RSS Feed for TasavvufCategory: Tasavvuf

Hamdım, piştim, yandım »

“… ateşe tapan zata demişler ki, “Ne kadar zaman böyle yaşayacaksın, gel Müslüman ol, şehadet getir…” O da demiş ki; “Ben şehadet getirdiğim zaman, sizler gibi mi olacağım, yoksa Bayazıd-ı Bestami gibi olabilecek miyim? Yani ben bir kere şehadet ettiğimde, hemen Bayazıd-ı Bestami gibi olabilecek miyim?” deyince, demişler ki; ” Hayır, olmaz, sen imana gelirsin ama, […]

Ben Sadece Allah Rızası İçin Film Yapıyorum »

Bu yılki Berlin Film Festivali’nde olmayı çok istemiştim. Semih Kaplanolu’nun son filmi “Bal”, Altın Ayı için yarışan filmlerden birisiydi çünkü. Yumurta ve Süt’ten sonraki filmi Bal’ı ilk izleyenlerden birisi olmak ve özellikle Werner Herzog’un jüri başkanı olduğunu öğrendikten sonra adeta alacağından emin olduğum en büyük ödülü Semih Bey’in elinde görmek için orada olmayı çok istemiştim. […]

Sadık Yalsızuçanlar: “Yazmak yaşamak, yaşamak yazmaktır.” »

Söyleşi: Arzu Ayan Tasavvuf sohbetleri, kürt sorununa dair düşünceler, romanlar, gözaltı öyküleri, söyleşiler, denemeler, düş bahçesine çocuklara masallar, hikayeler oldukça farklı alanlarda çok sayıda esere sahip bir yazar olarak size en yakın gelen türü sorarak başlasak ?Daha çok öykü yazarken kendimi iyi hissediyorum. Roman yazarken de biraz öyleyim. Ama yazdıklarıma roman denir mi bilmiyorum. Onları […]

Taşlar ve Başlar »

Sunuş : Değerli yorumcumuz Şeriff Bey’in önerisi üzere yayınlıyoruz. (MY) Kaynak : Sufizm ve insan “Hoşgörmek, boş görmek midir?” diye sormuştum evvelce bir yazıda… Bir tarafta, “zulme rıza zulümdür” buyuran Rasulullah (sav), diğer tarafta “koyundan yavaş gerek” diyen Evliyaullah! Bazıları bu durumu “karşıtlık” olarak algılıyor ve evliyullah’ın Rasul’den (sav) daha hoşgörülü, daha sevgi dolu vs. gösterildiğinden yakınıyor! […]

İşimiz Aşk! »

Meryem Irmak (Semazen.Net) “Vücud ikliminin sultanısın sen  Efendim derdimin dermanısın sen  Bu cism-ü natüvanın canısın sen  Efendim derdimin dermanısın sen…”                                            Tasavvuf nedir, ne öğretir? diye sorsalar “demdir, dem öğretir” derim, anladığım kadarıyla..  Dem nedir? dendiğinde cevap: “Andır, şu andır; şimdi bulmak ve bulduğunla OLmaktır.”  An kelimesi “mikro” ve bendeniz de “kör” sıfatında olduğumdan, ânı […]

sanat ve sinema üzerine kişisel bir yolculuk »

İnsan, varoluşunu anlamlandırırken çeşitli merhalelerden geçiyor. Bir anlamda ontolojik yükselme ya da alçalma sonucu gelinen yeni bir konum diye düşünebiliriz bu merhaleleri. Her yeni ontolojik konumda, hayata ve hayatımızı anlamlandıran her şeye bakış açımız değişiyor. Eğer ontolojik yükselme söz konusuysa ufkumuz genişliyor, eşyayı, insanı, doğayı ve kendimizi daha kapsamlı görme ve anlama şansına sahip oluyoruz. […]

“Diriyiz Daim, Ölmeyiz…” »

Sadık Yalsızuçanlar (Semazen.Net sitesi) Anadolu’yu mayalayan büyük bilgelerin ilahi aşk şarabıyla sermest olanı ve melametiyye ahlakının önde geleni Somuncu Baba’ya, Şeyh Hamid-i Veli’ye ait olan bu mısra bize der ki : “Aşıklar ölmez…” Bunu büyük bilge/şair Yunus Emre şöyle dile getirir : “Ölürse tenler ölür/Canlar ölesi değil…” Zira Ekberi irfanın takipçisi Molla Cami’nin deyişiyle, ‘insan […]

Kamil İnsan’ın Gönlü »

 Sadık Yalsızuçanlar (Semazen.Net sitesi) Yunus Emre bir şiirinin son dörtlüğünde, ‘Yunus Emre der hoca Gerekse var bin Hacc’a Hepisinden iyice Bir gönüle girmektir’ der. Buradaki ‘gönül’ün yüzey anlamıyla, herhangi bir insanı incitmemek, onun gönlünü kazanmak, ona iyilik etmek olduğu söylenir. Bazı yorumcular ise, Hacc diye nitelenen ‘gönül’ün, Efendimiz’in (asm) gönlü olduğunu belirtirler. Efendimiz’in gönlü, manevi […]

Tevhid nedir? »

Cemalnur Sargut (Semazen.Net sitesi) S : Tevhid nedir?  C : Tevhid konusu bu güne kadar işlediğimiz konuların en zorlarından biridir. Çünkü tevhid idrakle varılan bir mesafedir. Her şeyde ve her yerde Allah’ı görebilmek derecesine erebilmektir. İnsan öyle bir idrake ulaşıyor ki, eşyada dahi Allah’ı görüyor. Tıpkı Hz.Ali’nin çan sesi duyduğunda durması ve dinlemesi gibi… “Ne […]

Nedir Şu Tasavvuf Dedikleri? »

 Türkiye’nin en büyük firmalarından birisinde çalışırken, bazen, İstanbul’un Anadolu yakasında bulunan ve kendi çalıştığım yer olan Arge bölümünden, öteki yakadaki Genel Müdürlük binasına gitmek zorunda kalırdım. Kıyafet ve zaman kullanımı açısından nispeten esnek olan Arge bölümüne karşılık, orada takım elbise ve kravat ile bulunma zorunluluğu vardı. Bu durum bende kutuplardaki penguenler gibiymişiz hissi uyandırırdı. Bu […]