RSS Feed for MarxCategory: Marx

Liberal Totalitarizm(2):Adolf Hitler Reloaded! »

Sunuş: Michel Foucault “modernite bir zaman dilimi değil bir zihniyettir” diyordu. Galiba haklıydı. Büyük insanlık 19cu asırdan çıkamadı henüz. O zihniyeti terk etmediğimiz için 1800’lü yıllarda icad edilen felaketler yakamızı bırakmıyor. İşte bu makalenin maksadı da başta Karl Marx olmak üzere Arendt, Tockeville ve Soljenitsin’in yardımıyla 21ci asrı “kirletmiş” olan 19cu asrı deşifre etmekten ibarettir…(MY) […]

Yanılmaz kehanetler: Marxist Propaganda(3) »

“…Moskova Metrosu’nun bütün dünyadaki tek metro olduğunu söylemek yalandır. Tabi Bolşevikler bütün diğer metroları yıkacak güce sahip olmadığı sürece. Bir başka deyişle YANILMAZ KEHANETLER totaliter rejimlerin dünyayı ele geçirme planlarını ele verir. Çünkü totaliter lider  ancak tamamen kontrol altındaki bir dünyada bütün YALAN KEHANETLERİ gerçekleştirebilir, [Gerçeklere hükmedebilir]” (The Origins of Totalitarianism, Hannah Arendt, 1°)  Sadece […]

Aldatılmak güzeldir: Marxist Propaganda(2) »

“Ben bir diktatör değilim, sadece demokrasiyi basitleştirdim” diyordu Adolf Hitler. Ellerin ve ayakların zincire vurulmasından daha beter olan akılların ve vicdanların zincire vurulmasıdır. Fizikî zulüme direnmenin engellenmesi bir gün aşılabilir. Ama ya insanlar direnme arzularını yitirdilerse? Zincirlendiklerinin farkında değillerse? Hatta o zincirleri canları pahasına savunmaları gerektiği onlara kabul ettirilmişse?  Komünizm, Marx, Marxizm konulu bu yazı […]

İşçiler için, işçiye rağmen: Marxist propaganda(1) »

 Auschwitz’teki Nazi çalışma kampının giriş kapısındaki slogan : ” ARBEIT MACHT FREI “, Türkçesi “çalışmak özgürleştirir“. Bu kampta Yahudiler, rejim karşıtları ve savaş esirleri toplanıyordu. Bir milyon civarında insan kampa geldikleri anda doğrudan gaz odalarına gönderildi ya da kurşuna dizildi. Toplam olarak 200 ila 300 bin insan, bilimsel deneyler, gardiyanların şiddeti, hastalık, eksik beslenme öldü. Nazizm […]

YAKINDA: Louis Aragon neden yalan söyledi? »

İnsan’ı devirmek için kökünden sökmek gerekir(3) »

Sunuş: Alman İdeolojisi Karl Marx’ın yakın arkadaşı Friedrich Engels ile birlikte 1845 yılında yazdıkları bir deneme. Yayıncı bulamadıkları için 1930’lara kadar basılmayan bu kitabın Fransızca ilk baskısı 1940’larda yapılmış. Özetle komünist / sosyalist / solcu camia üzerindeki etkisi gecikmeli olmuş. Türkçe tercümesi de mevcut. Sahneye çıkması gecikmiş bir kitap ama içerdiği fikirler sebebiyle marxizmi anlamak […]

YAKINDA:Teknoloji İnsan’ı bozar mı? »

Haberleşme uyduları, cep telefonlarından gönderilen videolar, bir ülkede tasarlanıp bütün dünyada satılan giysiler, yiyecekler hatta filmler… Biz teknolojiyi kullanırken KALICI biçimde etkileniyoruz ve dönüşüm geçiriyoruz. Meselâ Afganistan’da Amerikan askerlerince öldürülen bir çocuğun can çekişmesi naklen ekranlarımıza gelmesi basit bir hadise değil. Gözlerimiz binlerce km ötesini görürken ellerimiz bağlı. Çaresizlik hissi insanları bir seçim yapmaya itiyor: […]

YAKINDA: Makinele-N-mek ve Makinele-Ş-mek »

Makinelerle donaNırken makineye dönüŞmek; Teçhizatın efendisi iken kölesi olmak… İnsan’ın 18ci ve 19cu asırdaki devrimlere, dünya savaşlarına ve soykırımlara hazır hale gelişini anlamak için önce bu KOPMAYI anlamak gerek. Aslında İnsan konforunu arttırmak için hep alet yaptı. Ama makineler farklı. Makineler insana kendi ritimlerini dayattılar. Dikiş iğnesi ile dikiş makinesi arasındaki fark bu. Üretimi kolaylaştırmanın […]

İdeolojiye boyun eğen İnsan ve Makineleşme’nin rolü »

Çalışma ritmini işçiden almayan, tersine kendi ritmini işçiye dayatan mekanik sistemler hem fabrikalara hem de dünya ekonomisine bir bütün olarak şekil verdiler. O çağdan günümüze siyasî rejimler, devrimler ve savaşlar da “ritimlerini” otomatik makinelerden aldılar. Marx ve İnsan’ın kendine yabancılaşması (2): Makineleşmek isimli bölümde bu makinelerin etkisini tek tek insanlar açısından tartışmıştık. Oysa bir de […]

İnsan’ı devirmek için kökünden sökmek gerekir(1) »

Kirpiler ve İnsanlar “Soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi ısınmak üzere bir araya toplanır. Ama kısa süre sonra dikenlerin batması  yüzünden yeniden uzaklaşırlar. Isınma ihtiyacı onları tekrar bir araya getirdiğinde dikenler yine batar ve üşümekle diken arasında gidip gelirler, ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar. Bunun gibi, insanlar da hayatın tekdüzeliğinden kurtulmak […]