RSS Feed for ToplumCategory: Toplum

Dini bu işe bulaştırma, din ayrı dünya ayrıdır! »

İhsan Eliaçık “Absürt” sözcüğü Hind-Avrupa dil kökünde sağır, dilsiz, boğuk sesli (surdo) dan Latince’ye sağır (surdus/absurdus) olarak, oradan da Fransızca’ya saçma, anlamsız (absurd) manası kazanarak geçmiş… Bu durumda “absürt din”; sağır olduğu için çevresini duymayan, kör olduğu için çevreyi göremeyen, dilsiz olduğu için kendini ifade edemeyen, ifade etse bile boğuk sesli adam gibi söylediğinden bir […]

Halklar kardeş midir? »

Hasan Rua Demiroğlu  Halkların kardeşliğine inanmıyorum.  Çünkü bir birey olarak bakıldığında son derece renkli, çok sesli, zeki, duygusal, objektif ve hoşgörülü olabilen insanlar toplum haline geldiklerinde önyargılı, renksiz, toplumu yöneten kurumun ona taktığı tasmaya sıkıca bağlanan, tarihinden bağımsız düşünemeyen insanlar biçimine dönüşüyorlar. Kişiliğine ait bütün renklerin yerini toplumculuğun, kolektivizmin mat, sıkıcı, boğuk renkleri alıyor. Bu […]

Dehaların Türkiye Serüveni »

Dehaların yeryüzü serüveninin incelenmesi müstakil bir eser çalışmasını gerektirecek kadar önemli ve hacimlidir. Yeryüzünün Anadolu coğrafyasındaki serüveninin tarihi seyri bir tarafa bırakılır da konjonktürel olarak bakılırsa

Soyut duvarların ötesinde bir yaşam »

Yazar: Sevgi Engin Yolum Venedik’e düştü bu kez, yanımda ilk kez birlikte yola çıkacağım yoldaşlarım. Beni  daha çok doğunun o gizemine çekip götüren ayaklarım, bu kez hemen güneyimizde yer alan o küçük, ama tarihte oynadığı roller ile hep önemli olmuş kente götürecek.Yanımda erkek yol arkadaşlarım. İlk kez onlarla yola çıkacakmış gibi heyecanlıyım, ortalama yirmi yıldır […]

Sizin tacizciniz kim? »

Çok konuşuldu daha çok da konuşulacağa benzer. Hüseyin Üzmez’in 14 yaşında bir kızı taciz etmekle suçlandığı davadan tartışmalı bir Adli Tıp raporu ile serbest kalması sonrasında yaptığı televizyon şovları hepimizi şaşırtıyor, sinirlendiriyor.     Her türlü hukuk sistemi bir suçun sabit görülüp cezalandırılması için maddi delil, şahitler,

Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu (Şerif Mardin) »

Türk modernleşme sürecinin en önemli halkalarından bir tanesi, hiç şüphesiz ‘Yeni Osmanlılar’ hareketidir. Maalesef ülkemizde hem kendi dönemlerindeki reformistleri, hem de sonraki nesilleri derinden etkilemiş olan bu oluşum hakkında geniş kapsamlı araştırmalar yok denecek kadar az. Bu nedenle pek çok kimse hâlâ Yeni Osmanlıları Jön Türkler ile karıştırabilmekte ve aralarındaki temel farklılıkları gözden kaçırabilmekte.   […]

Kendi Nefsinde Olanı Değiştiremeyen Toplumun Masalı »

 Çocukluğumun unutamadığım kitaplarından Peter Pan’ın  bitişindeki son cümle ‘Çocuklar bu kadar unutkan ve kalpsiz olduğu sürece Peter Pan ve hayaller ülkesi hep varolacaktır’ idi. Çocukların bu kalpsizliğine beslediğimiz korku ile karışık intikam duygusundan mıdır yoksa bu günlerde benim gitgide daha fazla inandığım şekilde hayatın acımasız gerçeklerini daha o yaşta onlara öğretme telaşından mıdır bilinmez bizim […]

Sinema ile tasavvuf ilişkisinde Sinematografi »

Sinema ile tasavvuf ilişkisinin ele alınması, sinemanın şimdiye kadar, düşünce ile, felsefe ile, metafizik ile ilişkisini ele almayı, bu konuda yazılmış olanları gözden geçirmeyi de gerektiriyor. Bunun dışında, sinema ile metazifik arasında ilişki kurmayı becermiş yönetmenlerin eserlerinin de derinlemesine bir analizi, bizim sinemamızdaki imkânların görülebilmesi ve değerlendirilebilmesi için gereklidir.  Herşeyden önce sinema dilinin ne olduğu, […]

Bize ‘din’den bahset »

İhsan Eliaçık Gündelik hayatta çok sık rastladığımız “Din ayrı dünya ayrı”, “Dini bu işlere bulaştırma”, “Yine mi dini konular?”, “Hoca camide” veya “Dünyaya çok daldık, biraz da dinden bahset” gibi serzenişlerle kendini ele veren bilinçaltımızdaki “din anlayışının”, bizim coğrafyalarda, iki bin senedir değişmeyen bir algılamaya dayandığını düşünmekteyim. Dinden bahsetmeyi, yaşayan hayattan ayrı bir buud (boyut) […]

Buğday Ekmeği Kokan Memleketim »

 Yazar: Zühre Meryem Kaya Dedemin dedesi ve onun dedesinin dedeleri için emek ayrı bir kelimedir zihinlerinde. Emekle, sebatla girişmişler her işe… Yorulmuşlar, didinmişler, ter dökmüşler… Sırtları rahat bir yatak yüzü görmemiş, bolluk içinde sunulan bir masadan yemek yeme lüksleri olmamış… Alınlarından akan ter helal rızk diye isimlendirilmiş ve anaların ak sütü ile aynı güzellikte görülmüş.