RSS Feed for romanCategory: roman

Bulantı (Jean Paul Sartre) »

Felsefî varoluşçuluğun dehlizlerinde boğulmuş bir roman Bulantı ( La Nausée) [1], Fransız felsefeci ve roman yazarı Jean Paul Sartre’ın 1938 yılında yazdığı bir romandır. Bu romanın edebi incelemesi yapılırken, Varoluşçuluk adlı eserinden yola çıkılarak felsefi incelemesi de yapılacaktır. Varoluşçuluk ( l’existentialisme est un humanisme)[2] adlı eser, Sartre’ın 1946’da Club Maintenant’ta verdiği konferansın yayımlanmış metnidir. Bulantı […]

Bir Roman Günlüğü; “Bela” »

Meral Yarıcı “Bir nehrin kıyısında takılı kalmışım. Hissettiklerime bakılırsa, ‘varsın olsun’ diyememişim, var’amamışım, var’olamamışım, varamamış ama yok olmayı da göze alamadığımdan, ‘var’da takılı kalmışım. ” Sy.9 Tutkuyla bağlı olduğum romanlar var, bir de bu romanların yazarları. Hayatımda en önemli yerde duran yazarlarım var, yeni keşiflerimde herkesten sakınmak için çaba sarf ettiğim. Bu yüzden hep, çok […]

Ret ve Evet Arafından Sesleniş: Bela »

Suzan Nur Başarslan’ın Bela romanı üzerine notlar… Yücel ÖZTÜRK İnsanın içine ve dışına ayna tutan bir roman Bela. Farklı zaman ve mekânlarda yaşanan olayların ret ve kabul, isyan ve tevekkül noktalarında birleştiği eser 28 bölümden oluşuyor. Yazar her bölüme çeşitli sanatçılardan birer alıntıyla başlamış. Bu alıntılar, o bölümde anlatılanlara ışık tutan ya da onları özetleyen […]

Suzan Başarslan’ın üçüncü romanı İstanbul Aşk ve Gölgeler’den »

“…Sesi kadınsı çıkan erkektim ben, çöpten ne bulursa toplayan: yemek artığı, kağıt, kitap, kola kutusu, yırtık şemsiye, eskimiş avize, kırık ampül, çatlak bardak, bitmiş pil, kullanışmış diş fırçası, yamulmuş karton, buruşturulmuş takvim yaprağı, eski fotoğraf, tükenmiş tükenmez kalem, sararmış gazete, bir ucu kopmuş telefon kulaklığı, yaprakları dolmuş ajanda, taşı düşmüş ucuz yüzük,  içinde kırıntıları kalmış […]

Bela, Suzan Nur Başarslan’ın Romanı »

İnternetten almak için (Kitap Yurdu)  “Gitmek  hep  zordur. İnsanın  yürek  gardırobu  tıka  basa doludur. Çünkü  hayallerini, umutlarını, sevinç  ve  üzüntülerini, ilkleri, sonları, yağmuru, gözyaşını ve  sevgilerini koymuştur içine. Çok  ağırdır. İnsan taşınırken/giderken en çok bu yükün altında ezilir.” (Yürek Gardırobu’ndan SNB) İnsanın ilk kelimesi belâ.  Bela, kabul etmek, evet  anlamına geliyor; ama aynı zamanda bela, […]

Şah&Sultan (İskender Pala) »

 “Cihânın gerçi nûş ettim yedi tastan geçen zehrin Velâkin zehr-i kâtilden beter buldum meğer kahrın.”[1] Şah & Sultan[1]  romanı, merkezine Çaldıran Savaşı’nı alarak 1501-1525 yılları arasındaki Sünnilik ve Kızılbaşlık ekseninde birey, toplum ve Osmanlı-Safevi Devletinde yaşanan olayları/siyasi yapıyı/dini kabulleri/kültürü… Kamber Can ve Hüseyin’in gözlerinden anlatan tarihi bir romandır. İskerder Pala’nın son romanı Şah & Sultan’ı […]

Sis (Miguel de Unamuno) »

Sis / La Niebla[1] “Bize ne ad verirlerse adımız odur. Homeros zamanında insanların ve nesnelerin ikişer adı vardı: birisi insanların taktıkları ad, öteki de tanrıların verdikleri ad. Tanrı beni nasıl adlandıracak?”[2] Miguel De Unamuno (1864-1936), İspanyol bir yazardır. 20.yy olan yaşadığı dönemde önce diktatör Rivera ardından da Franco’ya tavır alması yüzünden hayatı sürgünde ve ev […]

Roman, Gerçeklik ve Kurmaca »

Gerçek dünyadaki sorun, binlerce yıldır kendimize bir mesajın olup olmadığını, bunun bulunup bulunmadığını sormamızdır. Anlatısal bir evrende o evrenin bir anlam oluşturduğunu, onun köken olarak ve okuma yönergelerinin bütünü olarak onun arkasında yetki sahibi bir varlık olduğunu kesin olarak biliriz.[1] Nesir bir uzun anlatı olan roman, kendi gerçekliğini yaratan bir hayal dünyası oluşturur. “Gerçekçilik” anlayışına […]

BULUŞ-MASAL-ARD/I »

“İnsan niçin roman yazar? Tarihi yeniden yazmak için. Sonradan gerçekleşen tarihi” (Belbo / Foucault Sarkacı’nın kahramanı)             …bu çok klasik olurdu, romanlardan çalıntı sahnelere benzerdi, romanlar hayata yön verirdi, önce olaylar romanlarda olur, sonra hayata aksederlerdi ya da tam tersi, kim ispatlayabilir ki, öyleyse romanları taklit etmesinin ne zararı olabilirdi ki, Anna gibi treni beklerken, ümitsizliğin […]

Acemi bir yazarın ilk romanı: Dağların Adamı Barnabo (Dino Buzatti) »

Her yazar okur için farklı bir yolculuktur ve her yazar farklı bir yolculuk yapar. Kimi tek bir romanla[1] o’dur; kimi yıllarca süren bir arayışın sonunda o olur. Dino Buzzati[2] yıllarca süren yolculuğuyla, arayışıyla adını kabul ettiren yazarlardan biridir. Tatar Çölü’yle önce Fransa’da sonra da yirmi dile çevrilerek tüm dünyada tanınan ve hala baskısı yapılan bir […]