkabileceğine dair eski klişenin yeni […]

Düşüş / Albert Camus »

Demek ki, ben-ben-ben’in günü gününe sürekliliği dışında başka bir süreklilik olmadan yaşıyordum. Günü gününe kadınlar, günü gününe erdem ya da erdemsizlik, günü gününe, köpekler gibi, ama her gün sağlamca yerinde duran kendim. Böylece yaşamın yüzeyinde ilerliyordum, sözcükler içinde, hiçbir zaman gerçek içinde değil. Tam okunmamış o kitaplar, tam sevilmemiş o dostlar, tam gezilmemiş o kentler, […]