RSS Feed for SanatCategory: Sanat

Hayâl ve Masallar… »

Benim öyküm bir rivayetten ibaret, bu yüzden benden miş’lerle bahsediyor diğerleri. Beni, yaşamadığım sandıkları kocaman bir hayatı geri çevirmekle yargılıyorlar. Sorsalardı bana, derdim ki, beni yaşamadığım sandıkları kocaman bir hayatı geri çevirmekle yargılayanlara, evinden ayrılmayan/ayrılamayan, öyküsünü değil, hayallerini anlatır elbet, ya da masalları. Oysa bilmek yaşamak değildir her zaman, yaşamanın bilmek anlamına gelmeyeceği

Le Corbusier’i Hatırlamak… »

Cihan Aktaş “…Batı felsefesinde yaşanan krizler mimaride yaşanan krizi de yansıtıyor ve bu krizler de birkaç yüzyıldır büyük dalgalar halinde geliyor. Anlaşılan bu krizlerin sebebi, mimarın veya mimarlığın evrenin yaratıcısı ile ilişkisindeki çözülme. Dünya genişlemeye başlamıştı sanki, keşif seyahatleriyle. 18 yüzyılda Batılı mimarlar yeryüzünde dolaşırken  farklı toplumlarda mimarinin kendileri için esas teşkil eden (M.Ö. I. […]

Hakikat Gerçek midir? »

“Sanat’ın amacı nedir? Eğer Hakikat dosdoğru gelip hissiyatımıza ve şuurumuza çarpmış olsa, eğer çevremiz ve kendimizle doğrudan iletişime girebilmiş olsak, zannederim Sanat faydasız olurdu ya da hepimiz sanatçı olurduk çünkü ruhumuz Kâinat’ın musikîsi ile sürekli bir Tevhid halinde titrerdi. Hafızamızın yardım ettiği gözlerimiz Mekân’ı oyar, taklidi imkânsız tablolar kesip çıkarırdı. Bir bakışta İnsan bedeninin canlı […]

Kafka’dan Aronofsky’ye Bireyin Dönüşümü »

Aronofsky’nin son çalışması Black Swan, “Kuğu Gölü Balesi”ne dair ilginç bir film. İhtiras trajedisi gibi sunulan hikâyenin sonunda gerçeğin anlaşıldığı bir başkalaşım filmi: Kafka’nın Dönüşüm’ü gibi… Sinema ve edebiyatta bu konuyu işleyen birçok hikâye görmek mümkündür: Dostoyevski’nin unutulmaz karakteri “Raskolnikov” ya da “Öteki”ndeki “kendinden uzaklaşma” hali, Dante’nin “yolculuğu”,

Sevgili Bay X Postanız Geldi »

[Hece Öykü dergisinde yayımlanmıştır]  Sevgili Bay X, Öncelikle kaktüs mekanımın kuytusundaki kuyunun vatandaşı olan ben, bilmediğim her şey adına sizden özür dileyerek, iki sıra satır başı hatırına beni affedeceğinizi umarak söze başlarım. Orada beni okuyan bir ağız varsa, cehaletimin akışkan lavlarından nasiplenmemesini de dilerim çünkü cehalet, her gece misafir kabusumdur.   Sevgili Bay X, Konuştuğumda […]

Ece Ayhan: Devletin ve Tabiatın Karşıt Karaşını »

[Okudum Yazdım sitesinde yayınlandı] Yortsavul! Ece Ayhan’ı ilk olarak 1997-98 gibi Öküz dergisinde tanıdım. Kendi başına bir fenomen olan Öküz, bambaşka silüetleri içinde barındıran ve “Kültür-Fizik Dergisi” diye sunulan, biraz alt kültüre yakın ama çokca entelektüel bir dergiydi. Bu dergideki varlığının ötesini bilmediğim Ece Ayhan ise; benim için ilginç duruşu, müthiş tarihsel birikimiyle bambaşka, farklı […]

Mitralyözden, darbuka gibi bahsetmek… »

“Mitralyöz mitralyöz halay başı mitralyöz Zafer bizim olacak can yoldaşım sana söz Halkımız kazanacak can yoldaşım sana söz Vur ha vur ha vur ha vur mitralyözle vur ha vur Sevdamız kurşun olsun zulmün üstüne yağdır” TAMAMI

Sinemanın Elçisi Ya Da Acı Çeken Bir Kul Olarak Tarkovsky »

Geçen zamanla birlikte yaptığı işlerin ulaştığı doruklar nedeniyle ismi belirsiz bir sise ya da “kendisi,” imajı etrafındaki hale nedeniyle seçilemeyen birisine dönüşen “uzak”lardandır Tarkovsky: Cannes’dan tasdikli yönetmenimiz Nuri Bilge Ceylan’ın “Uzak” filminde adı açıkca anılıp bir karakterin “Hani Tarkovsky gibi filmler yapacaktık?” deyişinde bir fikir dünyası açar ya da ona inat sevimsiz bir entelektüel sohbette […]

Ateşin Düştüğü Yer »

Bir İstanbul Günü Türkiye İnsan Hakları Vakfı 20. Yıl adına düzenlenen “Ateşin Düştüğü Yer” isimli sergiye katılmak için Adapazarı’ndan trenle İstanbul yollarına düştüm. İstanbul Film Festivali’nde aynı günün akşamı gösterilecek “Ölücanlar” belgesel filmini de izlemek istiyordum. Ufak bir İstanbul farkındalığı olacaktı, başka farkındalıkları yüklenip büyük günü geride bıraktım. Şimdi bu satırları yazıyor olmak başka bir […]

Bulantı (Jean Paul Sartre) »

Felsefî varoluşçuluğun dehlizlerinde boğulmuş bir roman Bulantı ( La Nausée) [1], Fransız felsefeci ve roman yazarı Jean Paul Sartre’ın 1938 yılında yazdığı bir romandır. Bu romanın edebi incelemesi yapılırken, Varoluşçuluk adlı eserinden yola çıkılarak felsefi incelemesi de yapılacaktır. Varoluşçuluk ( l’existentialisme est un humanisme)[2] adlı eser, Sartre’ın 1946’da Club Maintenant’ta verdiği konferansın yayımlanmış metnidir. Bulantı […]