RSS Feed for SinemaCategory: Sinema

Offret / Kurban, Andrey Tarkovsky, 1986 »

Ulu Tanrım, Göklerdeki Ulu Tanrım, adın mübarek olsun.İnayetin üzerimize olsun.Yalnız senin dediğin olur.Rızkımızı sen verirsin.Bizi kötülüklerden korursun. Cennet senindir. Güç, zafer senindir.Amin. Tanrım, bu korkunç zamanda bizi esirge.Çocuklarımın ölmesine izin verme.Dostlarımı, karımı, Victor’u, seni sevenleri ve sana inananları, kör oldukları için sana inanmayanları da esirge. Seni bir an bile düşünmeyenleri de. Çünkü onlar acının ne […]

Nuri Bilge Ceylan Sinemasını Okumak: Açıklayıcı Bir Tercüme »

Bir rivayettir… Uzak filminin galasında yanına gelip “Mahmut’un bindiği küçük arabanın onun kişiliğini yansıttığından” bahseden bir seyirciye, “Hayır” der Nuri Bilge Ceylan; “o kendi arabamdır, filmde o nedenle kullanıldı.” Seyirci pes etmez ve bu kez de “çatışan iki karakterin içtikleri sigaraların markaları üzerinden kültür farklılığına değinip değinmediğini” sorar. Ceylan yine “Hayır” der, “birinin parası azdır […]

Baran, Mecid Mecidi (2001) »

Yalnız yaşayan Allah’a komşu olur… Ayrılık öyle bir ateştir ki alevi yürek yakar. Şimdi aşk zamanıdır… Bıyıklar yeni terlemiş, kan deli deli akmakta, yerinde duramayıp her şeye ve herkese burnunu sokmakta, biraz huysuz, biraz delişmen, biraz çenesi düşük, biraz kinci, biraz inatçıdır… Hepsinin toplamı, gençtir işte ve zaman ‘aşk’ zamanıdır, aşk-ı baran altında ıslanma zamanıdır. […]

Cennetin Çocukları / Mecid Mecidi (Children of Heaven/Bacheha-Ye Aseman) »

Bir çift ayakkabı başka bir ayağa gider ve ayakkabısız kalan ayaklar bez bir ayakkabıyla okul yolunu arşınlar. Sırdır kimselere söylenemeyen, sır aslında iki çocuğun küçücük dünyalarındaki kocaman sorumluluklarının gizlenmesidir. Ayakkabıya koşar ayaklar, umutla, hırsla, endişeyle; ayakkabısız kalır ayaklar yara bere içinde kırmızı renkli balıklarının içinde yüzdüğü bir havuzun serinliğinde… Oysa umut hep vardır. Belki istediğimiz […]

Kafka’dan Aronofsky’ye Bireyin Dönüşümü »

Aronofsky’nin son çalışması Black Swan, “Kuğu Gölü Balesi”ne dair ilginç bir film. İhtiras trajedisi gibi sunulan hikâyenin sonunda gerçeğin anlaşıldığı bir başkalaşım filmi: Kafka’nın Dönüşüm’ü gibi… Sinema ve edebiyatta bu konuyu işleyen birçok hikâye görmek mümkündür: Dostoyevski’nin unutulmaz karakteri “Raskolnikov” ya da “Öteki”ndeki “kendinden uzaklaşma” hali, Dante’nin “yolculuğu”,

Sinemanın Elçisi Ya Da Acı Çeken Bir Kul Olarak Tarkovsky »

Geçen zamanla birlikte yaptığı işlerin ulaştığı doruklar nedeniyle ismi belirsiz bir sise ya da “kendisi,” imajı etrafındaki hale nedeniyle seçilemeyen birisine dönüşen “uzak”lardandır Tarkovsky: Cannes’dan tasdikli yönetmenimiz Nuri Bilge Ceylan’ın “Uzak” filminde adı açıkca anılıp bir karakterin “Hani Tarkovsky gibi filmler yapacaktık?” deyişinde bir fikir dünyası açar ya da ona inat sevimsiz bir entelektüel sohbette […]

Rang-e khoda/ The Color of Paradise/ Mecid Mecidi / 1999 »

  “Bismillahirrahmanirrahim Ey Gören fakat Görünmeyen! Yalnız Seni ister yalnız Seni zikrederim!” cümleleri ile başlar Mecid Mecidi’nin yönetmenliğini yaptığı 1999 İran yapımı olan Cennetin Rengi filmi. Zâhirde, karısı vefat ettiği için yeniden evlenmek isteyen ve gözleri görmeyen oğlunu yük, eksik, fazlalık kabul ederek hayatının dışına çıkarmak isteyen ‘baba’yı; bâtında, dünya kendisinden uzaklaştırılan ve yaratılmış olan her […]

Gabbeh / Mohsen Makhmalbaf (1996) »

Sevda alıp başını gitmek ister ve tamamlanmak. Geride bıraktıklarına dönüp bakmak istemez, gördüğü sadece görebildiğidir, peşinde olduğu/peşinden gelen… ve öyküler gizlidir insanın yüreğinde, gözlerinde, kelimelerinde, yüreğinden sızan her şeyde: resimde, şiirde, öyküde, nakışta, kilimde… Eğer gözleriniz anlamı yakalamakta mahirse, gördüğünüz sadece şey/nesne değildir. Aşar onu muhayyileniz ve o şey’de gizlenen yüreği renk renk görürsünüz/izlersiniz. Doğu’da […]

Aşk, Allah Seni Korusun »

Eserle buluşmama vesile olan Memduh Yağcı’ya teşekkürlerimle… “Dünyadaki ruhlar kadar, Allah’a giden yol vardır” Bab Aziz’den…   Film eleştirmenliği, incelemesi başlı başına bir uzmanlık alanıdır. Ancak bir film üzerine yazma çabası hem bu gayenin içinde hem de bazen çok üstündedir. Özellikle ruhani, sürreel eserlerin incelenmesi tekniğin yalnızca izaha çalıştığı ve eseri çoğu kez özünden koparan […]

Hiroshima Mon Amour / Hiroşima Sevgilim, Alain Resnais (1959) »

Ne zordur aşktan vazgeçmek, aşkından vazgeçmek. Akıllanmak unutmak anlamına gelir. Hayır, akıllanmak değil, arada bir hatırlamak… ne kadar sevdiğini ve ne kadar acı çektiğini arada bir hatırlamak. Aşkın kollarında olmak, aşkının kollarında kalmak isterken, ölüm bile ayrılık anlamına gelmiyorken, insana en büyük engelin yine kendisi olması, belleği. Bellek unutmaya mahkumdur çünkü, acıyı dahi unutmaya… 1959 […]