RSS Feed for Kitap SohbetiCategory: Kitap Sohbeti

Jerusalem*de Eskimeyen Bir Çığlık: Baba, Beni Neden Terk Ettin? »

İspanyol yazar Michel del Castillo, “Terk edilmiş çocuklar masallar uydurmaya yazgılıdırlar.” der. Şu bir gerçektir ki çocuğun yalnız ve küçük yüreği, dünyanın ıstırabıyla ancak masallar sayesinde mücadele edebilir. Dünyanın dört bir yönünden akan coşkun ıstıraba set çekemeyeceğini bildiği için çocuk, onun coşkunluğuna bırakır kendini ve büyümeye akar. Bunu beceremeyip de barajlar kurmaya çalıştığındaysa anlar ki […]

Hayek’in Kölelik Yolu’nda otostop… »

 “…Demokrasi ve liberalizm ikiz olmayıp, büyük ölçüde zıt oldukları unutulmamalıdır. Liberalizm demokrasiye karşı icat edilmiştir. Liberalizmi doğuran sorun, önce merkezde, daha sonra bütün olarak dünya sisteminde tehlikeli sınıfların nasıl zapturapt altında tutulacağıydı. Liberal çözüm, kesintisiz sermaye birikimi sürecini ve onu destekleyen devlet sistemini tehdit etmeyecek düzeylerde kalmak şartıyla, siyasi iktidara sınırlı bir erişimin ekonomik artı […]

İnsan Öldürenler (de) Sevilmeye Muhtaçtır »

Murat Karayılan’ın Taraf’ta yayınlanan mektubunda en çok ilgimi çeken satırlar şunlardı: “Hiçbir bireysel çıkar gütmeden dervişane bir mücadele yaşamıyla halkların kardeşliği ve barışı yolunda bir hizmetçiyim.” İnsan garip bir yaratıktır. Emrinde binlerce silahlı adam olsa bile konuşmaya, yazmaya, anlaşılmaya muhtaçtır. İster resim yapsın isterse savaş fark etmez, yaptıklarının bir mânası olsun ister. Bu da yetmez, […]

İçimde biri mi var? – Lübbü’l Lübb »

Psikanalizin kurucusu Sigmund Freud 13 ağustos 1937’de Marie Bonaparte’a yazdığı bir mektupta şöyle diyordu:  “Hayatın anlamını sorgulamaya başladığınız andan itibaren hastasınız demektir”  Hayatın anlamını sorguluyorum. Ama hasta değilim. Sadece İnsan’ım diye düşünüyorum. Bana faydası ya da zararı olmayan papatyayı, kuşların sesini “güzel” buluyorum. Benden asırlar önce yaşamış “adil” bir krala karşı sevgi duyuyorum. Neden böyleyim? […]

Yalnız Bir Yazar Olarak Peyami Safa’nın Fikriyatı (1) »

Türkiye edebiyatında vaziyet-i umumiye hakkında “Bizde bir edebiyat tarihine veya antolojiye girmek için edebiyata mensub olmak ne şarttır ne de kâfidir.” der Peyami Safa. Edebiyatçı olmak şart değildir çünkü ne idüğü belirsiz birkaç karalama sayesinde “şair” diye vasfolunabilirsiniz; kâfi de değildir, çünkü tuğla gibi kitabınızla hiçbir yere “tutunamadan” da ölüp gidebilirisiniz. Bunu tesbit edecek kıstaslara […]

Binbaşı Ersever’in itirafları (Soner Yalçın) »

    “…Bu aramaların vatandaşa eziyetten başka hiçbir işe yaramadığını göstermek istedim. Üç tane kimlik ve üç tane ayrı plaka hazırladık. Kimlikleri o sırada PKK’nın MKYK üyeleri olan Abbas Duran Kalkan, Cemil Bayık ve Selahaddin Çelik adına düzenledik. İki asker dikmişler yola, “dur, nereye gidiyorsun” dediler. Kimliğimi gösterdim, “Şenoba’ya gidiyorum” dedim. Deftere “Selahattin Çelik” diye […]

Tarihin Ak Sayfaları: Cengiz Aytmatov’un Babası Ve Kırgız Halkının Dramı »

Erden ÖZKANT “Kızım, orayı bir tek sen biliyorsun. Elbet ileride bir gün bu sistem değişecektir. İşte o zaman masum olarak öldürülen o şehitlerin ailelerine ve topluma bu gerçekleri anlat. Bu benim boynumda bir borç olarak kalmasını istemem. Sana vasiyet ediyorum” Büyük bir çaresizliği anlatan bu cümleler, Sovyetler Birliği döneminde İçişleri Bakanlığı’nın istihbarat birimi olan GPU’de […]

Adına yola çıktığımız halkın başına bela olduk! »

Her yıl on binlerce yerli, yabancı turistin ziyaret ettiği, antik Yunan eserlerinin sergilendiği Efes Müzesinin tam karşısındaki Ahmet Ferahlı Parkı’nın bahçesinde çayımı içerken, bir yandan da Brezilya’nın yetiştirdiği efsanevi sağ açık Garinça’nın ilginç yaşam öyküsünü okuyorum. La Liga ‘ya gönderdiğimiz temsilcilerimizden Arda Turan’ın ve Mehmet Topal’ın karşılaşmasında Arda Turan’ın takımının yenildiğini yazıyordu internet siteleri. Demek […]

Bir Teslimiyet Yolculuğu ve Trenin Tam Saatiydi* »

Alper Gürkan Gözyaşı denilen sayısız dereden meydana gelmiş hayatın tüm birikimlerini kurutup yok eden bir savaş… İnsanların kimliksiz suretler halinde var olma mücadeleleri dışında bir anlam veremedikleri dirimsellik… “Büyük Almanya uğruna” yığılmış cesetlerin arasına katılacağından emin olarak yola çıkan genç bir adam, bir asker… * * * Hayatını biraz okuyunca piyade er olarak katıldığı cephede […]

Dünya Nimetleri’nden Yeni Nimetler’e, Andre Gide »

  “Hiçbir şeyi putlara kurban etme.” (Andre Gide)   Andre Gide(1869-1951) Dar Kapı ve Kalpazanlar romanlarının tanınmış Fransız yazarıdır. Bu incelemede yazarın hayatının iki ayrı döneminde -gençlik-yaşlılık- yazdığı Dünya Nimetleri ve Yeni Nimetler adlı eserleri incelenecektir. Dünya Nimetleri[1] (Les nourritures terrestres) Gide’in 1897 yılında 28 yaşında yazdığı ve hayat görüşünü ortaya koyduğu bir bildiri niteliği […]