Nesne »
By Konuk Yazar on Nis 8, 2021 in İnsan, Mutluluk | 0 Comments
Yazan: Ayşe Rüzgâr
Paris’in kötü ün yapmış “Pablo Picasso” isimli banliyösünde çekilmiş bir videoyu izledikten sonra bu satırları yazmak istedim. Bir bakıma zihnimde bu fikrin yeşermesine sebep olan şey sitenin ismi ile gerçeği arasındaki tezat.
Nereden başlayacağımı bilemiyorum; onun için gördüklerimi anlatayım: Benimle aynı yaşta gençler yıkık dökük otoparkta sabahtan akşama kadar patlak bir topla oynuyorlar. Sonra içinde yaşadıkları çöplüğü hem duygulandıran hem de sarsan bir gururla kameraya gösteriyorlar.
Etrafımdaki insanlarla benzer peşin hükümlere sahip olduğum halde açık fikirli olduğumu düşünüyordum. Anladım ki yanılıyormuşuz; herşeyi baştan beri yanlış anlamışız. Kolaya kaçarak kendi değerlerimizi dünyanın merkezi sanıyormuşuz ve bu bizim gözlerimizi bağlamış.
Günler, geceler, aylar yıllar boyunca bir nesne arıyoruz; ömrümüzü ne olduğunu bilmediğimiz o nesneyi aramakla geçiriyoruz. Ama ne kadar arasak da bulamıyoruz. Ele geçirdiğimız her yeni şey, elimizdekileri daha gülünç ve yetersiz kılıyor. Ne kadar çok sahip olursak elimizdeki o kadar azalıyor. Baştaki tatminsizlik hissi giderek büyüyor ve biz daha hızlı çırpınıyoruz.